Takvimler 9 Ekim 2019’u gösteriyordu. 8 yıl boyunca DAİŞ, Cephet El Nusra, Ehrar El Şam vb. çete gruplarına karşı eşsiz direnişlerin gösterildiği ve binlerce fedainin bu uğurda şehit düştüğü Rojava Devrim sahası karanlığa gömülmek istendi. NATO’nun bilmem kaçıncı ordusu olarak adlandırılan Türk devleti Efrîn, Bab, Cerablus, Ezaz, İdlib’in ardından bu kez de Serêkaniyê-Girê Spî merkezli Kuzey-Doğu Suriye’ye ‘Barış Pınarı’ adıyla yeni bir işgal harekâtı başlattı. Doğru harekâtın adı ‘Barış’tı. Ancak onlarca kişinin ölümüne, yüzlerce kişinin yaralanmasına, yüzbinlerce kişinin de evlerini terk edip göç etmesine neden olan bir ‘Barış’ harekâtıydı.

Suriye’de işgal ettiği bölgelerdeki ihlalleri ve işlediği suçlar bilinmesine rağmen ABD, Rusya vb. uluslararası güçler, Türkiye’nin bu işgal harekâtını görmemezlikten ve duymamazlıktan gelmeye çalıştı. Ancak hiçbiri de umduğunu bulamadı. Ne Türk devleti hedeflediği gibi 1-2 günde bölgeyi ele geçirdi ne de uluslararası güçler gelen tepkileri görmezden gelebildi. Çünkü yüzbinlerce kişi dünyanın dört bir yanından tek yürek olup Rojava’ya ses vermişti.

Türk devleti sınır hattından saldırırken ortağı DAİŞ de içeriden harekete geçti. Aslında Rojava Devrim sahası ikinci kez bir devrime imza attı denilebilir. Onlarca savaş uçağı, İHA-SİHA, binlerce tank, top, havan, obüs, füze hatta bunlar da azmış gibi beyaz fosfor ve misket gibi yasaklı silahların kullanıldığı bir topyekun savaşa karşı direnmek gerçek bir devrimdi.

SALDIRIDAN SAATLER ÖNCE

Saldırıdan saatler önce neler yaşandı? Saldırı nasıl başladı? Nerelere saldırı oldu ve sonuçları nelerdi? Saldırı dışarıdan nasıl göründü? Kim ne dedi? Saldırıyla ilgili her şey gün ve gün şöyle:

-9 Ekim saat 01:00 civarlarında açıklama yapan Demokratik Suriye Güçleri (QSD), “Sınır hattındaki tüm göstergeler, saha bilgileri ve Türk devletinin yoğun askeri sevkiyatları, bölgenin Türk devleti ile ona bağlı çete gruplarının yoğun saldırısına maruz kalacağını gösteriyor. Bu saldırılar, binlerce sivilin hayatına mal olabilir. Çünkü sınır hattı sivillerle doludur. Bu esasla, uluslararası topluma ve beraber başarılara imza attığımız Uluslararası Koalisyona sorumluluklarını yerine getirme ve muhtemel bir insani krizin önüne geçme çağrısı yapıyoruz” demişti.

-Saat 02:00 sularında DAİŞ çeteleri Reqa’nın Basil Mahallesi’ndeki QSD’nin güvenlik noktalarına saldırdı.

-Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Türk devletinin olası işgal saldırılarına karşı seferberlik ilan etti.

-Cizre Bölgesi halkları, bölgedeki Kürt ve Arap Aşiretleri Türk devletinin işgal tehditleri altında olan Serêkaniyê’ye doğru akın etmeye başladı.

-Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük işgal tehditlerini sürdüren Türk devletinin cumhurbaşkanlığı iletişim başkanı Fahrettin Altun, Washington Post gazetesindeki makalesinde, “Dünya, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusu için hazırladığı planı desteklemeli” ifadeleriyle işgale ortak çağrısı yaptı.

