Parastin ve Anti-Terör Birimi'nin gerçek rolü - III

Anti-Terör Birimi, son yıllarda Türk devletinin 42 hava saldırısının 22’sinde ilk saatte açıklama yapmıştır. Tamamı, MİT'in kaleminden çıkma gibi ve PKK'li diye meşrulaştırmaya yönelik.

MİT VE PARASTIN İŞBİRLİĞİ

Bu bölümde Parastin ve Anti-Terör Birimi'nin nasıl bir Kürt ve Kürdistan karşıtı misyon üstlendikleri, bazı somut örneklerle ortaya konulacak. 

'Kurdistan Anti-Terör Birimi', Mesrur Barzani'nin başkanı olduğu ve 2 Mayıs 2011'de kurulan Kurdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi'ne (EAHK) bağlı istihbarat ve güvenlik birimi olarak tarif ediliyor. 2022 bilgilerine göre; Konsey, 5 üyeden oluşuyor. Üyelerden üçü YNK’li, ikisi ise KDP’lidir. YNK’nin Güvenlik Konseyi üyeleri Bölgesel Güvenlik (Asayiş) Dairesi Başkanlığı, Zanyarî (İstihbarat) Dairesi Başkanlığı, Pêşmerge İstihbaratı Başkanlığı görevlerinde yer alıyor. KDP’nin Güvenlik Konseyi üyeleri ise Güvenlik Konseyi Danışmanlığı, Parastin (İstihbarat) Başkanlığı görevlerinde bulunuyor. Pratikte ise bu kurum sadece Barzani-KDP-MİT tekelinde faaliyet yürütmektedir. O açıdan bu kuruma yönelik yapılan değerlendirmeler resmiyette ortak olan partileri değil, Barzanileri ve KDP’yi kast etmektedir.

Her şeyden önce tüm Kürt halkının bu birime ilişkin cevaplandırılması gereken temel bazı soruları bulunmaktadır. Sorular aynı zamanda kendi cevaplarını da içermektedir.

YANIT VERİLMESİ GEREKEN SORULAR

* Bu birimin asıl görevi nedir ve kime/kimlere bağlıdır? Görevlerini hangi gücün talimatlarıyla ve nasıl icra etmektedir? Barzani aile hanedanlığı dışında kendisini sorumlu gördüğü bir güç var mıdır? Meşruiyeti nereye dayanmaktadır? 

* Yapının adı “Kurdistan Anti-Terör Birimi” olsa da gerçekten Kurdistan halkına ve Kurdistan’a karşı kendisini ne düzeyde sorumlu görüyor? Kürt ulusunun savunulması adına şimdiye kadar hangi hizmeti olmuştur? Dört parça Kürdistan’da Kürt halkına, onun ulusal değerlerine gerçekleşen saldırılara karşı ne gibi bir çalışması, duruşu ve açıklaması olmuştur? Sorumluluk alanı Barzani/KDP çıkarlarını korumak mıdır yoksa Kürt halkının ulusal çıkarlarını koruma mıdır?

* Bugüne kadar Türk devletinin Başûrê Kurdistan’da gerçekleştirdiği hangi saldırıyı, sivil katliamlarını, doğa talanını veya yangınlarını kınamıştır? Türk devlet saldırılarına karşı bir tutumu olmuş mudur? Türk savaş uçakları ya da SİHA’ları ile katledilen yüzlerce sivil yurttaş için neden bir kez dahi Türk devletini kınamamıştır?

* Kürdistan’ın işgaline ve ilhakına yönelen, bunun için her gün yüzlerce kez Kürdistan’ın köylerini bombalayan, yakan-yıkan ve açıkça devlet terörü estiren Türk ordusuna karşı tek bir açıklama yapmamak ve refleks göstermemek ne anlama gelmektedir? Barzanilere ve yönetimlerine karşı gelişen en küçük demokratik tepkiye, eleştiriye, özgür basın haberlerine, demokratik örgütlenmeye tahammül göstermeyen bu sözde güvenlik ajansı, neden Kürdistan’ın şehirlerini, kasabalarını, köylerini, dağlarını, ormanlarını, sularını bombalayıp katliamlar gerçekleştiren faşist Türk devletine karşı hiçbir varlık göstermemektedir? 

