Kürdistan devriminin mimarı Abdullah Öcalan, 50 yıl önce bir Newroz günü Kürt halkının özgürlük mücadelesinde “başlama fişeği” diyeceğimiz ilk adımı atmıştı. Milattan Önce 612 yılında Demirci Kawa’nın zalim Asur Kralı Dehak’a karşı direnişin örgütlediği gün olan 21 Martlar, Abdullah Öcalan önderliğindeki mücadeleyle özüne uygun olarak “yeniden doğuş” ve özgürlük bayramı olarak kutlanmaya başlandı ve Newrozlar böylelikle özüyle buluştu.
Aynı zamanda Kürt özgürlük mücadelesinin kritik süreçlerine de tekabül eden bu Newrozlarla Kürt halkı yeniden tarih sahnesine çıkarken, Kürdistan’da direniş ve diriliş ruhu yaratıldı.
İşte 1973’ten günümüze bu tarihi Newrozların panoraması:
1973: ÇUBUK’TA ATILAN ‘TOHUM’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Kürdistan devriminin inşası ve Kürt halkının özgürlük mücadelesi yolunda ilk adımı, Ankara’ya su veren Çubuk Barajı kıyısında yüksekokul öğrencisi altı Kürt gencini bir araya getirerek attı.
Kürt halkının diriliş bayramı Newroz’a denk getirilen bu toplantıda Kürdistan İşçi Partisi (PKK) örgütlenmesinin ilk çekirdeği atılırken, Abdullah Öcalan “Kürdistan Sömürgedir” tezini açıklayarak ilk grup çalışmasını başlattı.
Abdullah Öcalan birlikte Ali Haydar Kaytan, Dersimli Musa Erdoğan, Hilvanlı Mustafa Aksakal, Elazığlı Halil Aslan ve Vartolu İsmail Bingöl’ün bulunduğu o toplantının ardından 1973 yılı boyunca grup, yüksek öğrenim gençliği içinde propaganda çalışması yürüttü.
Abdullah Öcalan ve Ali Haydar Kaytan dışındakilerin tek tek kopacağı grup, ikinci kritik toplantısını ise 1976’ın Ocak ayında bu kez Dikmen’de Siverekli öğrencilerin kaldığı bir evde gerçekleştirdi. 20 civarında kadro adayının katıldığı bu toplantıda Ankara’daki çalışmaların sonuç verdiği ifade edilerek, ortaya çıkartılan devrimci birikimin Kürdistan’a taşırılmasına karar verildi.
1982: ÇAĞDAŞ KAWA
Öncü kadrolardan ve PKK Merkez Komite Üyesi Mazlum Doğan, 12 Eylül faşist-askeri rejiminin Amed zindanında “Direnmek Yaşamaktır” diyerek eylem yaptı ve şehadete ulaştı. Türk devletine esir düştüğünde Merkez Yayın Komitesi sorumluluğunu yürüten Mazlum Doğan, bu eylemiyle sadece Newroz’un diriliş geleneğini değil aynı zamanda 12 Eylül karanlığında zindan direnişini de başlatarak, faşist-soykırımcı sisteme karşı direnişin ruhu ve sembolü oldu. Bundan dolayı Abdullah Öcalan, bu direnişi “Çağdaş Kawa Direnişçiliği” biçiminde tanımlayarak “Mazlum partidir” dedi.
1985: KİTLELERİ ÖRGÜTLEME ZAMANI
Kürdistan özgürlük gerillalarının 15 Ağustos 1984 günü Eruh ve Şemdinli’ye yaptıkları baskınlarla silahlı direnişi başlatmalarının ardından, Kürdistan devriminin yolundaki ikinci tarih adım, bu kez de bir Newroz günü atılacaktı. 21 Mart 1985’de Yunanistan’ın başkenti Atina’da düzenlenen bir basın toplantısıyla Eniya Rizgariya Netewî ya Kurdistan’ın (Kürdistan Ulusal Kurtuluş Cephesi ERNK) kuruluşu ilan edildi. Kürdistan devriminin bu cephe örgütlenmesi için hazırlanan Program Taslağı, aslında 1982’de Serxwebûn’da yayınlanmıştı ve PKK hareketi uzun süredir bunun hazırlığını yürütüyordu.
