Kolombiya seçimlerinin tarihi rövanşı bu Pazar
Bu Pazar Kolombiya seçimlerinin tarihi rövanşı yapılacak. Petro kazanırsa, "solcular, yerli halklar, Afrolar ve kadınlar asla iktidara gelemez" anlayışı da kırılabilir.
Bu Pazar Kolombiya seçimlerinin tarihi rövanşı yapılacak. Petro kazanırsa, "solcular, yerli halklar, Afrolar ve kadınlar asla iktidara gelemez" anlayışı da kırılabilir.
Kolombiya seçimleri için genel değerlendirmeye geçmeden önce kısaca birinci tur seçim sonuçlarını paylaşalım:
Seçime katılım oranı yüzde 54,98. Aslında burada seçim sonuçlarından ziyade katılım oranı çok önemli. Bu önemi Şili’yi örnek vererek açıklamaya çalışacağım. Şili’de seçimlere katılım oranı yüzde 56. Bu yüzde 56’nın yüzde 55,87'sini Gabriel Boriç aldı. Yani her 100 kişiden sadece 56’sı sandığa gidiyor. Bu 56 kişiden sadece 29’u Boriç'i destekliyor. Boriç, 100 kişinin yaşadığı bir yerde sadece 29 kişinin onayını alarak bu 100 kişiyi yönetiyor. Bu örnek hem bu kıta hem de diğer kıtalar için. Bunun adı da halk demokrasisi oluyor.
Kolombiya’daki ilk seçim sonuçlarına dönecek olursak:
Pacto Historico’nun (Tarihi Pakt) sol, ilerici adayı Gustavo Petro yüzde 40,34, Liga de Gobernantes Anticorrupción'un (Yolsuzlukla Mücadele hükümet ligi) sağ, muhafazakar popülist adayı Rudolfo Hernandez yüzde 28,17, Equipo por Kolombia (Kolombia için Ekip) aşırı sağ ve Alvaro Uribe’nin de desteklediği aday Federico Gutierrez yüzde 23,94, Centro Esperanza (Umudun merkezi) liberal adayı Sergio Fajardo yüzde 4,18.
Bu pozisyonda sol ilerici aday Gustavo Petro’nun şansı yok denecek kadar az. Bu durumda bir tek şansı var; seçime gitmeyen yüzde 44’ün en az yüzde 10'unu ikna etmesi. Bu da bu kadar kısa bir dönemde mümkün değil. Zaten Gustavo Petro’nun o kapasitesi olsaydı birinci turda bu desteği görürdü. Bu durumda Kolombiya için beklenen değişim çok zor görünüyor. Dünya çapında birçok yorumcu Gustavo Petro’nun kaybedeceğine emin gibiydi.
Solcu ve ilericilerin temsilcisi olan Gustavo Petro ve Başbakan Yardımcısı Francia Márquez bu pozisyonda ikinci tura başladı.
Bu durumu değiştirmek için Gustavo Petro ve Francia Márquez’in önünde 3 hafta gibi bir zaman vardı. İlk hafta kamuoyu yoklamaları her iki adayın da kaybedeceğini bildiriyordu.
İkinci hafta durum eşitlendi, bu hafta şansları oldukça yükseldi. Eğer bu son günlerde aksi bir şey olmazsa ve ülkeyi kontrol eden güçler oylarda sahtekârlık yapmazsa kazanma şansları yüzde 99.
İLK DEFA BİR KADIN VE AFRO ADAY
Gustavo Petro’nun başbakan adaylığı ve Francia Márquez’in çıkışı Kolombiya tarihi açısından çok enteresan. Kolombiya tarihinde ilk defa bir kadın ve Afro (Avrupalıların köle olarak kıtaya getirdikleri Afrikalıların torunları) kökenli başbakanlığa adaylığını koydu. Aslında Francia Márquez, ilk başta başkanlığa adaylığını koyacağını belirtmişti ama daha sonra Gustavo Petro ile yapılan anlaşmalar ve pazarlıklardan sonra başbakan adaylığını kabul etti.
Francia Marquez resmi olarak başbakan adayı seçilince bazı çevrelerden Marquez'den dolayı Gustavo Petro’nun kazanamayacağı eleştiri ve açıklamaları da yapıldı.
Bu eleştirilerin altında yatan da Kolombiya toplumunun bir kısmının aşırı sağcı, ırkçı ve patriarkal olmasından dolayıydı. Francia Márquez’in çıkışı bu anlamda Kolombiya toplumunda da birçok değişimi beraberinde getirmesine yol açtı ve açacaktır.
