Özgürlük Newroz’u ateşinde gizlidir

YJA Star Askeri Konsey Üyesi Rûken Jîrkî, Newroz’un anlam ve önemine ilişkin ANF’ye yazdı.

Başta yaşamı yeniden yaratan Önderliğimizin, kadınların, Kürt halkının, depremzede halkımızın, Ortadoğu ve dünya halklarının Newroz’unu kutluyoruz.

Eski zamanlarda yaşananlar, bu güne gebedir. Bilinendir bu gerçek. Eski diye tabir edilenlerdir, bize bizi anlatan gerçekler. Geçmiş nedir sorusunu en iyi cevaplayandır Kürt çocukları. Cevap ise çarpıcı. Bu bir kıvılcımdır Kawa ile başlayan, umutla büyüyen, direniş ve dirilişe sebep olan. Üçüncü gözdür tarih; ne yana bakılırsa bakılsın bütün çıplaklığıyla karşımızda. Hakikat deryasının giriş anahtarıdır. Yanlış yola girmeden ilerlemenin doğru patikası… 

KADINLAR KÜLLERİNDE DOĞARAK IŞIK OLDU

Mart ateşin, umudun, direnişin ve dirilişin ayıdır. Varlığın yeniden anlam kazandığı aydır. Tarihe baktığımızda; 8 Mart 1857’de ABD’de Cotton fabrikasında çalışan kadınlar, ağır koşulları protesto etmek için grev başlattı. Kapitalizm direniş kaldırmaz. Kadınların direnişini gören sermayedarlar, kadınları yakarak ölüme mahkum etti. Avrupa’da başlatılan cadı avının modern halini yaşattı. Neydi cadı avı, cadı olan kimdi, kime cadı dediler? Bunların hepsi uzun cevaplar isteyen sorulardır. Bilge kadın tanrıçalarımızın devamcıları olan şifacı, ebe, bilge, emekçi, fedakar, evinin işçisi, yaşamı yaratan kadınlar. Bunlara cadı denildi, çünkü ahlaki-politik yaşamın esas kurucuları ve savunucuları, hakikat arayışçıları, dağların takipçileriydi… Kadını ateşle yakarak bitireceklerini sandılar ama yanıldılar. Kadınlar kendilerini küllerinden yeniden yaratarak bu gününe ışık oldu. Bunun içindir ki; 8 Mart önemlidir ve anlamı sadece bir güne sığdırılamaz. Kadın ve bahar, yaşamın yeniden yeşermesi, bereketin toprağa sunulması… Anlamının güzelliği de burada yatmaktadır. Bunun içindir ki; içi boşaltılan bir 8 Mart değil de tam tersi direnişi, ahlaki-politik yaşam ekseninde kadın bilincini geliştiren ve bu güne sahip çıkan haliyle esas alınmalıdır.

KURTULUŞ İÇİN ATEŞİ DURMADAN HARLIYORLAR

Kutsallığın, kutsanmışlığın bir adıdır ateş; yanarak, kül olarak yaratılan bir hakikat ışığı. Ateş, Kürtlerde her zaman kutsallığın bir adı olmuştur aslında. Arınma, arınırken yeni bir yaşam yaratma… Demirci Kawa’nın ateşi zaferi, kurtuluşu, özgürlüğü ifade ediyor. Ateş, kendini bütün çıplaklığıyla görmek ve ele almaktır. Aynadır, en ilkeli olandır bizler için. Özgürlüğün en önemli sembolüdür. Başlangıçtır.

Devrimci Kawa, 2723 yıl önce yolu aydınlatacak kurtuluşun ateşini yüksek tepelerde yakarak bizlere miras bıraktı. Şimdi ise ateşin ve güneşin çocukları, yakılan o ateşlerin takipçileri, kurtuluş yolunun yolcuları. O yolcular ki; bir halkın, halkların kurtuluşu için durmadan ateşi harlıyor. Tarihteki ateşin varlığının ve anlamının bir daha unutulmaması için. Çağdaş Kawa Mazlum Doğan, üç kibrit çöpünü sembol olarak yaktı. Zekiye Alkan, Rahşan Demirel, Ronahî ve Bêrîvan bedenlerini ateş topu yaparak Newroz’u kutladılar. Newroz, bedenle kutlandı. Orada yanan sadece bir insan bedeni değildi. O bedende tarih, direniş, diriliş, varlığına sahip çıkma gizli. Sıradan bir kutlanış değil öz benliğine canı ortaya koyarak sahip çıkma gizli. Newroz ateşi yakılacak, denildi ve bunu başardılar. Ateş yanmalıydı… Özgürlük, ateşlerin her zaman yanmasında gizli. Önder Apo, Ronahî ve Bêrîvan için ‟Özgürlük kolay olsaydı Ronahi ve Berivan kendisini yakmazdı’’ demişti. Kolay olmayandır özgürlük. Bugünlere bırakılan bir direniş, serhildan sembolü olundu. Bunun içindir ki; Newroz halaylar, zılgıtlarla kutlanırken aynı zamanda direnişi büyütmeye yakılan bir ezgidir. Mart, ilkbaharın habercisi olurken aynı zamanda direnmenin de başlangıcıdır. Newroz, ulusal bilince yakılan bir ateştir. Kürt halkının, Kürtlük bilincine ayna tutmuştur. Demirci Kawa’nın yaktığı ateş, sadece o gün için değil, yüz yıllarca süre gelen bir halkın varlığına ışık tutmuştur.

