‘30 bin işçinin yüzde 90’ı sigortasız’
İzmir Ayakkabıcılar Sitesi çalışan 30 bin işçinin yüzde 90’ı sigortasız ve güvencesiz.
İzmir Ayakkabıcılar Sitesi çalışan 30 bin işçinin yüzde 90’ı sigortasız ve güvencesiz.
İzmir Ayakkabıcılar Sitesi çalışan 30 bin işçinin yüzde 90’ı sigortasız ve güvencesiz. AKP iktidarıyla birlikte sömürü düzeni ve güvencesizliğin daha da arttığı belirten Deri Tekstil Kundura İşçileri Yardımlaşma Derneği Başkanı Yalçın Yanık, bu gidişatın ancak örgütlenmeyle durdurulabileceğini vurguladı.
İşçi, emekçi, kadın ve tüm ezilenlerin, AKP iktidarıyla birlikte üzerlerindeki sömürü çarkı her geçen gün daha da arttı. Savaş politikalarındaki ısrar, en çok da emekçileri etkiledi. Sigortasız ve güvencesiz çalışma koşullarının her geçen gün arttığı ülkede, çocuk işçiliği sayısı da her yıl daha da attı.
İzmir’de bulunan Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi çalışan 30 bin işçinin yüzde 90’ı sigortasız ve güvencesiz bir şekilde çalışıyor. Yaklaşan 1 Mayıs öncesi, deri ve kundura işçilerinin durumunu, çalışma koşullarını konuştuk.
Deri Tekstil Kundura İşçileri Yardımlaşma Derneği Başkanı Yalçın Yanık, ülkede olup biten her şeyden işçi sınıfının çok daha çabuk etkilendiğini ifade etti. Son süreçle birlikte işçilerin haklarını ve işini kaybettiğine işaret eden Yanık, “Çocuklar için ‘kuşun kanadından zatüre olunur’ diye bir söylem var. Bizim de o misal. Ülkedeki her politika önce bizi etkiliyor. Yıllardan beri olan hep alttakilere oluyor. Biz de bir çıkış noktası arıyoruz onu da el birliğiyle bulmaya çalışıyoruz ama yerimizde sayıp, gölgemizle boğuşuyoruz.”
‘EN FAZLA İŞÇİ VE EMEKÇİ ZARAR GÖRÜYOR’
“İşçi ve ezilenlerin sorunlarının parti ve kitle örgütleri aracılığıyla çözülmeli” diyen Yanık, şuan mevcut durumun devlet politikaları sonucu olduğunu belirterek, şunları söyledi: “İşsizlik, güvencesiz çalışma koşulları, sigortasız ve az ücrete çalışma bunlar devlet politikası. Onların ön açmasıyla yapılıyor. Bunu ancak etkili bir muhalefet ve güçlü bir örgütlenme ile aşabiliriz. Biz onu maalesef hayata geçiremiyoruz ve haklarımızı alamıyoruz. Biraz da devlet politikasının baskıları bunda çok etken oluyor. Herkes kendi bulunduğu durumu pozisyonu kaybetmek istemiyor. En fazla işçi, emekçi ve yoksullar bu durumdan zarar görüyor. “
‘MERDİVEN ALTI ÇALIŞANLARDA HAK HAYAL BİLE EDİLMİYOR’
Yanık, AKP iktidarı döneminde de her geçen günün bir öncekini daha fazla arattığını vurgulayarak, emekçilerin sorununun daha da köklü olduğunu ama eskiden daha bir örgütlü olunduğunu belirtti. Yanık, şöyle devam etti: “Anayasa ve işçi haklarından biraz daha fazla yararlanabiliyorduk; ama her gelen iktidar küçük küçük bu hakları gasp etti. Bu dönem de bu hak gaspları daha fazla arttı. Düzelen lehimize olan bir şey yok. Asgari ücretin durumu belli, çalışanların durumu belli, işsizlik oranı da belli. İyi bir şey diyebilir miyiz? Her şey zaten göz önünde. Çok kuralsız çalışma koşulları var. Büyük işletmelerde çalışanlarda kriter oluyor; küçük işletmelerde kriter, yasa işlemiyor. Denetlemeler de yok zaten bu konuda. Günü birlikçiler, tarım işçileri, merdiven altı çalışanlar bu haklardan bırakın yararlanmayı, bu hakları hayal bile edemiyor. “
‘DENETİM YAPILMIYOR’
İzmir’de bulunan Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesinde 30 bine yakın insanın çalıştığını hatırlatan Yanık, bu işçilerin yüzde 90’ının sigortasız olduğunu vurgulayarak, “10 yaşından tutun, 70 yaşına kadar çalışan insanlara rastlamak mümkün orada. Emeklilik yaşı gelip de hala bin gün sigorta günü olmayan kardeşlerimiz var. Bu devletin her dönem iş verenin lehine çıkardığı yasalardan kaynaklanıyor. İş verenler hiçbir şekilde denetim altına alınmıyor. Bu sefer de işçiyi istediği gibi sömürüp, istediği davrana biliyorlar.”
