Eski kıyafetleri boyayarak yeniliyor
Eskiyen, rengi solan ceket, gömlek, manto, kaban, pantolon, gibi giyeceklerin yenisini alamayan yoksulların tek adresi, bunları kumaş boyası ile boyayıp yeni hale getiren Cuma Gürhan'ın işyeri.
Eskiyen, rengi solan ceket, gömlek, manto, kaban, pantolon, gibi giyeceklerin yenisini alamayan yoksulların tek adresi, bunları kumaş boyası ile boyayıp yeni hale getiren Cuma Gürhan'ın işyeri.
Bir yandan ultra lüks sitelerde ve villalarda süren yaşam, açılan lüks restaurantlar, cafeler, AVM'ler, bir yandan da resmi verilere göre 25 bin çocuğun sokakta çalıştığı, her gün aş evlerinin önünde kuyruklar oluştuğu Amed, bir anlamda zıtların bir arada olduğu bir şehir. Eskiyen, rengi solan ceket, gömlek, manto, kaban, pantolon, gibi giyeceklerin yenisini alamayan yoksulların tek adresi, bunları kumaş boyası ile boyayıp yeni hale getiren Cuma Gürhan'ın işyeri. Eskiden yün boyayarak açtıkları dükkanda şimdi yoksulların giysileri boyanıyor. Kimisi 5, kimisi 7, kimisi 10 liraya.
Cuma Gürhan 68 yaşında. Henüz çocuk yaşlarda babası ile birlikte Sur ilçesi Melikahmet Caddesi arkasında açtıkları küçücük dükkanda yün boyayarak işe başlamışlar. Köylerden getirilen yünler burada çeşit çeşit kök boyaları veya kumaş boyaları ile boyanır, sonra da bunlardan rengareng halı ve kilimler üretilirdi. Ancak artık elde üretilen halı ve kilimlerin üretimi ve müşteri talebi azalınca, Cuma Gürhan da gelen talepler üzerine artık eski giysileri boyama işine girişmiş.
YÜN BOYAMADAN GİYSİ BOYAMAYA
Daha önce yün boyayarak hayatlarını kazandıklarını anlatan Gürhan, "Dükkanda boyadığımız yünler köylerdeki halı ve kilim tezgahlarında dokunarak bunlardan el emeği-göz nuru halı ve kilimler elde edilirdi. Gelişen teknoloji üzerine bu kilim ve halılar fabrikalarda üretilmeye başlandı ve artık yün işi gelmez oldu. Yani artık insanlar Diyarbakır'a gelip çarşıdan hazır kilim ve halı gibi ürünleri satın almayı tercih etmeye başladılar. Bunun üzerine iş olmayınca biz de eski elbise boyama işine girdik" şeklinde konuştu.
TALEBE YETİŞEMİYOR
Cuma Gürkan'ın iş yeri Sur ilçesinde merkezi olmayan bir yerde, daracık sokaklarının bulunduğu mahalle arasında. Ancak müşterileri arasında kentin en ucra köşesinden gelenler de var. Onu duyan, bilen, özellikle yoksul kesim, en büyük müşterisi. Ve dükkanı hiçbir zaman boş kalmıyor.
Gelen talebe yetişemediği için müşterilerine ancak on gün veya iki hafta sonrasına sipariş sözü verebiliyor.
"Genelde burayı bilenler bizi tercih ediyor" diyen Gürhan, yoksul müşterilerinin rengi solan veya eskiyen ceket, gömlek, mont, etek, bluz, kaban, manto, pantolon gibi giyecekleri getirdiğini ve Bursa'daki kumaş fabrikalarından getirttiği kumaş boyaları ile bunları orjinal rengine boyayarak yeni lediğini söyledi. Getirilen solmuş veya eskimiş giysiler ise 3, 7 veya 10 liraya boyanıyor. Kimi zaman da parası olmayan müşterilerin giysilerini ücretsiz boyuyor.
‘YOKSULUN HALİNDEN ANLARIM
Cuma Gürkan. "Yeni giyecek almaya parası yoktur. Belki bunu boyatacak 5 lirası da yoktur cebinde. Böylelerini anlarım. Getirdikleri etek, manto, pantolon veya ceket her ne ise boyarım. Ücret de almam. Çünkü bilirim, bana verecek o küçücük para da onun için kıymetlidir. O parayla belki evine ekmek alabilir" şeklinde konuştu.
Kendisine boyanması için getirilen giyeceği önce hidrosofit ile eski boyasından arındırdığını kaydeden Güran, bu şekilde boyasız giysinin ham halinin ortaya çıktığını ve giysiyi orjinal rengine ya da müşterinin isteği üzerine farklı bir renge boyayarak, kuruttuktan sonra ütü yapmadan müşterilerine teslim ettiğini söyledi. Sur'da Melikahmet'in daracık sokaklarında kaybolan Cuma Gürkan'ın dükkanı, bir anlamda yoksulların Sur'da en çok bildikleri bir adres şimdi...