Amerikan PLOS One dergisinde yayınlanan çalışma, özellikle 2005'ten bu yana denize atılmış büyük ölçüde mikroplastiklerden oluşan okyanus yüzeyindeki plastik parçalarının sayısını 170.000 trilyon olarak tahmin ediyor. Bu kirliliğin toplam ağırlığı 2,3 milyon ton olarak değerlendiriliyor.
Araştırmada, plastik kirliliğinin "son 15 yılda daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığı" belirtilerek, tedbir alınmaması halinde bu fenomenin hızlanacağı öngörüldü.
Sonuçlar, 1979'dan 2019'a kadar dünya genelinde 11 binden fazla istasyondan plastik örnekleri alınarak elde edildi.
Araştırmaya göre 1990'a kadar net bir eğilim gözlenmezken, daha sonra 1990 ile 2005 arasında dalgalanmalar görüldü.
Araştırmanın yazarlarından Lisa Erdle, bu tarihten sonra, "üretimin hızlı bir şekilde artması ve sınırlı sayıda atık kontrol politikası nedeniyle çok hızlı bir artış görüyoruz" diyor.
Okyanusun ortasında, bu kirlilik çoğunlukla avlanma takımlarından ve şamandıralardan gelirken, giysiler, araba lastikleri ve tek kullanımlık plastikler genellikle kıyıya yakın çevreyi kirletiyor. Kirleticilerin varlıkları hayvanları tehdit ediyor. Besin zincirinden de insanlara ulaşıyor.
Yakın tarihli bir uluslararası rapora göre eğer bu eğilim devam ederse, G20 ülkelerinde plastik kullanımı 2050'ye kadar 2019'a göre neredeyse iki katına çıkacak ve yılda 451 milyon tonu bulacak. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, 1950'de, dünya genelinde sadece iki milyon ton üretiliyordu.
Geçtiğimiz yıl Birlemiş Milletler himayesinde 175 ülke, 2024 sonuna kadar bağlayıcı bir anlaşma geliştirerek bu kirliliğe son vermeyi kabul etti.
Bir sonraki müzakere oturumunun Mayıs ayında Paris'te yapılması planlanıyor. Araştırmanın yazarlarına göre bu anlaşma, plastiğin üretimini ve kullanımını azaltacak kadar iddialı olmalı, ancak bununla birlikte plastik kirliliğini ortadan kaldırmayı daha iyi yönetmeli.
Araştırmada, "Plastiğin çevrede geri kazanılmasının yalnızca sınırlı bir etkisi vardır ve bu nedenle çözümler, plastik salımlarını sınırlamaya odaklanmalıdır" denildi.