* Eli binlerce Kürt yurtseverinin ve devrimcinin kanına girmiş MİT yöneticisi Osman Köse’yi cezalandırdıkları iddiasıyla iki Kürt gencini tutuklayıp idam cezası vermekle övünen, PKK’ye ait kimyasal gazlardan korunma maskelerini ele geçirirken şarlatanca şov yapan bu birim, bugüne kadar Başûrê Kurdistan’da şehit edilen devrimcilerin ve yurtseverlerin kaçının katilerini yakalayıp arkasındaki işgalci devletleri ifşa etmiştir? Türk devletinin, MİT veya ajan-kontralar üzeri Silêmanî’de, Hewlêr’de, Dihok’ta, Maxmûr’da, Şengal’de, Musul’da işlediği yüzlerce cinayetlerin bir tanesini bile aydınlatıp faillerini açığa çıkarmış mıdır? Bu kurumun adaleti yerine getirmedeki ölçüsü nedir? 

* Bu birimin Kürt halkı için bir faydası var mıdır? Gerçekten terörü mü önlüyor, yoksa kendisi Kürt toplumuna karşı terör mü uyguluyor? Kaç Kürt'ü tutuklamış, işkence etmiş ve katletmiştir? Kaç yurtsever Kürt'ü PKK’ye yardım etmiş diye tutuklamıştır, zindanlara atmış veya JİTEM gibi kaybetmiştir. İşkenceyle, tehditle ve şantajla kaç yurtsever Kürt'ü zorla MİT için ajanlaştırmıştır? 

* Eğer Kürdistan halkının çıkarlarını savunmayı amaç edinmişse neden diğer Kürt örgütleri ya da diğer parçalarda bulunan Kürt hareketleriyle ve kurumlarıyla bir ilişki geliştirmemektedir? Hangi Kürdistan’ın güvenliğini sağlamayı öngörmektedir. Hizmet edilen ve güvenliği sağlandığı iddia edilen Kürdistan halkının Kürdistan’ı mı yoksa Barzanilerin midir?

KÜRT VE KÜRDİSTAN KARŞITLIĞI İŞLEVİ

Şimdi de bu birimin Kürt ve Kürdistan karşıtlığı işlevini nasıl yerine getirdiğine bakalım:

* Bizim tespit ettiğimiz kadarıyla son yıllarda Türk devleti tarafından gerçekleştirilen 42 hava saldırısının 22’sinde “Kürdistan Anti-Terör Birimi” açıklama yapmıştır. Bu açıklamalar, birtakım istisnalar hariç, olaylar olduğu andan itibaren üç saat içerisinde olmuştur. Bazı saldırlar hakkında anında açıklama yapacak kadar bilgi sahibi olması, MİT ile olan bağlantılarını ifşa etmektedir. İlginç olan taraf ise saldırılarda yüzlerce sivil katledilmesine rağmen açıklamalarının tamamında hayatını kaybedenlerin PKK’li oldukları öne sürülmüştür. 

* Türk Milli Savunma Bakanlığı’nın ve MİT’in açıklamaları esas alınmış ve bu açıklamaların hiçbirisinde sivil ölümlerden bahsedilmemiştir. 

* MİT ilişkileri, sadece saldırıları meşrulaştırma ve istihbarat paylaşımıyla sınırlı kalmayıp ortak operasyonları da kapsamaktadır. PKK’ye karşı yapılan saldırıların ve Başûrê Kurdistan'ı işgal saldırılarının daha geniş alanda sürdürülmesi amacıyla bir merkezi koordinasyon kurulmuştur. Parastin/Anti-Terör Birimi ile MİT’in ortak faaliyetlerine yönelik çeşitli zamanlarda özgür Kürt basında bilgi ve belgeler yayınlandı. KDP ve MİT tarafından Zaxo, Duhok, Amediyê ve Bradost bölgesinde 4 ortak çalışma merkezinin kurulduğu yansıdı. Bu merkezlerde PKK’ye karşı koordineli bir tarzda ajanlaştırma, keşif ve saldırı planları hazırlandı. Merkezlerden birinin Barzan/Balekayetî arasındaki Pirefatê Dağı’nda olduğu, keşif ve birçok askeri faaliyetin burada yürütüldüğü kaydedildi. Zaxo-Duhok arasındaki tünel girişinde bulunan ikinci merkezde ise halkın ajanlaştırma ve PKK gerillalarının yerlerini tespit etme amaçlı faaliyet yürütüldüğü ifade edildi.