ERNK, kısa bir sürede başta Kürdistan’ın dört parçası olmak üzere Avrupa’dan Amerika’ya, Asya’dan Avusturalya’ya birçok kıtada, geniş bir yelpazede kadından gencine, işçisinden aydınına, sanatçısından esnafına toplumun farklı kesimlerini; Müslümanından Êzidîsine, Alevisinden Hristiyanına bütün mezhep/dinden inanç sahiplerini örgütleyerek Kürdistan’ın yakın tarihinde bir çığır açtı.
1990: BAKUR’DA SERHILDAN ATEŞİ
13 Mart’ta Savur’da şehit düşen 13 ARGK gerillasından biri olan Kamuran Dündar’ın (Zana) memleketi Nusaybin’de gerçekleşen cenazesinde halk ayaklandı. Türk devlet güçlerinin saldırısı sonucu serhildana dönüşen cenaze töreninde Şemsettin Çiftçi isimli genç katledildi. Nusaybin'deki Türk devlet terörünü kınamak amacıyla Kuzey Kürdistan’ın birçok kentinde halk ayaklanırken, Newroz kutlamaları da erkenden start aldı.
Cizre’deki Newroz kutlamaları da aynı şekilde serhildana dönüştü. Binlerce Cizreli sokaklara döküldü. Halk ayaklanması karşısında kitleyi kurşun yağmuruna tutan Türk devlet güçleri, 5 kişiyi katletti. Kurşun ve panzerlerin set olamadığı Cizre’de devlet daireleri ardı ardına ateşe verilirken, serhildan buradan da Silopi ve İdil’e sıçradı.
Türk devletinin ilan ettiği sokağa çıkma yasağına rağmen Cizre’deki direniş günlerce sürerken, İstanbul, Ankara, Ege, Eskişehir, Çukurova, Amed, Erzurum ve diğer üniversitelerde binlerce öğrenci bir araya geldi; ilk kez kitlesel şekilde Newroz kutlandı.
21 Mart günü ise Nusaybin ve Cizre’de halka estirilen terörü protesto etmek için Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Zekiye Alkan, Amed-Mardinkapı'da pankart açarak bedenini ateşe verdi.
Newrozlar artık “Kürt intifadası” olarak bilinen serhildan olarak tanımlanmaya başlandı. Gerilla mücadelesinin Türkiye’de ve dünya kamuoyu nezdinde meşruluğu ve hareketin kitleselliği açısından çok önemli bir rol oynadı. Ardı ardına Kuzey Kürdistan’ın farklı şehir, ilçe ve kasabalarında ortaya çıkan bu halk direnişi; yıllardır süren sessizliği yırtarken, beraberinde Kürdistan’ın yakın tarihe damgasını vuracak yeni bir toplumsal dinamiği de ortaya çıkardı.
1991: BAŞÛR’DA RAPERÎN
Başûr (Güney) halkının 5 Mart 1991’de Süleymaniye’ye bağlı Ranya ilçesinde Saddam Hüseyin liderliğindeki Baas rejimine başlattığı “Raperîn” (Büyük halk ayaklanması) dalga dalga büyüyerek Newroz’da zirveye ulaştı. Başûr halkı, 21 Mart’ta Kerkük’te Newroz ateşini yakıp bütün Kürt kentlerini Saddam Hüseyin rejiminden özgürleştirdiğini dünyaya duyurdu. Kerkük’ün özgürleştiği Newroz 1991’de, Bakur (Kuzey) halkı da başta Cizre, Amed, Batman, Nusaybin, Şırnak, İdil’de olmak üzere Newroz’u serhildana dönüştürdü.
