İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’ı vurmasında sonra, Lübnan'daki yüz binlerce Suriyeli mülteci Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine geçmeye başladı. Mültecilerin sorunsuz geçişini sağlamak ve gereken yardımları ulaştırmak amacıyla, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi tarafından bir kriz masası oluşturuldu. Kuzey ve Doğu Suriye Göçmen Ofisi'nin belirttiğine göre, şimdiye kadar 20 bin Suriyeli mülteci Özerk Yönetim bölgelerine geçmiş bulunuyor. Gelen mültecilerin ihtiyaçları, bulundukları yerlerdeki komünler aracılığıyla Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne bağlı göçmen ofisi tarafından karşılanıyor.
Çatışmalar nedeniyle bölgeden ayrılmak zorunda kaldıklarını belirten Ehmed Ebdil Dêrî, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Başta Lübnan’ın güneyinde saldırılar başladı. Ama giderek Lübnan’ın geneli bu saldırılardan zarar görmeye başladı. Çalıştığımız fabrika vuruldu; benim kızlarım var, onların güvenliği için oradan ayrılmak zorundaydım. Saldırıların ikinci gününde çıkmaya başladık. Lübnan’dan çıkarken elbette yolda sıkıntılar yaşadık. İlk başta bir dağ yolundan gitmek zorunda kaldık. Çıkarken hiçbir şeyi yanımıza alamadık; her şeyimizi bırakmak zorunda kaldık.
Ancak sınırı aştıktan, yani Reqa’ya getirildikten sonra bize çok yardımcı oldular. Bizi komüne götürdüler. Orada isimlerimiz alındıktan sonra tüm ihtiyaçlarımız karşılandı. Şu anda Özerk Yönetim’e bağlı sosyal hizmetler ofisine ait bir yerde kalıyoruz ve bize büyük destekleri oldu. Ancak biz uluslararası kuruluşlardan da yardım istiyoruz. Benim engelli bir kızım var. Eşim hasta, ben de hastayım. En azından bu konularda yardım edilmesi gerekiyor. Çünkü burada çok sayıda mülteci var ve hepsine yeterli yardım sağlamak zor elbette. Lübnan’da kayıtlı 3,5 milyon Suriyeli mülteci var. Tüm bunların ciddi anlamda desteğe ve yardıma ihtiyacı var. Bu nedenle uluslararası kurumların bu konuda sorumluluk alması gerekir."
Musenna adındaki mülteci ise şunları söyledi: “Saldırılar başladığında ben evimdeydim. İlk saldırıda bulunduğumuz binaya isabet etti. Ancak binanın yukarısında bulunan büyük su tanklarına isabet ettiği için ciddi zarar görmedik. Ondan sonra zaten çıktık. İlk başta, Lübnan’dan çıkana kadar zorlandık; ancak Reqa’ya ulaştıktan sonra her şey çok iyi gelişti. Bizi çok iyi karşıladılar. Komünler, tüm ihtiyaçlarımızı karşıladı. Ancak çok sayıda mülteci var ve uluslararası insani kurumların da mültecilere yardım etmesi gerekir.”
Bir diğer mülteci Huseyîn Eli Huseyîn de, “Savaş başladığında kendini kurtarabilenler çıkmayı başardılar; kurtulmayı başaramayanlar da oldu tabii. O saldırılarda hayatını kaybedenler de var. Bizler başta Bukaa’ya, oradan da Suriye tarafına geçtik. İlk Suriye’ye ulaştığımızda, yabancı üç sivil toplum örgütünden yardım istedik ama şu ana kadar onlardan bize herhangi bir yardım yapılmış değil. Uluslararası kurumlar sorumluluk almıyor. Arazide kalıyorduk; insanlardan battaniye ve erzak istiyorduk. Daha sonra da Reqa tarafına geçtik. Buraya geçtikten sonra durumumuz iyi oldu. Özerk Yönetim tarafından yapılan yardımlarla ihtiyaçlarımız karşılandı,” dedi.