* Türk devleti SİHA ile 23 Ağustos 2024'te Silêmanî'nin Seyîdsadiq ilçesinde sivil bir araca saldırdı; iki kadın gazeteci Gulistan Tara ve Hêro Bahadîn şehit düştü.  Anti-Terör Birimi, "Türk ordusuna ait bir SİHA, Süleymaniye ilinin Seyidsadıq ilçesine bağlı Tepereşê köyü yakınlarında PKK savaşçılarının bulunduğu bir aracı hedef alarak bir PKK yetkilisi, şoförü ve beraberindeki bir savaşçıyı öldürdü" şeklinde açıklama yaptı. Şehit edilen sivil gazetecileri silahlı savaşçılar olarak lanse ederek saldırıyı meşru kılmaya çalıştı. YNK yetkililerinin, "katledilenler sivil gazetecilerdir” tarzındaki tüm açıklamalarına rağmen sivil oldukları halde yaklaşımını günlerce devam ettirmiştir. Saldırıdan hemen sonra açıklama yapması da saldırıdan önceden haberdar olduğunu göstermektedir. Açıklamanın içeriğini hazırlayan MİT’in kendisi, basına servis eden ise Anti-Terör Birimi olmuştur. MİT’le olan ilişkisi, doğrudan veya dolaylı yoldan Türk devletinin gerçekleştirdiği operasyonları, katliamları ve terör saldırılarını onaylama üzerinedir. MİT’in tek taraflı açıklamalarını yerel düzeyde onaylayan, dolayısıyla da MİT’in uzantısı olarak çalışan bir birimdir.

MEDYASI DA ÖYLE

Basın-yayın kuruluşları da Türk devletinin saldırılarının çok az bir kısmını verirken bile ahlaksız bir yaklaşım sergileyerek son derece sinsi ve muğlak bir üslup kullanmakta ve Türk devletinin katliamları meşru gösterilerek Kürt Özgürlük Hareketi veya sivil halk suçlanmaktadır. Türk devletinin gerçekleştirdiği terörist saldırıları, haklı gösterilerek işlediği cinayetler örtbas edilmek istenmektedir. İşte bazı örnekler:

* 8 Kasım 2020 tarihli Basnews: Pêşmerge Komutanı Qasim Şeşo, BasNews'e yaptığı açıklamada, bu akşam Sincar'ın Bara bölgesinde PKK savaşçılarına ait bir aracın Türk savaş uçakları tarafından hedef alındığını söyledi.

* 1 Şubat 2022 tarihli Rudaw: Türkiye Mahmur’a yeni bir hava saldırısı düzenled. Mahmur'dan bir sağlık yetkilisi Rudaw'a yaptığı açıklamada, aralarında siviller ve PKK savaşçılarının da bulunduğu sekiz kişinin öldüğünü, 17 kişinin de yaralandığını doğruladı.

* 21 Mayıs 2022 tarihli Rudaw: Türk hava saldırısı şüphesi ile bir araç hedeflendi.

* 21 Mayıs 2022 tarihli Rudaw: Süleymaniye’de gerçekleşen Şüpheli Türk hava saldırısında 5 kişi yaşamını yitirdi.

* 15 Haziran 2022 tarihli Rudaw: Türkiye'ye ait olduğundan şüphelenilen bir drone YBŞ karargahını hedef aldı.

* 15 Nisan 2023 tarihli Rudaw: Süleymaniye’deki şüpheli Türk hava saldırılarında 2 ölü.

* 23 Mayıs 2023 tarihli Rudaw: Şengal’deki Türk drone saldırılarında 3 YBŞ üyesi öldürüldü.

* 1 Haziran 2023 tarihli Rudaw: Şüpheli Türk insansız hava aracı Şengal'i hedef aldı.

* 11 Ağustos 2022 tarihli Rudaw: Kimliği belirsiz insansız hava aracı Süleymaniye'de üç kişiyi öldürdü

* 24 Ağustos 2023 tarihli K24: Kurdistan Bölgesi Terörle Mücadele Müdürlüğü Perşembe günü yaptığı açıklamada, bir Türk insansız hava aracının Erbil'in Saidkan ilçesinde Kurdistan İşçi Partisi (PKK) militanlarının bulunduğu bir çadırı hedef aldığını ve ikisi lider olmak üzere dört militanın öldüğünü duyurdu.

* 14 Ekim 2023 tarihli Rudaw: Türk insansız hava aracı Dihok'ta PKK üyelerini hedef aldı

* 9 Ekim 2023 tarihli Rudaw: Kerkük yakınlardaki şüpheli Türk hava saldırısında bir kadın yaşamını yitirdi

* 26 Ekim 2023 tarihli K24: En az 9 PKK militanı Türk hava saldırılarında öldürüldü

* 2 Nisan 2024 tarihli Rudaw: Türk insansız hava aracı Şengal'de PKK komutanını öldürdü 

* 8 Temmuz 2024 tarihli K24: Şengal’de PKK’lilerin bulunduğu araca İHA saldırısı.

* 23 Ağustos 2024 tarihli K24: Türk ordusuna ait bir SİHA, Süleymaniye ilinin Seyidsadık ilçesine bağlı Tepereşê köyü yakınlarında PKK savaşçılarının bulunduğu bir aracı hedef alarak bir PKK yetkilisi, şoförü ve beraberindeki bir savaşçıyı öldürdü.