GDO'lu tarım arazileri dünyayı kaplıyor

Genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) 2016 yılında yeniden dünyayı sarmaya başladı. 

Amerikan Monsanto grubu tarafından finanse edilen GDO yanlısı sivil toplum örgütü ISAAA (International Service for the Acquisition of Agri-biotech Applications), 2015’da yaşanan gerileme ardından GDO’ların yenden yayılmaya başladığını bildirdi.

2015’teki gerileme gıda fiyatlarının küresel anlamda düşük olması nedeniyle, konjonktürel bir durum olarak değerlendirildi.

ISAAA’ya göre 2016’da GDO’lu alanlar, bir önceki yıla göre yüzde 3’lük bir genişleme gösterdi. Bu da 26 ülkede 185.1 milyon hektarlık bir alanı ifade ediyor.

ABD’de 72.9 milyon hektar GDO’lu arazisi ile bu alandaki birinci ülke konumunu sürdürüyor.  Bu ülkeyi 49.1 milyon hektarla Brezilya, 23.8 milyon hektarla Arjantin, 11.6 milyon hektarla Kanada ve 10.8 milyon hektarla Hindistan takip ediyor. Bu beş ülke, GDO’lu tarım alanların yüzde 91’ini temsil ediyor.

GDO, DÜNYA VE İNSANLIK İÇİN TEHLİKELİ BİR DENEY

Genetiği değiştirilmiş bir ürün, doğada bu haliyle bulunmuyor. Tamamen yapay bir organizma ortaya çıkarılıyor. GDO’lar sanayi, tıp, ziraat ve beslenme alanlarında kullanılıyor.  Aralarında Greenpeace’in de olduğu çevreci hareketler, GDO’nun dünya ve canlılar üzerine yapılan tehlikeli bir deney olduğunu belirtiyor. GDO’nun zararları şöyle sıralanıyor:

GDO'lar öldürücü alerjilere neden olabilir.

-GDO'lu yemler, hayvanlarda antibiyotik direncini artırır, antibiyotiklerin etkisini azaltır.

-Çoğu GDO'nun içerdiği böcek öldüren toksinlere hamile kadınların kanında ve fetusunda raslandı.

-İtalya'da yapılan bir bilimsel araştırmada marketlerden alınan her 4 sütten 1'inde GDO geni parçalarına rastlandı.

-GDOların salgıladığı böcek zehirinin tamamının insan sindirim sisteminde parçalanmadığı ortaya çıktı.

-GDO ekim tarlalarında kullanılan yabani ot ilaçları, memeliler için toksik etki ve insanlarda hormonal dengeyi bozma riski taşıyor.

GDO’nun çevreye zararları ise şöyle ifade ediliyor:

-GDO üretimi, süper dayanıklı böcek ve yabani bitki türleri yaratır. Bu türlerin varlığı ekosisteme ve tarıma büyük tehdit oluşturur.

-GDO'lar tozlaşma yoluyla doğal türlere bulaşarak biyoçeşitliliğe zarar verir.

-Zehir salgılayan GDO'lar, kelebekler gibi zararsız canlıların ölümüne neden olur.

-Zehir salgılayan GDO'lar zehirlerini köklerinden toprağa geçirirler. Zaman içerisinde bu zehirlerin birikimi çevre için tehlike içerir.