‘30 YIL ÖNCEKİ HAKLARIN DAHA DA GERİSİNDEYİZ’
İşçilerin aleyhine olan durumları düzeltmek için bir çaba sarf edilmediğine dikkat çeken Yanık, “Ufak ufak dernekler ve kitle örgütleri var; ama sorunlar da dağ gibi duruyor. Bir çaba sarf edilmiyor düzeltmek için. Işıkkent’e insanlar iş olduğunda gelir, iş olmadığın da gider. Sürekli böyle durum. Ayda kaç gün çalıştıklarını bilmiyorlar. Belirli bir şeyi yok bu işin. Keyfi bir uygulama var. Neresini hak, adalet ve insanlıkla barındırabiliriz ki. Yıllardan beridir böyle. En büyük sorumlular sadece iktidar değil; muhalefet, sendika ve bütün dernek ve yapılar sorumlu. Herkes üç maymunu oynuyor. Bir basınç oluşturup bunu görünür kılmamız gerekiyor. Çok korkunç emek sömürüsü var burada. Yoksulluk hala devam ediyor. Biz 30 yıl önceki haklarımızın daha da gerisindeyiz. Yarın işçilerin ne olacağı belli değil. Dericiyim ben hiç durmadan bu sektör daha geriye gidiyor. İş verenler daha çok kar ettiklerini söylüyorlar. Üretim az ama kar çok. İnsan sömürüsü üzerinden bir kar oranı var. “
Yaklaşan 1 Mayıs için, insanlıktan yana olan herkesin alanlara akması gerektiğini ifade eden Yanık, “Emek, demokrasi ve insanlıktan yana olan insanlar bu güne sahip çıkmalıdır. Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde mücadeleyi yükseltmemiz gereken gün olmalı” dedi.
‘ÇOCUK İŞÇİLİĞİNE SON’
Kundura işçisi Sedat Filiz, bu yıl dernek olarak 1 Mayıs’a çıkış sloganlarının, “Çocuk işçiliğine hayır” olacağı bilgisini verdi. Filiz, çocuk işçi cinayetlerinin önüne geçilip, bunun yasalar ile koruma altına alınması gerektiğini ifade ederek, “Sürekli bir iş cinayeti var. Bunu önleyebilmek için 1 Mayıs’a güçlü bir katılım sağlamak lazım. Bu yönde bir çalışma yürüttük. Alanlara da bu sloganla çıkacağız” şeklinde konuştu.
Son 10 yılda deri işinin artık bitme noktasına geldiğini aktaran Filiz, “Bu iktidar döneminde emekçinin durumu daha da kötüleşti. 80 önceki dericiler ve şimdiyi kıyaslıyorum, sömürü düzeni daha da bir artmış durumda. AKP ile birlikte daha da bir üst seviyeye çıktı. Devam eden savaş bu durumu daha da derinleştirdi. Kıdem tazminatına saldırı artık bunun en üst noktası. Bizim sektör sigortasız çalışıyordu ama yine de el sürülmemesi lazım” dedi.