1992: DİRENİŞ VE KATLİAM
1992, Kürdistan’da Newroz kutlamalarının kitlesel bir ayaklanmaya dönüştüğü yıl olarak kayıtlara geçti. Ayrıca 1992 Newroz’u, Kürt meselesinin Türkiye kamuoyunda ve uluslararası arenada gündeme oturmasında büyük etki yarattı. Buna karşı Türk devleti de katliamla ve şehirleri bombalayarak Kürdistan’daki Newroz direnişine karşılık verdi. Başta Şırnak ve Cizre olmak üzere birçok Kürt şehrindeki Newroz kutlamalarında Türk devletine bağlı özel tim ve askerlerin ateş açması sonucu 94 Kürt katledildi. 21 Mart akşamı Şırnak merkezde Türk devletinin bombardımanı ise 3 gün sürdü.
Bu kez de Rahşan Demirel isimli bir başka genç kadın, İzmir’de bedenini ateşe vererek Newroz direniş halkasına katıldı. Newroz kutlamasının Türk devlet güçlerince kanlı şekilde bastırılması, özellikle Cizre ve Şırnak'ta onlarca Kürt’ün katledilmesi Rahşan Demirel’i bu eyleme sürükledi. 22 Mart 1992 günü İzmir’in Kadifekale semtinde bedenini ateşe veren Rahşan Demirel, arkasında bir karton parçasına "Ben kendimi Newroz yapıyorum Kadifekale'de” notu ve eyleminin amacını anlattığı Kürtçe ve Türkçe bir ses kaydı bıraktı.
1993: ATEŞKES VE BARIŞ UMUDU
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 17 Mart 1993’de Lübnan’da düzenlediği basın toplantısıyla ateşkes ilan ettiğini açıkladı. Kürt Halk Önderi bu ateşkes süreciyle katliamların önüne geçmek isterken, barış ve çözüm için Türk devletine de bir bir şans tanımış oldu. Ancak PKK’nin tek taraflı ateşkes ilanına rağmen Türk ordusunun saldırıları sürdü ve Abdullah Öcalan’ın uzattığı barış eli havada kaldı.
1994: RONAHÎ VE BERİVAN’IN EYLEMİ
1993 yılında PKK’yi yasaklaması ardından gelen ilk Newroz kutlaması, Alman devleti tarafından yasaklandı. Bu yasak ve Kürdistan’daki kirli savaşta Türk devletine verilen destek karşısında bu kez iki genç Kürt kadın devrimci; Nilgün Yıldırım (Bêrîvan) ve Bedriye Taş (Ronahî) 1994’ün 21 Mart’ında bedenlerini ateşe vererek direniş mesajı verdi. Ronahî ve Bêrîvan’ın Almanya’nın Mannheim kentinde Newroz’da bedenlerini ateş yapmaları Avrupa ve Kürdistan’da büyük yankı uyandırdı.
1995: GERİLLANIN ÇELİKTEN İRADESİYLE DİRENİŞİ
Türk ordusu, Kürdistan özgürlük gerillasına karşı 1995’in kışında kapsamlı bir saldırı için hazırlıklara girişti. 21 Mart Newroz gününe denk getirilen işgal seferine “Çelik Harekatı” adını koyan Türk ordusu, 35 bin askerle dört koldan Güney Kürdistan topraklarını işgal etmeye kalkıştı. Güney Kürdistan toprakları, Türk devletinin o döneme kadarki en kapsamlı işgal seferine tanıklık ederken Kürdistan gerillası da çelikten iradesiyle soluk soluğa bir direnişe girişti. ARGK’nin açıkladığı savaş bilançosuna göre, 2 Mayıs 1995’e kadar devam eden ve KDP güçlerinin destek verdiği 43 günlük savaşta 60 gerilla şehit düşerken, en az 800 Türk askeri de öldürüldü.
