Tüm kıtalardan 127 kadın ve erkek araştırmacı, bini aşkın farklı yerde bulunan 258 ırmağı inceledi.
Araştırmanın sonuçları Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America (PNAS) dergisinde yayınlandı.

İsviçreli RTS medyasındaki bir programda konuşan Cenevre Üniversitesi’nden John Poté,  “Farmasötik ürünlerin kalıntılarını hedefledik: antibiyotikler, antidepresanlar, antidiyabetikler. Bu maddeler çevre ve sağlık için potansiyel olarak tehlikelidir" dedi.

DÜŞÜK YOĞUNLUKTA BİLE OLSA ZEHİRLİ OLABİLİR

Irmaklardaki ilaç konsantrasyonu nispeten düşük olsa da kronik maruz kalma halinin zararlı olabileceği belirtiliyor.

Araştırmaya katılan bilim insanlarından biri olan Poté, "Düşük konsantrasyonlar bile zamanla zehirli olabilir. Bir birikme etkisi var" diye uyardı.

Bilim insanı şunları ekliyor: "En büyük risk, bu maddelerin, örneğin içerek veya besin zincirine girerek insan yaşam döngüsüne geri dönmesidir. Bu maddelerle banyo yaparak da temas edebiliriz. Bu, dirençli antimikrobiyaller gibi büyük sorunları arttırabilir.”

İDRAR VE DIŞKI YOLUYLA KARIŞIYOR

Peki bu kalıntılar ırmaklara nasıl ulaşıyor? Poté, “İdrar veya dışkı yoluyla” derken, bunun ekonomik ve coğrafik duruma da bağlı olduğuna dikkat çekiyor. Buradan bakıldığında kalkınmakta olan ülkelerin atık su yönetimi konusunda ciddi sorunları var ve bu sorundan en fazla etkilenen ülkeler olarak öne çıkıyor.

ATIK SU ARITMA SORUNU

Suların en fazla kirletildiği ülkelerin başında Pakistan, Bolivya ve Etiyopya geliyor. Vatandaşların ilaca erişimi bu ülkelerde mümkün olsa da, devletlerin atık suları artıma araçları yok.

Fransız Europe 1 televizyon kanalına konuşan Ulusal Tarım, Gıda ve Çevre Araştırma Enstitüsü'nün fahri araştırma direktörü Jeanne Garric, sözkonusu kalıntıların su faunası için sonuçları olduğunu belirtiyor.

Garric, "Bu moleküllerin balıklar, batrakçılar üzerinde etkisi olabilir... Örneğin, erkeklerde dişi gametlerin varlığı ve ardından büyüme sorunları" diye uyarıyor.

Toplamda, incelenen sitelerin dörtte birinin tehlikeli kirlilik seviyelerine ulaştığına dikkat çekiyor.

Her madde için sudaki konsantrasyon zehirli olarak kabul edilmiyor. Buna karşın farklı kalıntıların karışımının çevre üzerinde zararlı etkilere sahip olduğu kaydediliyor.

Araştırmacılar toplumda duyarlılık oluşturmaya devam etmek gerektiğini belirtirken, ilaçların rastgele atılmamasını, eczanelere geri verilmesini istiyor.