Çocuklar internette yaptıklarının farkında değil!

İnternet hepimizin hayatında önemli bir yapı taşı halini aldı. Sosyal medya araçları ile tüketim çağına bir adım daha ulaşan dünyanın çocukları, bu araçlardan nasıl etkileniyor peki?

YouTube CEO’su Susan Wojcicki'nın bir röportajında açıkladığı rakam, var olan etkileşimin korkunçluğunu ortaya seriyor. Wojcicki’nın verdiği rakamlara göre platformun aylık aktif kullanıcısı sayısı 1.5 milyarı geçti. Üstelik bu sadece YouTube’a giriş yaparak video izleyenlerin sayısı. Bir de giriş yapmadan video izleyenler eklenince bu sayı daha da artıyor ki aslında birçok kişi YouTube’da giriş yapmadan video izliyor. Yani bu noktada dünya nüfusunun belki de üçte birinin YouTube kullanıcısı olduğunu söylemek mümkün.

Türkiye’de ‘ağlamasın diye’ çocuklar YouTube üzerinden açılan videolar ile susturulmaya çalışılıyor, ebeveynleri tarafından. Bazı çocuklar ise YouTube’da kendi adlarına hesap açıp, çeşitli paylaşımlarda bulunuyor. Bu paylaşımlar ve diğer kullanıcıların bu paylaşımlara karşı tepkisi nedir?

Nefret söylemlerinin dijital ortamdaki karşılığı kuşkusuz bu videoların altına yazılan yorumlardan oluşuyor. Çocuklara ait YouTube hesaplarının altına yazılan nefret içerikli; küfür, aşağılama, küçük düşürme, hor görme gibi söylemleri yine çocuklar akranlarına kullanıyor. ABD’li şirket, yayınladığı üç aylık denetim raporunda 7,8 milyon videonun kaldırıldığını açıkladı. Ayrıca, yaklaşık 1,7 milyon kanal ve 224 milyonun üzerinde yorum da topluluk politikalarını ihlal ettiği gerekçesiyle silindi. Türkiye’de kaldırılan videolara sahip ülkelerden birisi.

ÇOCUKLAR İNTERNETTE NEFRETİ NEREDE BULUYOR?

Common Sense Media internet sitesinde Caroline Knorr tarafından yazılan makalede, nefret söyleminin her yerde olduğu söyleniyor. Ayrıca Knorr, ‘Dini inanç, etnik köken, cinsel kimlik, cinsiyet, ırk ya da gerçekten, her şeye karşı trollerin, aşırılıkçıların, yanlış bilgilerin ve grup zihniyetinin körüklediği bu zulüm türü doruk noktasına ulaştı’ diyor. Knorr’a göre bu fikirlerin yoğunluğu, çocukların bunları görme sıklıkları ve pek çok kişinin bunları yalnızca internet yaşamının bir parçası olarak görüp kabullenmesi, çocuklarla bu zor konuyu konuşmanın kritik öneme sahip olduğu anlamına geliyor.

ÇOCUKLAR DEV BİR SOSYAL DENEYİN KOBAYLARI!

Nefret söyleminin yönleri hakkında Knorr şu sözlere yer veriyor: “Nefret söyleminin tüm yönleri hakkında, nefret söyleminin ne olduğu, neden incitici olduğu, karşılaştıklarında ne yapmaları gerektiği ve hatta nefret söylemine çekim duyarlarsa ne yapılması gerektiği üzerine sizinle konuşabildiklerinde, karşılarına çıkan her ne olursa olsun baş etmek için çok daha iyi donanımlı olacaklardır. Düşündüğümüzde, bugün çocuklar dev bir sosyal deneyin, özgür ve açık kamusal ifade deneyinin kobayları.”

ÇOCUKLARLA TARTIŞILABİLECEK BİRKAÇ KONU VE İPUCU

Makalesinde Knorr nefret söylemiyle baş etmek için ebeveynlerin çocukları ile yapmaları gereken konuşmaları birkaç madde halinde sıralıyor:

“Nefret söylemi nedir? Nefret söyleminin tanımına bakın ve çocuklarınızın nefret söylemiyle karşılaşıp karşılaşmadığı hakkında onlarla konuşun.”

“Birinin şaka yapmaya mı çalıştığını yoksa sözcüklerinin amacının incitmek mi olduğunu nasıl ayırt edebilirsin?”

“Nefret söylemi insanları nasıl etkiler? Zalim bir dille hedefe koyulan bir grubun üyesi olsaydın kendini nasıl hissederdin?”

“Nefret söylemine az ya da çok maruz kalmanın önemi var mı?”