Bu seçim ile beraber Kolombiya tarihinde aynı anda üç önemli değişim oluyor ve bu değişimler iktidara gelmek üzere. Birincisi, Kolombiya tarihinde bir solcu aday öldürülmeden seçimin son günlerine kadar gelebildi. İkincisi, başbakan adayı olarak bir Afrika kökenli, aynı zamanda bir kadının aday olması ve seçilmenin eşiğinde olması, gelecekte Kolombiya toplumunu çok etkileyecek. Üçüncüsü, yerli halklar da kendine güvenip aday olabileceklerdir. Yine gelecekte birçok kadın aday çıkacaktır ve diğer sol, sosyal demokrat ve demokrat kesimler de kendilerine güvenip aday olabilecek. Şimdi bu her iki adaya bu son haftada hemen hemen her kesimden destekler gelmeye başladı. Liberal Parti’nin bir kanadı destekleyeceğini açıkladı. Ayrıca Kolombiya’nın Cali şehrinin en büyük kilisesi, ayin esnasında billboardda Gustavo Petro ve Francia Márquez’in görüntülerini yayımladı. Bu da Gustavo Petro ve Francia Márquez için iyiye işaret.
RUDOLFO HERNANDEZ
Biraz da Rudolfo Hernandez'e değinecek olursak... Deyim yerindeyse tombaladan çıkan bir aday! Hiç kimsenin beklemediği, hesaba katmadığı… Şimdiye kadar herhangi bir partisi olmadı. Bucaramanga şehrinin belediye başkanı olarak ve bir de zenginliğiyle tanınıyor.
Rodolfo, birinci tur seçimleri için çok bahsettiği yolsuzlukla ilgili kampanyası sayesinde ikinci tura yükselebildi. Yolsuzluktan bahsederken ikinci turda rakibi olan Gustavo Petro’yu kastetmiyordu. Çünkü Petro ya da sol sosyal demokratlar veya ilericiler Kolombiya’da hiçbir zaman iktidar olmamıştı. Rudolfo’nun eleştirisi Uribizm olarak, Alvaro Urube ve çevresini tarif ediyordu.
Aslında birinci turda Petro’nun rakibi olarak Federico Gutierrez görülüyordu. Mucize eseri yolsuzluğa karşı Yolsuzlukla Mücadele Hükümet Ligi (Liga de Gobernantes Anticorrupción) hiç kimsenin tahmin etmediği biçimde ikinci sıraya yükselerek ikinci tura hak kazandı.
Rudolfo’nun kampanyası resmi olarak adlandırmasa da Alvaro Uribe’nin 30 yıldır desteklediği bütün hükümet ve partilere karşıydı, çünkü yolsuzluk bu 30 yılda had safhaya ulaşmıştı. Rudolfo bu durumu iyi kullanarak toplumun büyük bir kısmının desteğini alabildi.
Aslında Petro’nun rakibi olması beklenen ve Uribe’nin desteklediği Federico Gutierrez birinci turu kaybettikten sonra ikinci turda Rudolfo Hernandez’i destekleyeceğini açıkladı.
Bu açıklama ile beraber artık seçimi ‘Tarihi pakt’ adayı Gustavo Petro’nun şansı kalmadığı anlamına geliyordu. Çünkü her ikisinin oyları birleştiğinde yüzde 50'yi aşıyordu.
Ama son bir buçuk haftadır durum çok değişti. Rudolfo Hernandez, kendisini öldürme tehdidine karşı seçim kampanyası yapmayacağını belirterek Amerika’nın Maimi şehrinde seçim sonuçlarını beklemeye başladı. Teorik olarak Rudolfo Hernandez kazanmış sayılıyordu, ta ki Kolombiya toplumu durumu fark edene kadar.
Neydi bu fark etme durumu? Birinci turda Rudolfo Hernandez'in Uribe’ye karşı yaptığı eleştiriler, ikinci turda Uribe’den kendisine desteğe dönüştü. Rudolfo Hernandez'i destekleyen muhafazakar kesimler buna ‘dur’ dediler: “Biz seni Uribe’nin yolsuzluklarına karşı ikinci tura taşıdık, sen şimdi Uribe ile berabersin, o zaman 30 yıldır bu ülkeyi bu hale getirenler ile aynısın.” Bu durum kamuoyu yoklamalarına göre büyük bir düşüş yaşamasına yol açtı. Daha önce Rudolfo Hernandez’i destekleyen kesimler yavaş yavaş tavır almaya başladı.
Seçimden birkaç gün sonra yapılan kamuoyu araştırmalarında Rudolfo Hernandez’in yüzde 48, Gustavo Petro’nun da yüzde 44 dolaylarında olduğu açıklandı. Geçen hafta yapılan yoklamalarda durumun tersine çevrildiği söylendi.
