Tekstil emekçileri ne diyor?

Tekstil emekçileri ne diyor?

Ekonominin can damarı sektörlerden tekstilde, işçiler asgari ücretin altında, israhat dahil, sosyal ve ekonomik hiçbir haktan yararlandırılmadan çalıştırılıyorlar. Ailelerinin ekonomik durumlarının düşük olması nedeniyle küçük yaştaki çocukların bile asgari ücretin altında çalıştırıldıðı sektörde, öyle ki işçiler tuvalete gitmek için bile usta başından izin kartı almak zorunda kalıyorlar. Bu kartlar ay sonunda çalışma sürelerine göre deðerlendirilip, maaşlarından kesiliyor.

Ekonominin can damarlarından tekstilin merkezleri arasında yer alan bir bölgede, Gazi Mahallesi’ndeyiz. Gazi’nin çamurlu yolları üzerine kurulmuş tekstil atölyelerini dolaşıyoruz. Kapitalist sistemin dişleri arasında ezilen ve unutulmuş bir kesim olarak varlıðını sürdüren tekstil işçilerinin haklarının ihlal edilmesi görmezden gelinmeye devam ediyor.

Sektörün göz ardı edilerek unutulan işçileri, asgari ücretin altında düşük ücretle çalıştırılıyor. Kişisel hak ve hürriyetlerin olmadıðı tekstil alanında işçiler, her türlü aşaðılanmaya maruz kalıyor. Sektörde, aniden çıkan mesailerin ve yıllık izinlerin işçilerin istediði zaman kullandırılmaması yönündeki sorunlar da artıyor. En çok yozlaşma ve hak ihlallerinin yaşandıðı bu alanda işveren, yasal boşlukların ardına gizlenerek sömürü çarkını büyütmeye devam ediyor.

Tekstil sektöründe, bel ve boyun fıtıðı, çok oturmaktan ya da fazla ayakta durmaktan kaynaklı bacaklarda oluşan varis ve astım sıkça rastlanan meslek hastalıklarının başında geliyor. Ancak işçiler, bu saðlık sorunlarının meslek hastalıðı olduðunun bilincinde deðil.

TUVALET ÝÇÝN ÝZÝN KARTI

Tekstilde yaşanan bir başka sorunsa lavabo sorunu. Ýzinle lavaboya gidip gelen işçiler, ancak kart basımı ile giriş-çıkış yaparak lavabo ihtiyaçlarını giderebiliyor. Ay sonunda ise giriş çıkışlarına bakılan işçilerin maaşları kesintiye uðruyor. Yemekhane gibi dinlenme alanlarında bile kameralarla gözetlenen tekstil işçileri, kötü ve kalitesiz yemeklerle de saðlıksız besleniyor.

“MECBUREN ÇALIŞTIM”

Vanlı bir ailenin 6 çocuðundan biri olan 13 yaşındaki Dilan, bir tekstil atölyesinde ortacı olarak işe girmiş. Çalıştıðı yerde maruz kaldıðı hakaretlere ve baskılara bir ay dayanabilmiş. Sigortasız ve 400 TL’ye çalıştırılan Dilan, şunları anlatıyor:

“Ýlk başta ortacı olarak girdim sonra, ‘ütücü yok’ dediler. Ütüde denediler beni ve ‘sen güzel ütü yapıyorsun’ deyip ütücü yaptılar. Ailemin durumu yoktu mecburen çalıştım. Ütü yaparken gözlerim sulanıyordu. Bütün gün ütünün başındaydım, çok terliyordum. Artık başım dönüyordu. Ama dinlenmene bile izin yok. Benimle birlikte bir küçük kız da çalışıyordu. Ben ütü yaparken, o tutuyordu ama beceremiyordu, Sonunda kız işten çıktı. Kızın işten çıkmasını da benden bildiler. Kız benim yüzümden işten çıktı, aklına ben girdim diye bana sözlü hakaretlerde bulundular. O hakaretlerin ardından ben de işten çıktım. Bütün gün ayakta çalışmak zor oluyor, bazen dinlenmeye ihtiyaç duyuyorsun. Biraz oturup dinlenecek olsak ‘Niye oturuyorsunuz? Ýsterseniz çay getirelim’ diyorlardı. Ve sürekli olarak, ‘Yavaş hareket etmeyin, hızlı çalışın’ diye baskı yapıyorlardı. Köle gibi çalışmamızı istiyorlardı.”

