QSD: Savaşımız çetelerledir

QSD, "Güçlerimiz ile Dêrazor halkı arasında herhangi bir çelişki ve sorun bulunmaktadır, savaşımız çetelerledir" dedi.

Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanlığı, 7. gününde devam eden Güvenliği Güçlendirme Operasyonu ve yaşanan gelişmelere ilişkin açıklama yaptı.

QSD, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

“Güvenliği Güçlendirme Operasyonumuz DAİŞ hücrelerine ve suçlulara karşı başlatılmıştır. Operasyonun başlamasından bir süre sonra bazı dış güçler müdahale girişimlerinde bulunarak kirli planlarını uygulamak için bir fırsat olarak değerlendirmek istemişlerdir. Özellikle son üç günde QSD ve Dêrazor Askeri Meclisi ile Fırat suyunun batısına geçen Şam hükümetinin güvenlik kurumlarına bağlı silahlı çeteler arasında çatışmalar yaşanmıştır. Fırat nehrini ve Salihiyê hattına geçen çeteler halk arasında fitne ve çatışma çıkararak, çatışmaların QSD güçleri ile Dêrazor halkı arasında yaşanıyormuş gibi bir görüntü vermek istemişlerdir. Bu iddialar yalandır; nitekim güvenliği arttırma operasyonu Dêrazor halkı, bölgenin ileri geliri ve aşiretlerin talebi üzerine başlatılmıştır. Güçlerimiz ile Dêrazor halkı arasında herhangi bir çelişki ve sorun bulunmaktadır, tersine QSD’nin bölge halkını DAİŞ zulmünden kurtardığı, şimdiye kadar koruduğu, bölgenin güvenlik ve istikrarını sağladığı herkes tarafından bilinen bir gerçektir.

'FİTNE YARATILMAK İSTENİYOR'

Yapılan antipropagandaların amacı güçlerimiz ile Arap aşiretleri arasında bir çatışma varmış gibi göstermektir. Fitne yaratılarak QSD ve halk arasındaki birliği bozmaya yönelik girişimlerin ötesinde bir şey değildir. Bazı karşıt kesimlerle mevcut durumu, Kürt-Arap çelişkisi şeklinde göstermeye çalışmaktadır. Suriye krizinin başlangıcından itibaren var olan bu oyunlarla devrim hattı ters yüz edilerek din, mezhep ve etnik kimlikler arasındaki savaş olarak gösterilmek istenmektedir.

2013 yılından itibaren QSD ile DAİŞ arasındaki savaşı Kürt-Arap savaşı olarak göstermeye çalışan birçok çevrenin bu politikaları günümüzde de devam ediyor. Gerçekte ise Arap halkının Kürt halkı ile, Kürt halkının da Arap halkıyla çelişkileri bulunmamaktadır. Her iki halk uzun yıllardır birlikte ve huzur içinde yaşamakta, Arap, Kürt, Süryan ve Ermeni kızları ve oğulları Özerk Yönetimi’n tüm kurumları ile QSD’nin bileşenlerinde 8 yıldır omuz omuza mücadele veriyor, topraklarımızı çetelerden özgürleştirmek için kanlarını dökmüştür. QSD, bölge halklarının, özellikle de Arap ve Kürt halklarının birliğinin ispatıdır. Bu nedenledir ki art niyetliler bu birliği bozma ve halkın duygularıyla oynama girişimlerini arttırmaktadır.

Halkımızın bu oyunların farkında olduğuna inanıyoruz. QSD’nin bu oyunlara karşı tutumu da bölgeyi tüm bileşenleri ile korumaktır. Bu da fitne ve oyunlara verilecek en güçlü cevaptır.

'QSD TÜM BÖLGE HALKLARININ GÜCÜDÜR'

İşgalci Türk devleti ve bağlı çeteleri de bu durumu fırsat bilerek beş koldan Minbic Askeri Meclisi savunma hatlarına saldırmıştır. Minbic Askeri Meclisi savaşçıları da kahramanca cevap vererek tüm saldırıları püskürtmüş, meclisin bir savunma hattına ulaşan çete grubunu etkisiz hale getirmiş ve işgalci Türk devletinin çetelerine büyük darbe vurmuştur. Bu, bölge haklarına ve güvenliğine şantaj yapanlara karşı QSD’nin en büyük cevabı olmuştur.

Başta Dêrazor halkımız olmak üzere tüm bölge halklarına bu fitne girişimleri ve oyunlara gelmemeleri çağrısında bulunuyoruz. QSD tüm bölge halklarının savunma gücüdür. Mevcut savaş QSD ile işgalci Türk devleti çeteleri ve Şam hükümeti güvenliğine bağlı kesimler arasında yaşanıyor.  QSD ve bölge aşiretleri arasında herhangi bir çelişki yoktur, aşiretlerle sürekli iletişim halindeyiz. Fedakarlığımız bölge halklarının güvenliği, bölgenin istikrarı ve barışı içindir. QSD bu misyonunu yerine getirmede tereddüt yaşamayacaktır.”