Kürdistan doğası büyük bir direniş içinde

Nasıl ki Kürdistan gerillası büyük bir direniş içindeyse, Kürdistan doğası da ateşler içinde soykırımcılara karşı tarihi bir savaşın içindedir. Bu yüzden Kürdistan’da yaşamın anlamı direniştir.

Üç aydan bu yana Türk devleti Kürdistan dağları ve Kürt halkına büyük saldırılar yapmakta. Bu saldırılara karşı HPG ve YJA Star gerillaları her bir taş, dağ ve tepede büyük bir savaş yürütmekte.

Ordu, çete ve büyük bir teknikle yapılan bu saldırılar, özgürlük gerillasının irade ve inancına karşı çaresiz kalmış durumda. Bu yüzden Türk devlet bütün kin ve öfkesini doğadan, ormanlardan ve canlılardan çıkarmaktadır. 

BU TOPRAKLAR İÇİN RUHLARINI FEDA EDİP YAŞAMI YARATIYORLAR

Gerillaların büyük yolculuğu durmaksızın devam etmekte. Her şafak vaktinde bu topraklara güneş ışığı düşünce, Kürdistan dağlarında bu kainatın bütün güzelliğine şahit oluyoruz. Şüphesiz ki cesaretli kadın ve gençlerle beraber Kürdistan dağlarının güzelliği artmakta. Bu dağların güzelliği kadar, her bir gerilla da güzel ve cesaretli bir yüreğin sahibidir. Dağlar ve içinde yaşayan yolcular büyük bir gücün sahibidir, herkes onlara hayranlıkla bakmakta. Gerilla her tepede, her kaya ve dağda, her vadide büyük bir savaş vermekte. Bu yerlerde mermi sesleri, patlamalar ve zehirli gaz eksik olmuyor. Her an ruhunu feda eden insanlarla beraber, yaşamın yaratıldığı alan olmakta. 

DİRENİŞ VE TARİHİ SAVAŞIN İZLERİ

Gerilla izlerinin olduğu patikalarda yürüyünce, her taşın üzerinde mermi izleri ve her karışta yanan ağaçlar ile rüzgara kapılan küller göze çarpmakta. Sanki mavi gökyüzü bu yakıcı yazda büyük bir acı çekmekte ve yolcularına yüreğini paylaşmakta. Bu doğada kendini tanıyıp koruyan ağaç ve hayvanlar, kendi doğuşlarına iyi kalpli ve özgüvenli insanları tanıdılar. Onlar Kürt halkının kadın ve gençleridir. Onlar Şêx Seîd’in, Seyîd Riza’nın ve Rindê Xan’ın torunlarıdırlar. Rindê Xan için nasıl ki toprak varlık ve onur idi, Rindê Xan’ın izinde yürüyen Kürt kadınlar da kendi değerlerinin ve topraklarının korunması için, onur savaşı vermekteler. Bu savaşta dağlar ve çelik yürekli eylemciler birbirlerine yoldaş oluyor.

İNSANLIK TARİHİNİN MERKEZİNDE VARLIK SAVAŞI

O uzun patikalardan adım adım geçilince, yakıcı ateşten kalanlar insanların içine oturmakta. Yürekte büyük bir acı yaratmakta. İnsanlık tarihinin gelişiminin kaynağı olan ve yeryüzünün cenneti olan bu kutsal topraklar, yakıcı bir ateşte yakılmakta, alevler yükselmekte. Güzel çiçekler bu ateşte kül oldu ve rüzgarlara kapıldı. Yıllarca toprağa kök salmış ağaçlar kül oldu ve kıvılcımları gerillanın yüreğindeki yangını büyüttü. Çünkü bu toprağın her bir karışında bir destan yazılmış.  Her yağmur yağışında direniş tarihinin kokusu bütün dünyaya yayılmakta. Dağlı gülüşler her bir dağın tepesinde, her bir çiçeğin kokusunda, her bir şahinin kanadında ve bu dağların içinde gezmekte. Bu yüzden Türk devleti ve ordusu sadece PKK ve Kürdistan gerillasına karşı savaşmamakta, aslında her canlıya düşman olan bir sistemi var. Doğa, ağaç, su, hayvan ve bu topraklarda yaşayan bütün canlılar, saldırıların hedefi olmakta. 

GERİLLA VE KÜRDİSTAN DOĞASI BERABER İNTİKAM SÖZÜ VERMİŞ

Kürdistan dağları, Zap, Metîna, Avaşîn, Besta ve Lice her gün yanmakta. Yer ve gök ateş içinde. Yüksek dağları kendine yaşam alanı yapan gerillalar, her patikada tekrardan intikam sözü veriyor. Bu direniş savaşıdır. Sadece gerilla değil Kürdistan doğası da büyük bir direniş içinde. Ülkenin nehir ve ırmakları, Avaşîn, Basya, Xabûr ve Dîcle dalga dalga coşmakta. Her ne olursa olsun güneş ışınları zalimlere karşı gerillanın yüreğine ulaşmakta, çünkü onlar bu toprağın intikamını işgalcilerden alacak. 

Kürt halkı her zaman direniş ateşinin etrafında halka olmuş ve kendini bu ateşin küllerinden tekrardan yaratmış. Nasıl ki Kürdistan gerillası büyük bir direniş içindeyse, Kürdistan doğası da ateşler içinde soykırımcılara karşı tarihi bir savaşın içindedir. Bu yüzden Kürdistan’da yaşamın anlamı direniştir.