Antakya’nın son sepet örücüleri

Eskiden pek çok evde bulunan örme sepetlerin yerini plastik sepetler alınca sepet örücüler de azaldı. Antakya’da Resul Çetin ve eşi, bu işte yalnız kaldılar.

Plastik ürün kullanımı yaygınlaştıkça el emeği ürünler azalırken örme sepetler de bundan nasibini aldı. Yöresine göre saz, kamış, fındık dalı kullanılarak örülen sepetler şimdilerde bir nostalji objesi olarak sergilenmeye başlandı. Böylece sepet örücülerin sayısı da düştü.

Yapımında özellikle fındık dallarını kullanan sepet ustaları, bu işin her geçen gün yok olmasına üzülüyor. 22 yıldır babasından öğrendiği bu işi yaparak geçimini sağladığını ifade eden Resul Çetin, şunları söylüyor: "Baba mesleğini yapmaktan gurur duyuyorum. Babam bana küçük yaşlarda sepet yapmayı öğretti. Günümüzdeki teknolojiye rağmen elle sepet yapıyorum. Bu mesleği devam ettireceğim. Sepet yapımında kullandığım söğüt ağacının dallarını, sonbaharda dere kenarlarından toplayıp bahçeme getiriyorum. Getirdiğimiz dallar kurumasın diye gölgede, yağmurda ya da kışın karın altında saklıyoruz. Biraz bekledikten sonra getirip bazı dalların kabuklarını soyuyoruz. Sepetlerimize böylelikle renk veriyoruz."

SEPETİN YANINA SÜS EŞYASI

Müşterilerden gelen sipariş üzerine farklı sepet çeşitlerini de yaptığını belirten Çetin, sepetin yanı sıra el emeğiyle yaptıkları ekmeklik, meyvelik, anahtarlık gibi süs eşyalarının da rağbet gördüğünü dile getiriyor.

SÖGÜTTEN KOVAN DA YAPIYOR

Sepetlerin ilçede farklı amaçlar için kullanıldığını ifade eden Çetin, Antakya'nın meşhur karakovan balı için de söğüt ağacından kovan yaptığını anlatıyor. Maddi imkanı iyi olmadığı için mesleğini sürdürecek iş yeri açamadığını dile getiren Çetin, sepetleri yazın evinin önündeki bahçede kışın ise evinde yapmak zorunda kaldığını söylüyor.

EŞİYLE BİRLİKTE YAPIYOR

Çetin, şöyle konuşuyor: "Evde eşimle sepetlerimizi yapıyoruz. Mecburen yatıp kalktığımız odada sepet yapıyorum. Misafirler geldiğinde evde oturacak yer kalmıyor. Tek hayalim dükkân açmak. Antakya'da bizden başka bu meslekle uğraşan yok. Belki bizden sonra kimse yapamayacak. Bu sepetleri yapacak bir yer açabilirsem birilerini yetiştirme olanağı bulurum."