BM: Nüfus patlamasına değil kadın haklarına odaklanın!

Birleşmiş Milletler, hükümetleri 8 milyarı aşan dünya nüfusu karşısında endişe göstermek yerine kadın haklarına saygı göstermeye çağırdı.

BM’nin cinsel sağlık ve üreme sorunları ile ilgilenen Nüfus Fonu (UNFPA) Dünya'da çok fazla insan olup olmadığı konusunda endişelenmek yerine kadınların üreme haklarını kullanma mücadelelerine hakkında endişe duyulması gerektiğini belirtti.

KÜRESEL ISINMANIN NEDENİ NÜFUS ARTIŞI DEĞİL

UNFPA’yı yöneten Natalia Kanem küresel ısınmanın sınırlı kaynaklara sahip bir gezegende insanoğlunun çoğalmasından kaynaklandığına inanmanın "yanlış" olduğunu belirtti.  

Doğurganlık oranları en yüksek olan ülkelerin küresel ısınmaya en az katkıda bulunan ülkeler olduğunu ifade eden Kanem, küresel ısınmadan en çok zarar görenlerin de bunlar olduğunu kaydetti.

UNFPA küresel nüfus durumuna ilişkin yıllık raporunda dünya nüfusunun çok fazla olduğu inancının yaygın olduğuna dikkat çekti.

BM’ye bağlı örgüte göre sekiz milyar nüfus sınırını geçmesinden “memnun olmak” gerekiyor, zira "tıp, bilim, sağlık, tarım ve eğitim alanlarında insanlık için tarihi ilerlemeleri temsil eden bir kilometre taşıdır.”

Dünya nüfusunun hızlı bir şekilde yeniden düzenlendiğine işaret eden Kanem, nüfus rekor seviyelerdeyken, "küresel ortalama doğurganlık hızının, yaşayan hafızadaki en düşük oran” olduğuna işaret etti.

8 ÜLKE DÜNYA NÜFUSUNUN YARISINI TEMSİL EDECEK

Dünyanın en kalabalık nüfuslu ülkeleri sıralamasının da gelecek 25 yıl içerisinde değişmesi bekleniyor. Özellikle Hindistan’ın Çin’i geçmesi beklenen gelişmeler arasında. 2050 yılına kadar küresel nüfus büyümesinin yarısını sekiz ülke temsil edecek. Bunlar şöyle: Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Mısır, Etiyopya, Hindistan, Nijerya, Pakistan, Filipinler ve Tanzanya.

DOĞURGANLIK AFRİKA ÜLKELERİNDE YÜKSEK

Ancak nüfusun üçte ikisi düşük doğurganlık oranlarına sahip ülkelerde yaşıyor. Basın toplantısında konuşan Kanem’e göre "insanlık tarihinde ilk kez" tüm ülkeler nüfus artışı yaşamıyor.

Doğurganlık oranlarının en yüksek olduğu ülkelerin tamamı Afrika'da bulunuyor: Nijer, Çad, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Somali, Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti.

EN DÜŞÜK DOĞUM ORANLARININ OLDUĞU ÜLKELER

En düşük doğum oranları ise Güney Kore, Hong Kong, Singapur, Makao, San Marino, Aruba ve Çin'de.

Avrupa, 2050 yılına kadar nüfusta genel bir düşüş yaşaması beklenen tek bölge olarak öne çıkıyor.

Küresel doğurganlık hızı şu anda kadın başına 2,3 çocuk durumunda. Ortalama yaşam süresi erkeklerde 71, kadınlarda 76.

ÖMÜR ARTTI

Kanem, "1990'dan bu yana ortalama yaşam beklentisi yaklaşık on yıl arttı" dedi.

Rapora göre dünya nüfusunun dörtte biri 14 yaşında veya daha küçük; yüzde 65'i 15-64 yaş arasında, yüzde 10'u 65 yaş ve üzerinde.

KADIN HAKLARINA ODAKLANMALI

Rapor, kadın haklarına odaklanarak demografinin radikal bir şekilde yeniden düşünülmesi çağrısında bulunuyor.

Raporda hükümetlerin endişeli olduğu ve doğurganlık oranlarını artırmayı, azaltmayı veya sürdürmeyi amaçlayan politikaları giderek daha fazla benimsediği tespitine yer veriliyor.

Ancak bu çabaların çoğu zaman etkisiz olduğunu kaydeden Kanem’e göre asıl soru, nüfusun çok fazla olup olmadığı değil, "herkesin temel hakkını kullanarak çocuk sayısını ve doğum aralığını seçme hakkını kullanıp kullanamadığıdır.".

GEBELİKLERİN NEREDEYSE YARISI İSTEMEDEN OLUYOR

Kadınların neredeyse yarısı (yüzde 44) buna olumsuz yanıt veriyor. Kanem, "doğum kontrol yöntemlerini, sağlık bakımlarını seçemiyorlar ve kiminle seks yapmak isteyip istemediklerine karar veremiyorlar. Ve dünyada, gebeliklerin neredeyse yarısı istenmeden oluyor” diyor.

Kanem, “Her yıl 10-14 yaş arası kız çocuklarında yarım milyon doğum gerçekleşiyor" diye belirtiyor.