BAŞÖRTÜLERİNİ ATEŞE ATARAK BAŞKALDIRDI

Rojhilatê Kurdistan ve İran’da halklar nezdinde mızrak çuvala sığmadı. Yılların biriken öfkesi Jîna Emînî şahsında kelebek etkisi yaratarak yayıldı. Umut verdi ve devrimin ayak seslerini bizlere derinden hissettirdi. Yine kadınlar bu direnişlerinde rejime karşı başörtülerini ateşe atarak başkaldırdı. Orada da o başörtülerini ateşe atmalarının büyük bir anlamı vardır. ‟Sana ve sistemine karşı meydan okuyoruz, direnişteyiz!” denilmektedir. Yine ateşle başkaldırdılar. Bu direnişi hazmedemeyen devlet, 138 okulda toplam 5 bin kız öğrenciyi zehirleyerek bu serhildanların önüne geçmek istedi fakat başaramayacaklarını onlar da biliyor. Her gün idam gerçeğine karşın bu kadar direnen bir halk gerçeği var. Bu halk yılmayacak.

ÖZGÜRLÜK BEDEL İSTER, BEDELİ ÖDENİYOR

Bugünler kolay kazanılmadı. Tarih, hep bir bedel istedi ve her zaman bedeli verildi. Kolay olmayan güzel olandır. Özgürlük de güzel olandır, bunun da her zaman bedeli ağır oldu. Kurdistan ve Ortadoğu coğrafyasında her zaman bedel ödenerek bir şeyler kazanıldı. Şüphesiz her şeyin anlamını yeniden var kılan, anlamlandıran Önderliğimizin kendisi oldu. Kadın kendi varlığını, Kürt kendi kimliğini, halklar kendi renklerini-kimliklerini yine Önderlik’le bilince çıkardı. Şehit Sema Yüce, bedenini ateşe yatırırken, ‟8 Mart’an 21 Mart’a köprü olmak istiyorum’’ demişti. Bu ayın yüceliğini, bedenini kızgın ateşlere verirken kadın olmanın bilincini Newroz’a taşıyarak bizlere gösterdi. Bizler de kadın direnişçiler olarak bunun engin bilinciyle Newroz’da yakılacak ateşlere yaklaşacak, direnişi her daim esas alacağız.

HER ZAMAN NEWROZ ATEŞİ YAKANLAR OLACAĞIZ

Baharlar gelecek, her zalim Dehak’a karşı her zaman Kawalar çıkacak. Hakikat takipçisi olmak, Kawa olmayı gerektirir. Kawalar oldukça, Dehaklar karanlığa gömülecektir. Önderliğimiz dönemin Kawası, Manisi, Zerdüştüdür. Bizler de Demokratik Modernite gerillaları olarak varlık savaşında her zaman Newroz ateşleri yakanlar olacağız. Dağların koruyucu perileri olarak her zaman hakikat arayışçıları olacağız. Newroz ateşleri, her zaman direniş ve serhildanlar için yanacaktır.

Gerilla ve halk, her zaman simbiyotik bir ilişki içerisinde direnmiştir. 2023 yılı Newroz’u ‟Her Der Newroz, Her Dem Azadî’’ şiarıyla güçlü kutlanarak faşist, sömürgeci, ağzı kanlı düşmandan hesap sorulacaktır. Özelde kadınlar ve gençlerin bu şiar çerçevesinde öncülük edeceklerine inanıyoruz. Bu zorlu süreçlerde halklarımız birbirileri ile dayanışma içerisinde olursa bu düşman alt edilecektir. Kadınlar bunun bilincinde olarak Newroz’a öncülük etmelidir."