Doğa, insan karşısında kısmen kaybetti, kalanı geriliyor
Doğa hiç olmadığı kadar saldırı altında. İnsanlar tarihte benzeri görülmemiş bir şekilde doğayı kirletiyor. Doğanın büyük bir kısmı kayboldu, kalanı ise geriliyor.
Doğa hiç olmadığı kadar saldırı altında. İnsanlar tarihte benzeri görülmemiş bir şekilde doğayı kirletiyor. Doğanın büyük bir kısmı kayboldu, kalanı ise geriliyor.
Biyoçeşitlilik ve ekosistemik hizmetler üzerine hükümetler arası bilimsel ve siyasi platform (IPBES), 29 Nisan Pazartesi günü Paris’te doğa zirvesini topladı. 132 ülkeden bilim insanları ve temsilciler, bir haftalık zirve için bir araya geldi. Zirvenin gündeminde 1800 sayfalık bir uzmanlar raporu vardı. Rapor, ekosistemlerin yıkıma uğratıldığı, suyun ve havanın kirletildiği, yüzbinlerce türün yok olma tehdidi altında olduğuna vurgu yapıyor. Rapordaki temel tespit şöyle dikkat çekiyor: “Doğanın büyük bir kısmı zaten kayboldu, kalanı ise gerilemekte.”
DOĞA PAHA BİÇİLMEZ HİZMETLER SUNUYOR AMA...
Doğa insana paha biçilmez hizmetler sunuyor. Bunların başında su, gıda, enerji, tekstil, mineraller ve ilaçlar geliyor. Tarımsal üretim alanları arttı, balık avı son 50 yılda yüzde 50 oranında arttı. 2 milyarı aşkın kişi ağaçları enerji kaynağı olarak kullanıyor. Yüzde 25 ile 50 arasında ilaç ürünü doğadan karşılanıyor.
ve mikro organizmalar suyu ve havanın filtrelenmesi için hayati rol oynuyor. Bitkiler ve okyanuslar küresel ısınmaya yol açan CO2 emisyonlarının yarısından fazlasını emiyor. Ancak İnsan, tarihte görülmemiş bir şekilde doğayı sömürüyor ve kirletiyor. Raporda, ortaya çıkan sonuç şöyle ifade ediliyor: “Karasal çevrenin yüzde 75’i, deniz çevresinin yüzde 40’ı ve akarsuların yüzde 50’si önemli bozulma işaretleri veriyor.”
HER YER KENTLERE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Karanın yüzde 40’ından fazlası artık tarımsal veya kentsel alanlara dönüştü. Okyanusların sadece yüzde 13’ü ve karanın sadece yüzde 23’ü halen “vahşi” olarak sınıflandırılabiliyor. Bunlar da genellikle ücra alanlar veya üretimsiz alanlar şeklinde dikkat çekiyor.
Raporda, “karanın üçte biri ve su kaynaklarının dörtte üçü tarımsal üretim ve hayvan yetiştiriciliği için kullanılıyor” diye belirtiliyor.
TOPRAKTAKİ BOZULMA, ORMANSIZLAŞMA
Ancak topraktaki bozulma, yer yüzündeki tarımsal üretimi yüzde 20 oranında azaltarak, 3 milyarı aşkın kişiyi etkiledi. 1990 ile 2015 arasında, küresel ormanlık alanlar yüzde 6 oranında azalarak, 4.28 milyar hektardan 3.99 milyar hektara geriledi.
Dünya nüfusunun yüzde 60’ına yakının kentlerde yaşaması ile birlikte, kentsel alanlar 1992’den beri ikiye katlandı.
ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Kirliliğin düzeyin belirlemek daha zor ancak gübre kullanımı arttı. Gezegende kullanılmış suyun yüzde 80’i, bakımsız bir şekilde çevreye dökülüyor ve aynı zamanda 300 ila 400 milyon ton ağır metal, çözücü, kimyasal çamur ve diğer atıklar her yıl sulara dökülüyor. Böylece, dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlası temiz ve içilebilir suya erişemiyor.
OKYANUSLAR HASTA
Her yıl milyonlarca plastiğin döküldüğü okyanusların sağlığı da iyi durumda değil. Balık avı endüstrisine bağlı 70 bin gemi, denizlerin en az yüzde 55’i kullanıyor. Temel balık stoklarının yüzde 75’ine yakını bugün tüketilmiş veya aşırı işlenmiş durumda.
HAYVAN VE BİTKİ TÜRLERİ YOK OLUYOR
Bilim insanları gezegende 8 milyon dolayında hayvan ve bitki türü olduğunu tahmin ediyor. Ancak bunların 1 milyonu tarım, balık avı veya küresel ısınmanın baskısı altında yok olma tehlikesi yaşıyor. Bilim insanları, türlerin yol olma oranının her an ani bir hız kazanabileceği uyarısını yapıyor. 3 bin dolayında omurgalı ve 40 bini aşkın bitki, yaşam alanlarına verilen zararlardan dolayı daha şimdiden yok olmaya mahkum edilmiş durumda. Rapor her ne kadar omurgalıları üzerine yoğunlaşsa da, karada ve denizde hayvan nüfusunda genel bir azalmaya da dikkat çekiyor.