Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM), Güvenliği Güçlendirme Operasyonu’na ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Diktatör ve faşist sistemlerinin Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerinde rekabet halinde olduğunun belirtildiği açıklamada, bölgenin güvenliğini tehlikeye atan girişimlerin arttığına ve bu güçlerin hedeflerine ulaşmak için her türlü yol ve yönteme başvurduğuna dikkat çekildi.

TEV-DEM, bölgenin istikrarını ve güvenliğini hedef alan bu güçlerin bölgedeki halkları birbirine kışkırtmak amaçlı mezhepsel ve ulusal çatışmalar yaratma girişiminde bulunduğunu belirtti. TEV-DEM, bu güçlerin işgalci Türk devletinin yeni Osmanlı politikası zihniyetiyle DAİŞ çetelerinin terör saldırılarını kendi çıkarları doğrultusunda bir sonuca bağlamaya çalıştığını vurguladı.

'TÜRK DEVLETİ SİVİLLERİ DE HEDEF ALIYOR'

Açıklamada, Suriye ve İran devletlerinin Dêrazor bölgesini ele geçirmek için tüm ağırlığını bölgeye verdiği, hegemonyasını genişletmek isteyen İran'ın bir hedefinin de Dêrazor’da hakimiyet kurmak olduğu vurgulandı. TEV-DEM işgalci Türk devletinin QSD’nin başlatmış olduğu operasyonlar sırasında Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerinin farklı alanlarına yönelik saldırı girişimini artırdığını ve sivil ya da askeri ayırtmaksızın araçları hedef aldığını kaydetti.
Saldırılarda çocukların da bulunduğu birçok kişinin şehit olduğu ve yaralandığına dikkat çekilen açıklamada, bu saldırılarla işgalin genişletilmek istendiği kaydedildi.

'QSD'Yİ DAHA GÜÇLÜ SAHİPLENELİM'

Bölgenin güvenlik ve istikrarını korumak için tüm imkanlarını seferber eden QSD ve savaşçılarının direnişini selamlayan TEV-DEM, Güvenliği Güçlendirme Operasyonu’nun şehit ailelerine başsağlığı yaralılarına ise acil şifalar diledi.
Açıklamada, operasyonun başlamasından bu yana QSD’yi yalnız bırakmayan ve daima destek veren Kürt ve Arap aşiretlerinin yanı sıra tüm siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının tutumunun, esas birliğin bir göstergesi olduğu belirtildi ve şöyle denildi: “Bölge halkların birlik ve kardeşliğini hedef alan komploculara karşı büyük bir direniş sergileyen ve bir an olsun tereddüt etmeksizin canlarını feda eden Kürt, Arap ve diğer halkların çocuklarıydı. QSD içinde yer alan çocuklarımıza olan desteğimizi güçlendirmeli ve birliğimizi büyütmeliyiz. Halkların iradesini temsil eden bu devrimi korumak için fırsatları iyi değerlendirerek daha güçlü bir şekilde örgütlenmeliyiz. Değerlerimiz ve kazanımlarımız karşısında misyon ve sorumluluklarımız büyüktür. Umutla başladık, umutla kazanacağız."