Finansal kurumların biyoçeşitlilik kaybından endişe duyması gerektiği fikri, yakın zamanda yapılan bir araştırma ile de somutluk kazandı.
Kredi sigortası uzmanı Allianz Trade araştırmacıları tarafından yapılan bir araştırmaya göre arıların ölümü ile GSYİH’in gerilemesi arasında bir ilişki var.
Allianz Trade tarafından yürütülen çalışma, "Finans alanında yeni bir risk: biyolojik çeşitliliğin kaybı" başlığı altında yayınlandı.
Yeniden sigortalandırma şirketi Swiss Re tarafından 2020 yılında yapılan bir başka araştırmada da, küresel ekonominin yüzde 55'inin biyoçeşitlilik ve ekosistemlerin düzgün işlemesine bağlı olduğu kaydedilmişti.
Araştırma göre artan ekonomik faaliyet, biyolojik çeşitliliği doğrudan etkileyebilirken, biyoçeşitliliği korumak ekonomik kalkınmaya fayda sağlayacak çok büyük yatırım fırsatları sunuyor.
2021'de yayınlanan bir raporda Dünya Bankası, biyoçeşitliliğin çöküşünün 2030'da küresel GSYİH'da 2,7 trilyon dolarlık önemli bir düşüşe yol açabileceğini tahmin etmişti.
Allianz Trade'den araştırmacılar bu bulgulara dayanarak arıların yok olmasının somut ekonomik etkisini ele aldı. İsviçre RTS medyası da bu araştırmaya yer verdi.
Araştırmacılar her şeyden önce, biyoçeşitlilik kaybından tarımsal verimde düşüşe kadar devam eden bir sürece işaret ediyor: insan faaliyeti (endüstriyel genişleme, nüfus hareketleri, peyzaj değişiklikleri, aşırı böcek ilacı kullanımı) ve küresel ısınma polenleyicilerin sayısında ve dolayısıyla verimde azalmaya yol açarak tarım sektörü üzerinde doğrudan etkide bulunurken, tarımla bağlantılı sektörler üzerinde dolaylı bir etki yaratıyor.
Böylece arı sayısındaki azalma doğrudan üretimde düşüşe ve önemli ekonomik kayıplara yol açıyor. Meyveler, kuruyemişler, kahve ve kakao gibi çok değerli temel gıdalar gibi ürünlerin yaklaşık yüzde 75'i polenleyiciler bağlı olduğundan, etkinin çok büyük olduğu kaydediliyor.
Son verilere göre dünya çapında arı kolonilerinin yaklaşık yüzde 40'ı on yıldan kısa bir sürede yok edildi. Bundan özellikle Batı Avrupa ülkeleri etkileniyor. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği'ne göre, kıtadaki arıların yüzde 10'u “nesli tükenme tehlikesi” altında kabul ediliyor. Bugün ise, arı ve kelebek türlerinin neredeyse yarısı tehdit altında.
Allianz Trade araştırmacıları, polenleşmedeki düşüşün yıllık üç milyar eurodan fazla bir kayıp anlamına geleceğini tespit ettiler. Bitkilerin bu eşeyli üreme biçiminin yalnızca beşte birinin azalması, örneğin Almanya'nın tarımsal üretimini yüzde 1,3 oranında azaltacak.
Ayrıca, azalan biyolojik çeşitliliğin diğer etkilerinden bahsetmeden, sadece arıların neredeyse tamamen yok olmasının maliyetinin hayal edilemeyecek boyutlarda olacağı vurgulanıyor.
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği, "Yalnızca Fransa'da, arı polenleşmesinin insan eylemiyle değiştirilmesi yılda 3 milyar euroya mal oluyor" tahmininde bulunuyor.
RTS medyasında göre Allianz Trade çalışmasının yazarları, bu rakamların oldukça spekülatif olduğunun farkında. Ancak yine de gerçek bir riski yansıttıklarına dikkat çekiliyor. Diğer bir ifadeyle, arıların yok olması tarımsal üretime zarar verecek ve gıda fiyatlarını yükselterek küresel gıda krizini daha da kötüleştirecek.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) böcekler ve polenleyicilerin devam eden yok oluşuyla, 2050 yılına kadar tohum fiyatlarında yüzde 4, meyve ve sebzelerde yüzde 3 artış öngörüyor.
RTS’ye göre sigorta şirketleri ve diğer finansal kuruluşlar da iş modellerini oluştururken bu riskin farkında olmalı.