İşgalci Türk devletinin demografik değişim politikaları konusunda bir kez daha uyaran MSD, “MSD, 6 Şubat deprem felaketinin başlangıcından bu yana, depremden etkilenen Suriye halkına hizmet etmek için tüm siyasi ve diplomatik imkanlarını kullandı. Bu kapsamda insani yardımların sınır kapılarından ulaştırılması için birçok girişiminde bulundu, Suriye ve Özerk Yönetim bölgelerinde hem sivil hem halk inisiyatiflerinin kurulmasını teşvik etti” dedi.

ÖZERK YÖNETİM’İN YARDIMLARI YASAKLANDI

Açıklamada devamla şunlar ifade edildi:

“İşgalci Türk devletine bağlı çete gruplar, kısa sürede kapıya ulaşan Özerk Yönetim’in yardımlarını yasakladı. Bu gruplar ve geçici hükümet, Türk devletinim Türkiye’deki yurttaşlara karşı sorumluluğunu yerine getirmediği ispatlanmasına rağmen Suriyelilere dönük politikalarını savundu.

Türkiye’nin iç politikası ya da AKP basını, öncelikle Türk depremzedelerin kurtarılması gerektiğini belirtti. Ancak Suriye’nin kuzeybatısındaki Suriyeli depremzedelere karşı işlenen suç, Türk devletinin politikasını temsil ediyordu. Bununla birlikte, Türkiye’ye bağlı çete grupları Özerk Yönetim’in yardımını karşılamadı, Sivil Savunma Kurulları’nın çağrılarını görmezden geldiler. Ancak insani, ahlaki ve ulusal görev için, bu terörist grupların kendilerine inancı olmadığını bilmemize rağmen yardım etmeye çalıştık.

ŞİDDETLE KINIYORUZ

Türk devletinin Suriye’nin kuzeybatısındaki Kürtlere karşı uyguladığı bu demografik değişim politikalarını şiddetle kınıyoruz. Uluslararası toplumu müdahale etmeye ve Kürtleri gerçek yerlerinden göç etmemeleri için baskı yapmaya çağırıyoruz. Mevcut durumunda Efrîn halkının yüzde 70’inden fazlası yerinden edildi.

Öte yandan, Türk devletinin uluslararası tarafların Suriyelilere ettiği yardımları finanse etmesi konusuna uyarılarda bulunuyoruz.

Aynı şekilde Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik bombardımanlarını kınıyoruz. Türk devleti son iki hafta içinde Mehmûdiyê köyünü ve birçok aracı SİHA’larla hedef aldı.

Şam hükümeti ulusal diyaloğa vurgu yapmasına rağmen bu felaketi dar siyasi çıkarları için kullandı, ulusal inisiyatiflerin yardımlarını reddetti. Şam hükümetinin politikaları, yurttaşların insani ve ekonomik koşullarının tahrip edilmesinden birincil sorumlusudur.

MSD geçmişte Suriyelilere çatışmalarını bir kenara bırakması, diyaloğun yürümesi için demokratik cephe oluşturulması ve BM’nin 2254 sayılı kararının yerine getirilmesi için Suriye’deki tüm güç ve taraflara çağrı yaptı. Aynı zamanda Suriye ulusal diyaloğunun stratejik bir seçenek olduğunu ve toplumun tüm bileşenlerinden aktif siyasi temsilcilerin olması gerektiğini belirtti.

HESAP SORULMALI

Depremde yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara ise acil şifa diliyor, Suriye halkına yardımlarına el uzatanlardan hesap sorması gerektiğini belirtiyoruz.

Tüm ulusal demokratik güçlere birlik olması, aktif mekanizma kurması ve bölgeye gönderilen insani yardımları takip etmesi çağrısı yapıyoruz. Öte yandan QSD’ye ise mücadelesini büyütmesi ve Suriyelilerin acılarını azaltma fırsatını kaçırmaması çağrısı yapıyoruz.”