Gerilla yaşamını, gerilla hakikatini anlatan hazinelerden biri tarihi anların yer aldığı günlüklerdir. Çünkü günlüklerde gerillanın nasıl anlamlı yaşadığını ve duygularını yazabildiğini daha iyi görüyoruz. Bugün gerilla bununla bir değer inşa ediyor, tarih yazıyor. Gerillada günlük tutmak sadece yazmak değil, bir yaşam kültürü gibidir. Yaşadıklarını, hissettiklerini yazıyorlar. Bugün gerilla, duygularını, umutlarını, hayallerini bir hedef üzerine büyütmektedir.
Gerillalar kendi tarihlerini yazabilen insanlardır. Bu onların doğal gücünden bağımsız değil. Gerçek tarihi yazabilen insanlar, aynı zamanda bu tarihin bir parçası olurlar. Her anıda gerillaların onlarca, binlerce hikayesi, tarihi deneyimi var. Her biri geleceğe dair bir ifade, bir umut haline geliyor. Bunun için milyonların gönlünde yer ediniyorlar. Yazdıkları sıradan şeyler değil; bir toplumun hakikatini kaleme alıyorlar. Halk da gerillaların tarihi anlarını yaşatma mücadelesi verdiğini görüyor. Bugün bile milyonlarca insan bu gerçeğe yoldaşlık ediyor. Çünkü her öykünün, anıların, deneyimlerin temelinde özgür yaşama dayanan bir gerçek vardır. Gerillanın yazdıkları hakikatin ifadesidir. Her kelime, her tanım bir amaç için yazılmıştır.
Dolayısıyla en çok da gerillalar hakikati ifade ederler. Bu nedenle yaşam tarzlarından tutun yazdıkları günlüğe kadar hepsinin temelinde yaşama olan inançları ve umutları yatıyor. Hayatı ne kadar çok sevseler de uğruna canlarını feda etmekten çekinmezler. Direniş mevzilerinde bir tarafta gerillaların savaştığını, diğer tarafta ise savaş tünellerine dair günlük yazdıklarını görüyoruz. Tarih karşısında kendilerini sorumlu görüyorlar. Yani gerilla tetikte olduğu anlarda bile bunu düşünebiliyor. Gerçek şu ki, başka bir toplum olsaydı bu kadar yükün altına giremezdi. Çünkü yazmak da aslında büyük bir yüktür. Yani yazarak daha çok kendi değerlerine sahip çıkıyorlar. Bugün gerilla bu sorumluluğu üstleniyor ve yükü omuzlamış durumda. Bu nedenle gerillanın en değerli hazinelerinden biri günlükleridir.