İşgalci Türk devletinin son zamanlarda tekrar Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik tehditlerini değerlendiren QSD Girê Spî komutanlarından Baz Cindirês, Türk devletinin her zamanki gibi sıkışmışlığını ve yenilgisini saklamak için Kuzey-Doğu Suriye bölgesini hedef aldığını dile getirdi.
Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik tehditlerinin ardından Til Temir, Eyn Îsa ve Minbic hatlarında işgalci Türk devleti ve güdümündeki çetelerin hareketliliği arttı.
Türk devletinin cephe hattında bazı bölgelerde konvoy şeklinde hareketliliği olduğunu belirten QSD Girê Spî komutanlarından Baz Cindirês, "İşgalci Türk devleti tarafından işgal alanlarındaki çetelerle de bazı toplantılar yapıldı. Türk devletinin tekrar neden tehditlerine başladığının nedeni çok açık. Türk devleti bir süredir Medya Savunma Alanları’na aralıksız bir şekilde saldırıyor. Gerilla ile Türk ordusunun savaşı hala devam ediyor.
Türk devleti çok büyük kayıplar verdi ve tıkanmış durumda. Yine İdlib’te sıkışmış. Bu nedenle bir çıkış yapmak istiyor. Hem İdlib, hem de gerillaya karşı yaşadığı sıkışmışlığı bir yerden çıkartmak istiyor. Bunu da Kuzey-Doğu Suriye alanlarına saldırarak aşmayı hedefliyor. Yine Türk devletinin işgal ettiği alanlarda halkın çok büyük bir tepkisi var. Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî alanlarında halkın büyük bir rahatsızlığı var. Efrîn’de kadınlar kaçırılıyor, çocuklar kaçırılıp karşılığında fidye isteniyor. Girê Spî de halk kaç defa Türk devleti ve çetelerinin uygulamalarından dolayı ayaklandı, tepkilerini ortaya koydu. Tüm bunlar Türk devletinin giderek daha fazla sıkışmasına neden oluyor" diye konuştu.
GÜÇLERİMİZ HER TÜRLÜ SALDIRIYA KARŞI KENDİNİ HAZIRLADI
Türk devletinin Kuzey-Doğu Suriye'ye yönelik tehditlerinin her zaman olduğunu vurgulayan Baz Cindirês, Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî savaşından sonra güçlerini yeniden bir eğitim sürecinden geçirdiklerini kaydetti. Türk devletinin işgal saldırılarından önce QSD'nin, DAİŞ’e karşı büyük bir savaş yürüttüğünü hatırlatan Cindirês, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Elbette DAİŞ’e karşı savaş, devletlere karşı savaşa benzemiyor.
Ancak DAİŞ coğrafik anlamda bitirildikten sonra QSD olarak uyuyan hücrelere karşı, özellikle 21. yüz yıl tekniğine karşı kendini savunma, bu teknikleri boşa çıkartma taktikleri ve savaşma taktiklerini geliştirme konusunda güçlerimiz bir eğitim sürecinden geçti. Savaş tekniği ve teçhizatı anlamında kendini eğitme ve geliştirme esas alındı. Bu anlamda Kuzey-Doğu Suriye topraklarına karşı yapılacak her türlü saldırıya karşı güçlerimiz kendilerini hazırladı"
TÜRK DEVLETİ DEVRİME EMEK VERMİŞ SİVİLLERİ HEDEF ALIYOR
Türk devletinin farklı farklı yöntemlerle Kuzey-Doğu Suriye'ye karşı savaşmaya devam ettiğinin altını çizen Cindirês, "Eyn Îsa’dan Til Temir, Minbic ve Şehba’ya kadar bombardımanlarına devam ediyor. Bu saldırılar da daha çok sivillere karşı yapılıyor. İşgalci Türk devleti uluslararası savaş kanunlarının hiç birini tanımıyor. Her savaşta öncelik olarak sivillerin can güvenliği esas alınırken, Türk devleti tüm bu kanunları ayaklar altına alıyor. Şimdiye kadar Türk devletinin saldırılarında onlarca sivil katledildi ve sivillere ait yerler zarar gördü.
Yine son zamanlarda Türk devleti SİHA’larla sivilleri hedef alıyor. Özellikle devrime emek vermiş, devrimin başından bu yana her şeyini devrime adamış, devrimin temelini oluşturan yurtseverleri hedef alıyor. Türk devleti için sivil ya da asker fark etmiyor; Kürt, Arap, Süryani, Çerkes olması da fark etmiyor, devrime emek veren herkes Türk devletinin hedefi oluyor. Türk devleti bu saldırılarını ihanetçiler aracılığıyla yapıyor. Bu anlamda halkımızın, yurtsever ailelerimizin duyarlı olması gerekir. Devrime karşı savaşan ve düşmanın yanında yer alan ihanetçilere fırsat vermemeli ve onları kendi içinde kabul etmemeliler" dedi.
HALKIMIZ QSD'NİN YANINDA YER ALARAK SALDIRILARI BOŞA ÇIKARIYOR
"Erdoğan’ın tehditlerinden sonra, Suriye Şam hükümetine bağlı basın da bunu çok fazla işlemeye başladı" diyen QSD Komutanı, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Türk devletinin her an saldıracağı, İdlib ve diğer yerlerden çok fazla çete getirdikleri gibi haberler yapmaya başladılar. Tabii ki tüm bunlar Kuzey-Doğu Suriye halkına karşı yürütülen psikolojik bir savaştır. Bu şekilde halka QSD sizi savunamaz, rejimin tarafına geçin, demeye getirdiler. Ancak halkımız bu konuda duyarlıdır. Halkımız bu tür siyasetleri iyi anlıyor ve çözüyor.
Kuzey-Doğu Suriye halkı bilinçli bir halktır, bu tür psikolojik savaşı ciddiye almaz. Halkımız tüm bunların farkındadır. Ülkesi ve toprakları burasıdır. Buradan başka gidecek yeri olmadığının bilincindedir. Eğer burası işgal edilirse gidecek yeri olmaz. Ve eğer işgal bölgesinde kalırsa köle olmaktan başka şansı olmadığını da biliyor. Bu nedenle halkımız QSD savaşçıları dışında kimseye ne güvenir ne de sırtını dayar. Elbette bizim de tek moral kaynağımız halkımızdır. Aynı zamanda gücümüzü de halkımızın desteğinden alıyoruz. Bu toprakları halk ve QSD birlikte kazandı ve birlikte savunacaktır."