Chicago Üniversitesi Enerji Politikası Enstitüsü'nün (EPIC) küresel hava kalitesine ilişkin bu raporuna göre, motorlu taşıtlar, sanayi ve yangınların yol açtığı ince partikül kirliliği, dünya çapında "halk sağlığına yönelik en büyük dış tehdidi" temsil ediyor.
Ancak bu gerçeğe rağmen, hava kirliliğiyle mücadeleye ayrılan fonlar, örneğin bulaşıcı hastalıklara ayrılan fonlara kıyasla, küçük bir miktarı temsil ediyor.
İnce partikül kirliliği akciğer ve kalp hastalıkları, felç ve kanser riskini artırıyor. EPIC, 2021 yılında toplanan verilere dayanarak, Dünya Sağlık Örgütü (WHO)'nun ince partiküllere maruz kalma eşiğine her zaman uyulması halinde, küresel yaşam beklentisinin 2,3 yıl artacağını tahmin ediyor. Bir kıyaslama yapılırsa, sigara tüketimi küresel yaşam beklentisini ortalama 2,2 yıl, çocuk ve anne yetersiz beslenmesi ise 1,6 yıl azaltıyor.
Dünyanın atmosferik kirlilikten en çok etkilenen bölgesi olan Güney Asya'da, halk sağlığı üzerindeki etkiler çok daha belirginlik gösteriyor. EPIC modellemesine göre, ortalama ince partiküllere maruz kalma seviyesinin 74 μg/m3 olduğu tahmin edilen Bangladeş'te yaşayanların ömrü, kirlilik eşiği WHO tarafından tavsiye edilen seviye olan 5 μg/m3'e düşürülürse 6,8 yıl artabilir.
Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi, yıllık ortalama 126,5 μg/m3 ile "dünyanın en kirli megapolü" olarak dikkat çekiyor EPIC'in hava kalitesi programları direktörü Christa Hasenkopf AFP'ye yaptığı açıklamada, Çin'in ise 2014 yılında başlattığı "hava kirliliğiyle mücadelede kayda değer bir ilerleme kaydettiğini" belirtiyor.
Christa Hasenkopf, "Havanın en kirli olduğu yerlerle, bu sorunu çözmek için kolektif ve küresel olarak en fazla kaynağın kullanıldığı yerler arasında derin bir tutarsızlık var" diyor.
HIV, sıtma ve tüberkülozla mücadele için, bu hastalıklarla mücadele için yılda 4 milyar dolar harcayan Küresel Fon gibi uluslararası mekanizmalar mevcutken, hava kirliliği için eşdeğer bir mekanizma bulunmuyor.
Raporda, "Yine de hava kirliliği, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Kamerun'da bir kişinin ortalama yaşam süresini HIV, sıtma ve diğer hastalıklardan daha fazla azaltmaktadır" deniliyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nde federal Temiz Hava Yasası programı 1970 yılından bu yana hava kirliliğinin yüzde 64,9 oranında azaltılmasına yardımcı olarak, Amerikalıların ortalama yaşam süresini 1,4 yıl artırdı.
Avrupa'da da son birkaç on yılda hava kalitesindeki iyileşme Amerika Birleşik Devletleri ile aynı eğilimi izledi, ancak kıtanın doğusu ile batısı arasında hala büyük farklılıklar dikkat çekiyor.
Tüm bu çabalar, diğer şeylerin yanı sıra, iklim değişikliğine bağlı olarak artan sıcaklıklar ve daha sık görülen kuraklıkların neden olduğu ve hava kirliliğinde zirvelere neden olan dünya genelindeki orman yangınlarının sayısındaki artış nedeniyle tehdit altında bulunuyor.
Örneğin 2021 yılında Kaliforniya'nın tarihi yangın dönemi, WHO tarafından tavsiye edilen eşik değerin beş katına varan hava kirliliğine yol açtı. Kanada'yı 2023 yazında kasıp kavuran mega yangınlar, Quebec, Ontario ve Amerika Birleşik Devletleri'nin doğusundaki çeşitli bölgelerde hava kirliliğinde rekor artışlara neden oldu.