Türk devleti kuzey Suriye’ye yeni bir işgal seferi yapmak için yoğun bir hazırlık içinde. Özellikle Rusya’dan destek almaya ve onlarla anlaşmalı biçimde bunu yapmaya çalışıyor. Bütün halklar, Suriye toplumu savaşın bitmesini ve yaraların sarılmasını istiyor. Türkiye ise tersine yeni yaraların açılmasına ve yüz binlerce insanın göçertilmesine ve yıkıma uğramasına çalışıyor. Kürtler var olmasın, herhangi bir statü sahibi olmasın diye dünyayı ayağa kaldırmak istiyor.
Bilmeyen de Kürtler Türk devletine büyük kötülükler yapmış, işgal girişimlerinde bulunmuş sanacak. Ortadoğu’da en büyük Kürt nüfusu Türkiye’nin sınırları içinde yaşıyor. Kürtler hala Türk sayılıyor. Anayasada böyle tanımlanmış. Anadilleriyle okumaları yasak. Sistemli bir asimilasyon politikası uygulanıyor. Kürtler yüz yıldır inkar ve imha politikası altında. Türk uluslaşması ve varlığı içinde eritilmek isteniyor. Kültürel soykırım kıskancındalar. Ancak Güney ve Rojava Kurdistan’ında Kürtler anadilleriyle eğitim görmeye ve kültürlerini yaşamaya, kimlik sahibi olmaya başladılar. Türkiye bunu kendisi için büyük bir tehlike olarak algılıyor.
Suriye sınırları içinde 30 km derinlikte bir bölgeyi güvenlik bölgesi olarak ilan ediyor. Türkiye’nin sınır güveliğini Suriye ve Irak topraklarını işgal ederek sağlayacağım diyor. Türkiye’nin güneyi terör koridoru olmuş, ABD YPG’ye 4-5 bin TIR silah ve cephane getirmiş yaygarasının özü Kürtlerin kendi adlarını kullanabilmeleri ve demokratik bir Suriye’de yaşama ihtimalidir. Türkiye’nin tehlike olarak dünyaya sunduğu gerçek budur. 30 km güvenlik bölgesi de Kürtlerin yerleşim bölgeleridir. Eskiden Baas rejimi Arap kemeri adı altında Kürt bölgelerine Arap nüfusu yerleştirdi. Asimilasyonu hızlandırmak ve Kürt yoğunluğunu seyreltmek istediler. Türk devleti ise Arap kemerini aşarak Kürtsüz bir bölge yaratmak istiyor. Terör edebiyatının özünde yatan etnik temizliktir yani soykırımdır.
Türkiye Efrîn’i işgal etti. Orada PKK veya YPG kaldı mı? Hayır, hiçbir Kürt örgütlenmesi bırakılmadı. Ama Türk hükümetine bakılırsa Kürtlerle veya devletlerle bir sorunum yok, tek hedefim teröristlerdir, diyor. Eğer sorun Kürtlerle değilse neden Efrîn halkı topraklarına dönemiyor? Efrîn’de kalanlar da kaçmak zorunda kaldı. Halkın bütün varlılarına el konuldu, yağmalandı. Aynı şey Gıré Spi ve Serékaniyé’de de tekrarlandı. Erdoğan şimdi bütün Rojava’yı temizleyeceğim, orada Kürt kalmayacak diyor. Sahada yaşanan gerçek budur. Bunun doğru anlaşılması ve dünya halklarına iyi anlatılması gerekiyor.
Şimdi kara operasyonu için Türk hükümeti konjonktürü uygun görüyor. ABD veya Rusya’nın desteği ve onayı olmadan işgal harekatı yapamaz. Savaş için öncelikle hava sahasının açılması gerekir. BM ve diğer uluslararası güçler bütün talep ve girişimlere rağmen bu bölgelerde uçuş yasağı kararı almadı. 1990’larda Saddam’ın saldırıları karşısında hava sahası uçuşlara kapatıldı. Kürtler öyle geri dönebildiler ve varlıklarını sürdürebildiler. Şimdi Türk devletinin saldırıları Saddam’ı kat kat aşmış durumda. ABD, Avrupa ve Rusya fiilen Suriye’de ve Kürtlere sınırsız bir düşmanlıkla saldırıldığını görüyorlar. Ama bu saldırganlığa karşı durmuyorlar.
Gıré Spi ve Serékaniyé saldırılarından önce Putin ve Ruhani Ankara’ya gelmişlerdi. Erdoğan bunlardan aldığı destekle saldırıya geçti. Tabi Trump ABD askerlerini bölgeden çekmeseydi Erdoğan yine saldıramazdı. Zaten Efrîn’de de Rusya hava sahasını açmış ve Türkiye’ye yol açmıştı. Şimdi de durum farklı değil. Putin’in için Erdoğan kullanışlı bir araç. Ukrayna savaşında zora girdiler. Erdoğan da bu fırsatı değerlendirip Rusya’dan Kürtlere karşı destek almak için girişimlerini sürdürdü. Putin’in pazarlıklarda Erdoğan’la anlaştığı görülüyor. Yoksa o böyle bir saldırganlık gösterisi yapamaz. Erdoğan Suriye topraklarını işgal ediyor. İşgal etmekle de yetinmiyor. Katliamlar ve etnik temizlik uyguluyor. Erdoğan’ın Suriye’de ne işi var? Kimse onu davet etmemiş. Suriye BM üyesi bir devlet. Başka bir ülkenin topraklarını güvenlik bölgesi ilan etmek ve tasarrufta bulunmak devletler arası hukuka aykırıdır. BM, ABD ve Rusya bu basit hukuk kuralını Türkiye’nin önüne koysa bir adım bile atamaz
Kaynak: Ronahi Gazetesi