-Suriye rejiminin resmi haber ajansı SANA’ya konuşan Suriyeli yetkililer, “Suriye, Türk saldırısına karşı tüm meşru yöntemlerle durma kararlılığını yineler” diyerek Türk devletinin Suriye sınırındaki hareketliliğine tepki gösterdi. Haberde, “Bu tehditlerin Suriye toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı duymayı onaylanan uluslararası kanun ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına ağır bir ihlal olduğu” ifade edildi.

SAATLER 16:00’YI GÖSTERDİĞİNDE

Saatler 16:00’yı gösterdiğinde işgalci Türk devletine ait savaş uçakları Serêkaniyê’nin Mişêrfa köyünü ve kent merkezinde bulunan birçok noktayı bombalamaya başladı. 2 dakika süren bombardıman sonucunda 1 kişi şehit düşerken 8 kişi de yaralandı.

Bombardımanın ardından Girê Spî ve Eyn İsa bölgelerine dönük de yoğun saldırılar başlatıldı. Türk devleti Dêrik’ten Tirbespîye’ye Qamişlo’dan Dirbêsiyê’ye Serêkaniyê’den Girê Spî’ye Eyn Îsa’dan Kobanê’ye kadar olan 450 kilometrelik alana topyekûn bir saldırı başlattı.

İşgalci Türk devletinin çeteleriyle beraber Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırmasının ardından öz savunmaya geçen halk silahlarını alıp cepheye koştu. Cephe dediğimiz yerde öyle çizilmiş ya da belirlenmiş bir yer değildi. Her yer direniş cephesi idi.

BARAJLAR, FIRINLAR, HASTANELER, GÖÇMEN KAMPLARI, CEZAEVLERİ…

Bölgenin demografik yapısını değiştirmeyi ve yerel halkı göçertme politikaları izleyen işgalci Türk devleti, bölgeye hizmet sağlanan noktaları hedef almaya başladı. Bu doğrultuda bölgede bulunan barajlar, fırınlar, hastaneler, göçmen kamplarına ve cezaevlerine saldırıldı. Bugün düzenlenen bu tarz saldırılardan bazıları şöyle:

-Türk devleti Dêrik’te bulunan Mensûra barajını bombalamaya başladı.

Türk devleti akşam saatlerinde bu kez de ‘uluslararası alanda tanınan ve en tehlikeli DAİŞ çeteleri’ olarak adlandırılan DAİŞ’lilerin tutulduğu Qamişlo’daki Cerkîn cezaevinin etrafını bombalamaya başladı.

KARADAN GİREMEYİNCE…

QSD savaşçıları, sınır hattındaki duvarı kaldırarak Serêkaniyê ve Girê Spî’ye girmeye çalışan Türk askerlerinin saldırılarını geri püskürttü. Karadan ilerleyemeyen Türk çeteleri bölgeyi yoğun olarak bombaladı.

Direnişçiler, Türk devletine ait çok sayıda tank ve ağır silah bulunan aracı da imha etti. Sınırın diğer tarafında bulunan Türk üsleri ve karakolları direnişçilerin hedefindeydi. Şırnak, Mardin ve Urfa’da bulunan karakollar, eşsiz direniş karşısında boşaltılmak zorunda kalındı.

DÜNYADAN TEPKİ VE GÖRÜŞLER

Saldırılara karşı Kürdistani hareket ve partilerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası alanda da yoğun tepkiler vardı. Dünyanın dört bir yanında Kürtler ve dostları işgale karşı yürüyüşler düzenliyor ve direnenleri selamlıyordu.

KÜRDİSTANİ HAREKETLER

Kürdistan Yenilikçi Hareketi Başkanı Dr. Rızgar Qasım, Türk devletinin, Kürtlerin kimliğini, kültürünü ve dilini yok etmeye çalıştığına işaret ederek Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan Arap, Kürt, Türkmen, Çerkez, Ermeni, Süryani, Asuri tüm halkların bu gerçeğin farkında olup Türk işgalciliğe karşı durması gerektiğini belirtti.

Kürt Ulusal Birliği Konferansı Tertip Komitesi, Türk devletinin işgal saldırılarına karşı tüm siyasi parti ve güçlere ulusal birliği oluşturma çağrısı yaptı.

