Uluslararası bir bilim insanları ekibi, Dünya'nın "yaşam belirtilerinin" insanlık tarihindeki herhangi bir dönemden daha kötü olduğu konusunda uyardı. Bu, gezegendeki yaşamın tehlikede olduğu anlamına geliyor.
Rapor, iklim krizini takip etmek için kullandıkları 35 gezegen yaşamsal işaretinden 20'sinin rekor düzeyde uç noktalarda olduğunu ortaya çıkardı. Göstergelerde sera gazı emisyonları, küresel sıcaklık ve deniz seviyesindeki artışın yanı sıra insan ve hayvan nüfus sayıları da yer alıyor.
Araştırmacılar, 2023'te küresel hava sıcaklığı, okyanus sıcaklığı ve Antarktika deniz buzunun kapsamı da dahil olmak üzere birçok iklim rekorunun çok büyük farklarla kırıldığını söyledi. Şimdiye kadar kaydedilen en yüksek aylık yüzey sıcaklığı Temmuz ayındaydı ve muhtemelen gezegenin 100 bin yıldır gördüğü en sıcak sıcaklıktı.
Araştırmacılar, insan refahını ön planda tutan ve zenginlerin aşırı tüketimini ve aşırı emisyonlarını azaltan küresel bir ekonomiye geçiş çağrısında bulundu. Uzmanlar, emisyon salanların ilk yüzde 10'unun 2019'daki küresel emisyonların neredeyse yüzde 50'sinden sorumlu olduğunu söylüyor.
Raporun baş yazarlarından biri olan ABD'deki Oregon Eyalet Üniversitesi'nden (OSU) Dr. Christopher Wolf; "İnsanlığın Dünya'dan güvenli bir şekilde verebileceğinden daha fazlasını alması sorununu ele alan eylemler olmazsa, doğal ve sosyoekonomik sistemlerin potansiyel çöküşüne ve dayanılmaz sıcaklıkların, yiyecek ve tatlı su kıtlığının olduğu bir dünyada yolumuza devam ederiz. 2100 yılına gelindiğinde, 3 ila 6 milyar kadar insan kendilerini Dünya’nın yaşanabilir bölgelerinin dışında bulabilir. Bu da aşırı sıcaklıklarla, sınırlı gıda bulunabilirliğiyle ve yüksek ölüm oranlarıyla karşı karşıya kalacakları anlamına geliyor" dedi.
Bioscience dergisinde yayınlanan analiz, 15 bin bilim insanı tarafından onaylanan 2019 raporunun güncellenmesidir.
Raporda, “Maalesef zaman doldu… gezegen sistemlerimizi tehlikeli bir istikrarsızlığa itiyoruz” denildi.
Raporun ortak yazarlarından İngiltere’deki Exeter Üniversitesi'nden Prof Tim Lenton şunları söylüyor: "Bu rekor aşırılıklar, başlı başına endişe verici ve aynı zamanda geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilecek ve iklim değişikliğini daha da hızlandırabilecek taşma noktalarını tetikleme tehlikesiyle karşı karşıya. İklimde taşma noktalarının art arda gelmesini önlemek için en iyi umudumuz, sürdürülebilir bir geleceğe hızlı ve adil bir geçiş sağlamak için toplumlarımız ve ekonomilerimizde olumlu taşma noktalarını tespit etmek ve tetiklemektir.”