“Farklı toplumsal statülere sahip insanlar (örneğin popüler bir çocuk ve yalnız bir tip) nefret söyleminden farklı mı etkilenirler?”

“İnternetteki nefret söyleminde senin rolün ne? Nefret söylemine başvuran kişi veya kişilere karşı ses çıkarırken kendini güvende hissediyor musun?”

“Bunu yapmak seni daha mı havalı hissettirir, yoksa tam tersi, grubun bir parçası değilmiş gibi mi hissettirir?”

Özellikle YouTube’da bulunan videolarda karşılaşılan herhangi bir nefret söylemi örneğinde Knorr, bunun şikayet edilmesi, engellenmesi ve asla paylaşılmaması gerektiğini savunuyor.  Knorr, Çocukların yaşlarına uygun olarak tasarlanmış medya içeriklerinin ve yine dünya üzerindeki çeşitli nefret söylemlerini tetikleyen tarihi olayları mutlaka çocuklara uygun bir dille anlatılması gerektiğini belirtiyor.

ÇOCUKLAR ROL MODEL OLARAK ETRAFINDAKİLERİ ÖRNEK ALIYOR

İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri eğitimcilerinden Prof. Dr. Aslı Tunç da Türkiye’de yaşayan çocukların yaşanılan gergin ortamdan çok fazla etkilendiğini söyledi. Çocukların sanal ortama, ailelerinin, öğretmenlerinin ve akranlarının birbirlerine karşı olan öfkesini taşıdıklarını belirten Tunç, “Biz sanal ortamda gerçek yaşamda gördüğümüz nefretin belki de çoğalmış halini görüyoruz ve daha görünür kılınmış şekliyle aslında bizim suratımıza çarpıyor. Çocuklar rol model olarak etraflarındaki insanları örnek alıyorlar. Aslında bu kötü veri çocuklar için çünkü herkes birbirlerine karşı sivri” dedi.

ÇOCUKLAR DAVRANIŞLARININ ACITICI OLDUĞUNUN FARKINDA DEĞİL

“Çocukların kendi aralarında da bir şiddet örgüsü var; akran zorbalığı, siber zorbalığı gibi” diyen Tunç, çocukların yaptıkları söylemlerin ne kadar acıtıcı olduğunun farkında olmadığını kaydetti. Sözlerine devam eden Tunç, “Saf bir acımasızlık da çocukları esir alabiliyor. YouTube çocuklar için artık büyük bir bilgi kaynağı. Orada filtresiz bir fikir dolaşımı var. Küfür, saldırganlık var. Gerçek yaşamda söyleyemeceği şeyleri orada söyleyebiliyor kendince. Çocuklar sadece fiziksel acıyı biliyorlar. Tekme atmak, itmek gibi… Ama bir çocuğa çirkin, şişman demek, hırpalamanın ne kadar acı olduğunu çocuklara küçük yaşta öğretmek gerek” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’DE SİBER ZORBALIK ÇOK YAYGIN

Siber Zorbalığa ve Nefret Söylemlerine karşı toplumun duyarlı olması gerektiğine dikkat çeken Tunç şunları söyledi: “Fiziksel durumlara göre aşağılamak küçültücü ve aşağılayıcı şeylerdir. Ayrımcı dil her zaman nefret söylemi değildir elbette ama bunun sınırını nerede çizdiğinize bağlıdır. Çocuklar bunların boyutunu bilemez. Bazen çocuklar acıttığını bilerek daha fazla üstüne gidiyor. Kimse bunlara tepki de göstermiyor. Çocuklar da bunu zararlı görmüyor. Eğitim sisteminde nefret söylemi lüks olarak görülüyor. Siber Zorbalık Türkiye’de batı işi olarak görülüyor. Ancak Türkiye’de Siber Zorbalık çok yaygın. Çocuklar akranlarından duydukları şeylerden çok daha fazla etkileniyorlar. İntİhar eden çocuklar bile görüyoruz. Akranların gözüne girmek çocuklar için çok önemli. Alaya uğramak çocukları incitiyor. Bu acımasızlığı sanal ortam çok görünür kılıyor. Çocuklar bu ortamlarda kendilerini anonim sanıyorlar. Hiç bulunamayacağını sanıyorlar. Bazen sırtları bile sıvazlanıyor. Toplumsal duyarlılık gerektiriyor. Ailelerin, öğretmenlerin, medyanın bu anlamda hep beraber duyarlı olmaları gerekiyor.”

 

Kaynaklar: https://www.commonsensemedia.org/blog/where-kids-find-hate-online?utm_source=twitter&utm_medium=social