1996: NEWROZ’A KARŞI ‘NEVRUZ’ TUTMADI
Türk devleti, Kürt halkının Newrozlarda sergilediği direniş karşısında bu kez Newroz’un içini boşaltma siyasetini devreye koydu. Türk cumhurbaşkanı ve başbakanının katılımıyla adına “Nevruz Bayramı” denilen kutlamalar gerçekleşti. Ancak halkın ilgi duymadığı bu kutlamalar sönük geçti. Kürt halkı, Türk devletinin Newroz’u “Nevruzlaştırma” siyasetine karşı “Bijî Newroz” sloganlarıyla alanları doldurdu.
1998: ÇANAKKALE ZİNDANINDA YANAN ATEŞ
“8 Mart’tan 21 Mart’a ateşten bir köprü olmak istiyorum” sözleriyle Çanakkale hapishanesinde Sema Yüce isimli Kürt kadın tutsak, 21 Mart 1998 günü bedenini ateşe verdi. Ağır yaralı olarak İstanbul Cerrahi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan ve burada 84 gün boyunca yaşam mücadelesi veren Sema Yüce, 17 Haziran 1998’de şehit düştü.
1971 yılında Ağrı’da dünyaya gözlerini açan, liseye kadar Ağrı’da okuduktan sonra 1987’de ODTÜ Sosyoloji Bölümü’nü kazanan Sema Yüce, burada 3. sınıf öğrencisiyken 1991 yılında PKK saflarına katıldı. Gerilla hayatı kısa süren Sema Yüce, 1992’de bir ihbar sonucu Ağrı’da Türk devlet güçlerine esir düştü. Türk devletinin mahkemelerinde 22 yıl ağır hapis cezasına çarpıtılan Sema Yüce, eyleminden önce Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Kürt kadınları, Kürt halkı, Anadolu ve dünya halklarına hitaben bir mektup kaleme aldı.
1999: KOMPLOYA KARŞI DİRENİŞ NEWROZ’U
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan şahsında Kürdistan özgürlük mücadelesine karşı devreye konulan 15 Şubat 1999’daki Uluslararası Komplo’nun hemen ardından gelen ilk Newroz, komploya karşı direniş Newroz’u olarak tarihe geçti. Newroz günü, başta Kürdistan’ın dört parçası ve Türkiye metropolleri olmak üzere Avrupa ile dünyanın dört bir tarafında meydanlara çıkan milyonlarca Kürdistanlı “Bijî Serok Apo” sloganlarıyla Abdullah Öcalan etrafında “Önderliksiz yaşam asla” diyerek direniş halkası oluşturdu.
2000: MİLYONLAR NEWROZ ALANLARINDA
1999 yılının yaz aylarında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı’nın karanlığında giriştiği çözüm önerileri ve 2 Ağustos’ta yaptığı “geri çekilme” çağrısı sonrasında kutlanan 2000’in ilk Newroz’u, milyonların buluştuğu dev kitlesel eylemlere dönüştü. Özellikle Amed, Van, Batman, Siirt ve Türkiye’nin büyük kentlerinde yüzbinler bir araya gelerek, Kürt Halk Önderi’nin uzattığı barış eline ve PKK’nin ilan ettiği ateşkese destek verdi.
Milenyumun bu ilk Newroz kutlamasının ardından artık her yıl Kuzey Kürdistan, kitlesel dev Newroz buluşmalarına ev sahipliği yaptı; milyonlar “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürdistan’a statü ve barış” sloganlarıyla meydanlara aktı.
2001: ‘NE İNKAR NE AYRILIK…’
“Ne inkar, ne ayrılık; demokratik cumhuriyet” sloganıyla Newroz alanlarında buluşan bir milyonu aşkın insan, barış taleplerini dile getirerek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çözüm, demokrasi ve eşitlik yolunda belirlediği paradigmaya sahip çıktığını gösterdi. Amed, Mersin, Van, Hakkari, Şırnak, Ceyhan, Elbistan, İskenderun, Hatay ve Osmaniye, Adana, İstanbul, Antep ve Batman başta olmak üzere onlarca kentte Newroz, tüm renkleriyle görkemli bir şekilde kutlandı. Yoğun katılımın sağlandığı Amed’de yarım milyon insan alanlarda buluştu.