SENDÝKALI OLDU DÝYE DARP EDÝLDÝ

Türkiye’nin sayılı firmalarından birinde makineci olarak sigortasız ve düşük ücretle çalışan Ý.O. ile konuşuyoruz. Daha 3-4 ay önce sendikalı olduðu için işten atılan ve direnişe geçen Ý.O., 15 gün süren direnişleri sırasında işyeri tarafından şiddete uðrayarak darp edilmiş.

Sektörde yaşanan saðlık sorunlarına dikkat çeken Ý.O., kendisin de fazla oturmaktan kaynaklı sırt ve göðüs aðrısı çektiðini belirtiyor. Daha birkaç gün önce işyerinde bir işçinin kas kasılmasından kaynaklı yerinden kalkamadıðını anlatıyor.

MAAŞLAR BÝR GÖMLEK PARASI

Çalışanların kendi ürettikleri malları bile ancak taksitle alabildiklerini ifade eden Ý.O.’nun sözleri, işçilerin maaşlarının bir gömlek fiyatına tekabül ettiðini ortaya koyuyor.

Ý.O., tekstil emekçilerinin küfüre maruz kaldıklarını ise tanık olduðu şu olayla anlatıyor; “Geçen gün bir çocuða sırf ses tonu yüksek diye usta baðırdı, küfürlerle hakaret etti. Sonra kabadayı hareketlerle yakasından tutup itip kakmaya çalıştı.”

CÝNSLER ARASI AYNI ÝŞ FARKLI ÜCRET

Bir başka tekstil emekçisi Songül’e konuk oluyoruz. 15 yaşında tekstile başlayan ve 20 yıldır bu sektörde çalışan Songül, eşit işe eşit ücret alamadıklarını söylüyor. Songül, “11-12 saat süren mesailerimiz oluyor. Ancak mesai ücretlerimizi tam olarak alamıyoruz. Kadın olduðumuz için ikinci sınıf insan muamelesi görüyoruz. Erkek arkadaşlarla aynı süre aynı işi yapıyoruz ama gel gör ki biz daha düşük ücret alıyoruz” diyor.

HAKLAR VERÝLMÝYOR

Yıllık izinlerin işçilerin isteðine göre verilmediðini belirten Songül, “Örneðin, ben trikodayım. Trikoda iş yazları daha çok oluyor. Kışın iş yoksa izne çıkabiliyorsun ama yazları izin yok” diye konuşuyor. Diðer birçok işçi gibi sigortasız ve düşük ücretle çalışan Songül’ün de hiçbir sosyal hakkı yok. Birgün işe gitmeyen işçinin maaşından 5 günlük ücretin kesildiðini belirten Songül, servis olmayan yerlerde de işçilerin, ‘yol parası vereceðiz’ denilerek kandırıldıðını, herhangi bir konuda hakkını arayanların ise işten çıkarıldıðını anlattı.

“SANKÝ HAYVAN TAŞIYORLAR”

Bir başka tekstil işçisinin yanına yaklaşıyoruz. Anlatımları diðer işçilerin anlattıklarını destekliyor. O da bir başka sorun olan ısınma sorununu dile getiriyor. Çalıştıðı yerin oldukça büyük bir yer olduðunu belirten tekstil emekçisi, “Belli aralıklarla kurulu olan elektrikli sobalar yakılıyor. Ama ısıtmıyor. Üşüyoruz, kat kat giyinmek zorunda kalıyoruz” diyor.

Bir başka işçi hemen söze giriyor, servis sorunundan yakınıyor; “Küçücük servislere koltuk sayısından fazla insan bindiriliyor. Ýtiş kakış oluyor servisler. Sanki hayvan taşıyorlar”

HAKKINI ARAYAN KAPI ÖNÜNE

Tekstilde yaşanan sorunlarla ilgili olarak fabrikalarda ve mahallelerde komisyonlar kurmak ve bu komisyonları semtlere taşımak gibi bir çalışma modelini izleyen Tekstil-Sen ise bütün bu olumsuzluklara karşın, işçi eðitimleri ile işçinin bilinç düzeyini yükseltmeye çalışıyor. Hem işte, hem evde çalışan kadının örgütlenmesinin önündeki zorluklara dikkat çeken Tekstil-Sen yöneticisi, sendikal mücadelenin önemli olduðunun altını çiziyor.

ANF NEWS AGENCY