Partiya Komarî ya Kurdistanê- Suriye Yürütme Kurulu ise yaptıkları açıklamayla “Partimiz tüm üye, yönetici ve taraftarlarıyla birlikte siyasi parti faaliyetlerini durdurarak, Türk devletinin işgal saldırıları karşısında silahlı mücadele vermeye başlamıştır” dedi.

AB ÜLKELERİ: TC’NİN TASARLADIĞI GÜVENLİ BÖLGE UYGUN DEĞİL

Avrupa Birliği (AB) üyesi 28 ülke yaptıkları yazılı açıklamayla Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını durdurması çağrısında bulunarak, “AB Türkiye'ye tek taraflı askeri operasyonunu sonlandırması çağrısında bulunmaktadır. Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'nin tasarladığı güvenli bölgenin sığınmacıların dönüşü için gerekli uluslararası kriterleri karşılaması ihtimal dâhilinde değildir” demişti.

ABD: DAİŞ’İN YENİDEN VAR OLMASI TEHLİKESİNİ TAŞIYOR

Dönemin ABD başkanı Donald Trump, Türk devletinin Suriye’ye dönük işgal harekâtı başlattığını ve bunu onaylamadığını söyleyerek, “ABD bu saldırıyı desteklemiyor ve bu operasyonun kötü bir fikir olduğunu Türkiye’ye açıkça belirtmiştir. Türkiye, hapisteki tüm DAİŞ savaşçılarının bu şekilde kalmasını sağlamaktan ve DAİŞ herhangi bir şekil veya formda yeniden ortaya çıkmamasından sorumludur. Türkiye'den taahhütlerine bağlı kalmasını bekliyoruz ve süreci yakından takip ediyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

ABD'nin eski DAİŞ’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, saldırının sonuçlarının ağır olacağını belirterek, "DAİŞ ise, bu karmaşa içinde yeniden var olma hazırlığı yapıyor" dedi.

ABD’li Cumhuriyetçi senatör Graham: “Trump yönetimi tarafından utanç verici bir şekilde terk edilen Kürt ittifaklarımız için dua edin. Erdoğan'ın (askeri saldırının) bedelini çok ağır ödemesi için Kongre’de çabalarda bulunacağım.”

ARAP ÜLKELERİ

Mısır Dışişleri Bakanlığı, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye başlattığı saldırıları “Kardeş bir Arap devletinin egemenliğine karşı küstahça ve kabul edilemez bir saldırı” olarak adlandırararak Arap Birliği’ni olağanüstü gündemle toplanmaya çağırdı. Mısır’ın çağrısı üzerine Arap Birliği acil olarak toplanma kararı aldı.

AVRUPA ÜLKELERİ

Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, Türk devletine Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük başlattığı saldırıları durdurma çağrısı yaptı.

Fransa ve İngiltere, Türk devletinin Kuzey-Doğu Suriye’ye dönük işgal saldırılarına karşı BM Güvenlik Konseyi’nin acil toplanmaya çağırdı.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Türkiye'nin adımlarının bölgeyi daha istikrarsız hale getirme ve IŞİD'in tekrar ortaya çıkmasına yol açma riski taşıdığını söyleyerek, "Türkiye'nin harekâtı yeni bir insani felakete ve sığınmacı dalgasına yol açabilir. Türkiye'yi bu operasyonu sonlandırmaya ve güvenlik çıkarlarını barışçıl yollarla sağlamaya davet ediyoruz" dedi.

Hollanda, Türkiye'nin işgal saldırıları nedeniyle, Türkiye'ye tüm silah satışlarının dondurulduğunu duyurdu. Hollanda Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "Hollanda, durumun gidişatına bağlı olarak, Türkiye'ye tüm askeri malzemelerin ihracatı için yapılan lisans başvurularını askıya almaya karar verdi" denildi.

Kanada Dışişleri Bakanı Chrystia Freeland: “Kanada Türkiye'nin Suriye'ye saldırısını sert şekilde kınıyor... Sivillerin korunması ve tüm taraflara uluslararası hukukun yükümlülüklerine uyma çağrısında bulunuyoruz.”

YARIN: Onur Direnişinin 2. günü: İlerleyemeyen Erdoğan’dan AB’ye tehdit