2005: DEMOKRATİK KONFEDARALİZM İLANI
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, yayınladığı bir bildiri ile Demokratik Konfederalizm Sistemi’ni (KCK) ilan etti. Ulus-devlet anlayışına alternatif olarak ortaya konulan Demokratik Konfederalizm’in temel ilkelerini içeren bildiri, Newroz meydanına akan milyonlarca insan tarafından sahiplenildi. Abdullah Öcalan, Kürt halkını ve tüm ezilenleri Demokratik Konfederalizm’in yeşil bayrağı altında toplanıp özgürlük ve demokrasi mücadelesini yükseltmeye çağırdı. Böylece 1985 Newroz’unda Ulusal Kurtuluş Cephesi olarak ERNK’yi ilan eden PKK, 20 yıl sonra yine bir Newroz’da demokratik halk sistemi olarak KCK’yi ilan ederek mücadele tarihinde yeni bir sayfanın açılmasını sağladı.
2006: ‘ABDULLAH ÖCALAN SİYASİ İRADEMDİR’
Kürt halkının özgürlük mücadelesi, son yılların en kritik ve tarihi süreçlerinden birini, 2006 Newroz’una giden günlerde yaşadı. PKK Yeniden İnşa Komitesi Üyesi Viyan Soran (Leyla Wali Hüseyin) Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın esaretini ve ağır tecridi protesto etmek için 2 Şubat 2006 günü Heftanîn’de bedenini ateşe vererek şehit düştü. Arkasında kapsamlı bir mektup yazan Viyan Soran, artık İmralı işkence sistemiyle birlikte yaşanamayacağını belirterek herkesi komploya karşı direnişi yükseltmeye çağırıyordu.
YJA Star Komutanı Viyan Soran’ın çağrısı etkili oldu ve halk 15 Şubat komplosunu “İmralı sistemi yıkılsın” sloganıyla protesto etmek için alanları doldurdu. Halk eylemliliği, 8 Mart ve Newroz’da doruğa ulaştı. Birçok kentte yasaklanmasına rağmen Newroz kutlamaları, milyonları yeniden bir araya getirdi. Kutlamalarda, “Abdullah Öcalan’ı siyasal irade olarak kabul ediyor musunuz?” sorusuna, milyonlar hep bir ağızdan “Evet” yanıtı verdi.
Amed halkı, Newroz’un hemen ardından kimyasal silahlarla katledilen HPG gerillalarının cenaze törenleri sırasında sokaklara çıkarak öfkesini dile getirdi. Dönemin Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Amed’deki serhildan karşısında “Çocuk da olsa, kadın da olsa, güvenlik güçlerimiz gerekeni yapacaktır” diyerek polise katliam emri verdi ve 12 Kürt çocuğu katledildi.
2007: ‘SAĞLIĞI SAĞLIĞIMIZDIR’
İmralı’da ağır tecrit altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaşadığı sağlık sorunları ve Türk devleti tarafından zehirlenmesine karşı Newroz alanlarındaki milyonlar, “Sağlığı sağlığımızdır” sloganında birleşti. Kürt halkı bu Newroz’u önderlerinin etrafında kenetlenerek kutlarken, İmralı’daki tecrit ve işkence sistemine de tarihi bir yanıt verdi.
2008: ‘ÊDÎ BES E’
Newroz alanlarında milyonlar, “Êdî bes e” sloganıyla imha ve inkar politikalarının yanı sıra İmralı Cezaevi’nin kapatılması ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılarak Kürt sorununun çözümünde muhatap alınması çağrısında bulundu. Türk devletinin birçok kentte Newroz kutlamalarını yasaklamasına rağmen yüz binlerce kişi alanlara çıktı. Başta Van, Hakkari ve Yüksekova olmak üzere birçok yerdeki kutlamalara Türk devlet güçleri saldırdı. Van’da Ramazan Dal ve Zeki Erinç, Yüksekova’da ise 20 yaşındaki İkbal Yaşar saldırılarda katledildi.