Rudolfo Hernandez’in bir diğer kaybetme durumu, kendisinin daha önce yaptığı açıklamaları oldu. Hitler'in savunucusu olduğunu, fakirlere asla yardım edilmemesi gerektiğini, zenginler fakirlerden besleniyor ve fakirler zenginler için iyi tüketicilerdir demesi, yine kadınların ev işleri ile uğraşmaları gerektiği gibi konularda yaptığı açıklamalar şu anda sanal medyada patlama yapmış durumda.
ŞİLİ SEÇİMLERİNİ ANDIRIYOR
Kolombiya’nın bu durumu, Şili'deki başkanlık seçimlerine oldukça benziyor.
Bilindiği gibi sene başında Şili’de seçimler olmuştu, ‘solcu’ olarak takdim edilen Gabriel Boriç ikinci tura hak kazanmıştı, rakibi ise Alman kökenli Jose Antonio Kast idi. Rudolfo Hernandez gibi Hitler hayranı olduğunu söylemişti. Normalde sağ muhafazakar kesimlerin oyları Jose Antonio Kast’ın başkan olması için yeterliydi. Toplumun yarısından fazlası zaten sandığa gitmemişti. Gidenler de ya sağ muhafazakar kesimler ya da sol sosyalist kesimlerdi. Geri kalan yüzde 50’si de seçimlere ve siyasi partilere inanmayan kesimlerdi. Kast’ın kendisini Hitlerci olarak adlandırması birçok sağ muhafazakar kesimin de tepkisini çekmiş ve seçimlerde Boriç'e yönelmeye ya da sandığa gitmemeye karar vermişlerdi. Bu durumdan Boriç karlı çıkmıştı.
Şimdi aynı durum Gustavo Petro ve Rudolfo Hernandez için kendini tekrar ediyor. Birinci turda Rudolfoy’u seçen seçmenler Alvaro Uribe’nin desteğinden sonra ya Petro’ya kayacak ya da bu insanlar oy kullanmaya gitmeyecek. Kamuoyu yoklamaları şu anda bunu gösteriyor.
PETRO KAZANIRSA NE OLUR?
Petro'nun kazanması durumunda ne olur?
* ELN Ejército de Liberación Nacional (Kolombiya Ulusal Kurtuluş Ordusu) ile barış masasına tekrardan dönme şansı artar. Bu hem ekonomiyi iyileştirebilir hem de toplumu rahatlatır, çünkü neredeyse her gün insanlar öldürülüyor.
* Solcular, yerli halklar, Afrolar ve kadınlar asla iktidara gelemez, anlayışı kırılır.
Sandığa gitmeyen diğer yüzde 45 değişim olabilir motivasyonuyla tekrar hükümet belirlemeye katkı sunabilir.
* 2021 yılında ‘Paro Nacional’ (ulusal grev) ile iki üç ay boyunca yapılan eylemler sonuç vermiş sayılacak ve gelecekte eylemcileri daha da motive edecek.
Kıtadaki liderlerin (Hugo Chaves, günümüzde Gabriel Boriç -Şili, Petro Castillo- Peru, Rafael Correa – Ekvator ve Lula de Silava- Brezilya) pratiklerine baktığımızda devlet dışında toplumsal sorunlara istenildiği gibi bir cevap verdikleri söylenemez, o açıdan oy kullanmaya gitmeyenlerin çoğunluğu demokrat ilerici kesimler ve bu kesimler var olan sol siyasi partilere ve sol liderlerin söylemlerine inançları kalmadığından dolayı sandığa gitmiyor. Buna karşı örneğin sağ muhafazakar kesimlerin çoğunluğu sürekli seçime gider ve oyunu kullanır.
Bu durum Gustavo Petro için de geçerli. Örneğin; Petro'nun ben geldiğimde yolsuzluğa karşı şöyle mücadele edeceğim, mafyayı şöyle sonlandıracağım, tarım arazilerini toplumun içinde şöyle dağıtacağım, perspektifi yok. Diğer partiler de yıllardır bunları propaganda amacı olarak kullanıyor ama sonuç itibarıyla toplum her geçen gün daha da fakirleşiyor ve zenginler daha da zengin oluyor. Kısacası, Kolombiya toplumunun Gustavo Petro’ya yüzde 100 onay vermemesinin altında yatan neden örnek olarak kıtadaki diğer sol ve ilerici liderlerin pratikleridir. Gustavo Petro’nun olumlu tarafı Bogota belediye başkanlığı dönemindeki pratiğidir.