2022 yılının ortalarında önerilen tasarı, AB üye devletlerine kara ve deniz alanlarının restorasyonu için bağlayıcı hedefler dayatıyor.

Doğa restorasyonu yasası, Avrupa Parlamentosu seçimlerinden bir yıl önce siyasi bir savaşın amblemi haline gelen AB'nin Yeşil Paktı'nın amiral gemisi niteliğindeydi.

Avrupa Parlamentosu üyeleri, eko sistemleri eski haline getirmeyi amaçlayan yasa lehine ilk yeşil ışığı yaktı. Tasarıya sağcı ve aşırı sağ seçilmişler karşı çıkıyordu.

Avrupa Parlamentosu üyeleri, artık içeriği üye devletlerle müzakere etmek zorunda kalacaklar.

Sağcı Avrupa Halk Partisi (EPP) grubu, tasarıya, “tarımsal üretime ve ekonomik faaliyete zararlı” diyerek tepki gösterdi. Tasarının geçmesi, muhafazakarlar için ciddi bir başarısızlık oldu.

Söz konusu mevzuat, AB’ye üye devletlere, Montreal'deki COP15 anlaşmasına uygun olarak kirlilik veya yoğun kullanım nedeniyle biyolojik çeşitliliği korumak için zarar görmüş kara ve deniz alanlarının restorasyonu için bağlayıcı hedefler dayatıyor.

Yasa özellikle 2030 yılına kadar karasal ve denizsel alanlardaki biyoçeşitlilik habitatlarının en az yüzde 20'sini eski haline getirmeyi hedefliyor.

Metin, çevreyi korumaya yönelik yaklaşık elli projeden oluşan yeşil paktın bir ayağı olarak sunuluyor.

Türlerin korunmasına ek olarak, küresel ısınmaya karşı mücadeleyi de mümkün kılmayı amaçlıyor.

Aciliyet olduğu için yasa, yasal olarak bağlayıcı nitelikte. Bunun için her devletin bir eylem planı sunması gerekecek.