2010: ‘ÖZGÜR ÖNDERLİK NEWROZU’
“Özgür Önderlik, Özgür Kimlik, Demokratik Özerklik” şiarıyla 108 ayrı merkezde 2010 yılında Newroz alanlarını dolduran 4 milyonu aşkın kişi, Kürt sorununda muhatap olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı gösterdi. Tarihinin en büyük Newroz’una tanıklık eden Amed’de Kürt Halk Önderi’nin geçmiş dönemlere ait Newroz değerlendirmesi gösterime sunuldu. Sunum, dakikalarca alkışlandı ve zılgıtlar çekildi.
2011: ‘AN AZADÎ AN AZADÎ’
Bu yılın Newroz’u ise “Ji bo jiyanek bi rûmet yan azadî yan azadî” şiarıyla Kuzey Kürdistan ile Türkiye’nin 130 merkezinde milyonların katılımıyla gerçekleşti. Yanıtsız bırakılan ateşkesin ardından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatları aracılığıyla “Newroz’a kadar gözleyeceğiz” açıklaması, Newroz’a olan ilgiyi ve katılımı daha da arttırdı. Kutlamalarda Kürt sorunun çözümü için Abdullah Öcalan işaret edilerek, çözümde model olarak da Kürt Halk Önderi’nin “Demokratik Özerklik” modeli sunuldu.
2012: BARİKATLAR DİRENİŞLE YIKILDI
Bu yılın Newroz kutlamaları Amed, Batman ve İstanbul başta olmak üzere birçok kentte Türk devleti tarafından yasaklandı. Ancak yasağa rağmen Amed’de bir milyonu aşkın kişi dört bir yandan kurulan barikatları aşarak Newroz Parkı’na doğru yürüyüşe geçti. Türk devlet güçlerinin saldırılarına aldırış etmeyen kitleler, kutlama alanına girerek Newroz’u her yıl olduğu gibi görkemli bir şekilde kutladı.
İstanbul’daki yasaklı kutlamanın adresi ise, Kazlıçeşme Meydanı oldu. Alana ilerleyen on binlere polis saldırdı. Saldırı sonrası birçok semtte çatışmalar yaşandı. BDP Arnavutköy ilçe yöneticisi Hacı Zengin, atılan gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucu şehit düştü. Batman’daki kutlamalarda ise Ahmet Türk’e ve çok sayıda BDP vekilinin olduğu otobüse gaz sıkılırken, Ahmet Türk bir polisin saldırısına uğradı.
2013: ‘BARIŞ VE DEMOKRATİK ÇÖZÜM BİLDİRGESİ’
“Demokratik Çözüm Süreci” koşullarında girilen 2013 yılında “Öcalan’a özgürlük, Kürtlere statü” sloganıyla yapılan Newroz kutlamalarına, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın manifestosu damga vurdu. 2 milyonu aşkın insanın katıldığı kutlamada, Amed tarihinin en büyük kitlesel eylemine tanıklık ederken Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Çözüm Bildirgesi” okundu. Taraflara ateşkes çağrısı yapılan o bildirgede Kürt Halk Önderi, herkesi bu temelde mücadele etmeye ve birlik olmaya çağırdı.
2014: 3 MİLYON DEV NEWROZ ALANINA SIĞMADI
Final mitingi Amed’de gerçekleştirilen Newroz kutlamaları onlarca kentte milyonların katılımıyla gerçekleştirildi. Dünyanın birçok yerinden katılımcı, Newroz’a tanıklık etmek için Amed’in yolunu tuttu. 21 Mart’ta Newroz Alanı’nda 3 milyona yakın insan bir araya gelirken, kutlamalarda ilk kez KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın görüntülü mesajı, platforma kurulan ekranlardan izletildi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mesajını ise Pervin Buldan Kürtçe, Sırrı Süreyya Önder Türkçe okudu.
