Efrîn’de oyunlar bitmiyor

Efrîn’siz bir Rojava olmaz. Efrîn’i faşist işgalcilerin ve ipini koparmış piyonlarının daha fazla tahrip etmelerine yol vermemek gerek. Bu suçlara ortak olan bütün güçlerin de maskesi düşürülmeli.

Türk devleti Efrîn’in başına getirmediğini bırakmadı. İpini koparmış ne kadar çete varsa halkın üzerine saldı. Büyük bir nüfus değişimi, etnik temizlik yaptı. İnsanlık suçlarına imzasını attı. BM dahil birçok kurumun hazırladığı raporlarda halka karşı savaş suçlarının işlendiği belgelendi. Göçertilen ve kaçırtılan yüz binlerce Efrînlinin yerine dışarıdan çetelerin aileleri ve başkaları getirildi. Halkın mal varlığını, yaşam alanlarını talan ettiler. Kaçırtılanların mal ve mülklerine, dışarıdan getirilenler çöktü. Tecavüz, kaçırma, işkence ve fidye alma sıradanlaştı, yaşamın normal hali olarak görülür oldu.

BU KEZ EL NUSRA’YI EFRÎN’E SOKTULAR

Bunlar yetmemiş olacak ki, bu defa Türk devleti El Kaide’yi; yani El Nusra’yı Efrîn’in üzerine saldı. Diğer çeteler artık Türk devletinin politikalarını karşılayamıyor. Rusya’nın arabuluculuğuyla başlayan Türkiye-Suriye görüşmeleri, anlaşma arayışları bu grupları tedirgin etti. Erdoğan’ın onları satacağı endişesine kapıldılar. Bu yapıları olası yeni bir işgalde istediği gibi savaştıramayacağının hesabını yaptılar. Bu açıdan El Nusra üzerinden onlara ayar vermeye ve Ezaz gibi bölgelere sıkıştırmaya ve kontrole almaya çalıştılar.

El Nusra, İdlib’de Türk devletinin korumasında adeta bir devlet kurmuş. On binlerce silahlı güce kavuşmuş ve milyonlarca insanı kontrol ediyor. Ekonomik ve insan tedariki açısından kendisini finanse ediyor. El Nusra güya Türk devleti tarafından da terörist olarak kabul edilmiş. ABD, Rusya ve Avrupa gibi büyük güçlerin tümü El Nusra’yı terörist olarak ilan etmişler. Ama Rusya’nın burnu dibinde yıllardır bölgede üstlenmiş ve yönetiyorlar. Şam yönetimi kendi gücüyle İdlib’i alamıyor. Rusya’ya muhtaç halde. Rusya hava sahasını açıp Efrîn’i Türk işgaline açtı. Bu işgal altında Kürtlere yapılmayan bırakılmadı. Ancak Rusya, bu insanlık suçlarına hep seyirci kaldı. Bir girişimleri ve müdahaleleri olmadı. El Nusra, Efrîn’e sokuldu. Bölgeyi denetime aldı, yine Rusya’dan herhangi bir tepki ve girişim görülmedi.

Sözde Türk devleti bölgeye askeri güç göndermiş, El Nusra’nın Ezaz’a girmesini engellemiş. El Nusra da güçlerini geri çekmiş, deniyor. El Nusra neden Efrîn’e giriyor? Buna mantıklı ve inandırıcı bir gerekçe gösterildi mi? Hayır. Efrîn zaten Türk işgali altında. Orada bulunan silahlı grupları da oraya Türk devleti getirmişti. Burada Türk devletinin bir mizansen hazırladığı ve El Nusra’yı gruplar arası çatışma görüntüsüyle etkin hale getirmek istediği çok açık.

Erdoğan, Kürtleri mutlaka ortadan kaldırmayı hedeflemiş durumda. Asla onların varlığı ve statüsü olmayacak diyor. Güney Kurdistan ağır bir saldırı altında. Bütün çağrılara ve görüntülere karşın yine de yasaklanmış silahlar ve kimyasal gazlar kullanıyor. Rojava’yı ezmek için de şimdi Putin’in eteğine yapışmış durumda. Erdoğan bir NATO üyesi olmaktan çok bir Putin üyesi, ittifakı gibi hareket ediyor. Batıdan alacağı kadar destek aldı. Ancak bunlarla istenen sonuç hala alınabilmiş değil. Onun için Rusya’yı da Kürt tasfiyesinde daha etkili kullanmak istiyor.

El Nusra üzerinden Efrîn’in kültürel, tarihi dokusunu kalıcı olarak ortadan kaldırmak istiyorlar. Erdoğan’a göre bunlar orayı kontrol ederse halkı kalıcı olarak dini temelde örgütlerler ve Rojava’ya karşı da etkili savaşırlar. El Nusra’yla bu yönlü bir anlaşma yaptıkları anlaşılıyor. Bu mizansenin temelinde Kürt düşmanlığı ve savaşı farklı bir boyutta sürdürmek niyeti vardır. Zaten Erdoğan bunu da söylemişti: “Savaşı artık farklı yöntemlerle sürdüreceğiz.”

Efrîn dünyanın gözü önünde çok zalimane bir saldırıyla işgal edildi. Oradan Türkiye’ye tek bir saldırı olmamıştı. Türkiye’yi tehdit edecek bir gücü yoktu. Öyle bir şey peşinde koşanlar da yoktu. Sadece ve sadece Kürt düşmanlığı eksenli bir zorbalık sergilendi. Yüz binlerce Efrînli cennete çevirdikleri, zeytinlik haline getirdikleri topraklarından sürüldüler. Şimdi birçoğu çadırlarda yaşıyor ve geri dönmeyi bekliyorlar. Bir kısmı da değişik bölgelere dağıldı.

EFRÎNSİZ BİR ROJAVA OLMAZ

BM gibi kurumlar hazırladıkları raporlarına ve yaptıkları belirlemelere sahip çıkmalıdırlar. Bütün Kürdistanlılar ve yurtdışında yaşayanlar da dahil bu soykırıma ve Efrîn’i Kürt’ten arındırma ve Suriye toprakları üzerinde oynanan oyunlara karşı durmadan mücadele içinde olmalıdırlar. Efrîn’siz bir Rojava olmaz. Efrîn bütün Kürdistanlıların içinde kapanmayan bir yara, yüreklerinde dinmeyen bir sızıdır. Efrîn’i faşist işgalcilerin ve ipini koparmış piyonlarının daha fazla tahrip etmelerine yol vermemek gerek. Bu suçlara ortak olan bütün güçlerin de maskesi düşürülmeli. Efrîn’de işlenen insanlık suçlarına ortak olan, seyirci kalanlar teşhir edilmelidir.

Efrîn’de bazı olaylar oldu, çatışma durdu, durum normale döndü, diyen işgalci güçlerin karanlık oyunlarına karşı sürekli bir ayaklanma ve direnme pozisyonunda olunmalıdır. Efrîn özgürleşmeden normale dönen bir şey olmaz!     

Kaynak: Ronahî gazetesi