2015: DÜNYA GÖZÜNÜ AMED’E ÇEVİRDİ
100’ü aşkın kentte ateşi yakılan 2015 Newroz kutlamalarının son adresi, yine Amed oldu. Kutlamalara İmralı’da tecrit altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın okunan mektubu damgasını vurdu. Newroz Parkı’nda yapılan kutlamalara 2 milyonu aşkın insan ve ABD, İngiltere, Fransa, Avustralya gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu 25 ülkenin büyükelçiliklerinden müsteşarlar, gazeteci, aydın, yazar, sanatçı, akademisyen, siyasetçi, diplomat, parlamenterlerin de bulunduğu toplam 437 konuk katıldı. Bu kez de kutlamalara Abdullah Öcalan’ın Kürtçe ve Türkçe olarak okunan mektubu damga vurdu. Abdullah Öcalan, KCK’yi çözüm sürecinin ilerletilmesi için kongre yapmaya davet etti.
2016: MİLYONLAR DİRENİŞE SELAM DURDU
AKP tarafından bozulan çözüm sürecinin ardından kutlanılan ilk Newroz olması nedeniyle ayrı bir öneme sahip olan 2016 yılı Newroz’u, Türk devlet güçlerinin engellemelerine rağmen milyonları yeniden Amed Newroz Park’ında buluşturdu. DTK tarafından organize edilen kutlama öncesinde alanda asılan birçok poster ve afiş “örgüt propagandası” içerdiği gerekçesiyle polislerce indirildi. Ancak buna rağmen Abdullah Öcalan’ın önceki Newroz’da gönderdiği mesajlar, Newroz’da yeniden okundu. Nusaybin, Yüksekova, Cizre, Silopi ve Şırnak kentlerinde özyönetim mücadelesinin verildiği döneme denk gelen bu Newroz’da, milyonlar dört bir taraftan direnişe selam durdu.
2017-2021: FAŞİZME KARŞI DİRENİŞ NEWROZLARI
2017 ve sonrasındaki Newroz kutlamaları, AKP-MHP faşist bloğuna karşı verilen direniş Newrozları olarak tarihe geçti. DTK, KJA/TJA, DBP ve HDP tarafından “Mutlaka Kazanacağız” şiarıyla organize edilen 2017 Newrozu, faşist rejimin ilan ettiği OHAL’e rağmen Kuzey Kürdistan’ın tüm kentlerinde kutlandı. 2017 Newroz’unun simgesi ise Türk polisi tarafından katledilen Kemal Korkut oldu. Amed Newroz’unun sabahında üniversite öğrencisi Kemal Kurkut, “canlı bomba” denilerek Türk polisinin kurşunlarıyla saniye saniye kaydedilen kameralar önünde katledildi.
2018 yılının Newrozu ise “Newroz direniştir, faşizme karşı halkların baharıdır” ve “Faşizm kaybedecek, halklar kazanacak” şiarıyla kutlandı. Bu yılın Newroz’u, Kürdistan ile dünyanın dört bir tarafında Türk devletinin Efrîn’e yönelik işgalinin milyonlarca insan tarafından kınandığı kitlesel gösterilere dönüştü.
“Mutlaka kazanacağız, tecridi kıracağız” şiarıyla gerçekleştirilen 2019 Newrozu’nda ise Türk devletinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uyguladığı tecrit ve işkenceye karşı verilen direnişe dönüştü. Milyonlar, Newroz alanlarından o günlerde cezaevlerinde devam eden süresiz-dönüşümsüz açlık grevi direnişine sahip çıkarak, İmralı’daki tecridin derhal kalmasını talep etti. Koronavirüs salgını nedeniyle 2020 Newroz’unda kitlesel kutlamalar yapılmazken, Kürt halkı 2021’de "Newroz ateşiyle direnelim, özgürleşelim" şiarıyla Kuzey Kürdistan ve Türkiye’nin 61 merkezinde coşkulu biçimde kutladı. Milyonlar, 2021 Newroz’unda AKP-MHP faşist bloğunun yürüttüğü tecride, kadın kırımına ve irade gaspına karşı gür bir ses çıkardı.