Zap’ı vuran füzelerin teknolojisi Almanya’dan

Türk devletinin Zap bölgesinde başlattığı işgal saldırısında sıkça başvurduğu SİHA’ların attığı MAM-L’lar, dünyada “katil füzeler” olarak biliniyor. Bu füzenin tasarımı, teknolojisi ve lisansı ise Almanya’dan.

Türk ordusu, 17 Nisan 2022 günü Medya Savunma Alanlarına başlattığı işgal saldırısında HPG ve YJA Star gerillalarının direnişini kırmak için sık sık hava gücünü harekete geçiriyor. Karadan ilerleyemeyen Türk ordusunun sıkça başvurduğu savaş aygıtı ise Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA).

Geçtiğimiz günlerde Türk devletinin Milli Savunma Bakanlığı SİHA’larla Zap bölgesine yapıldığı belirtilen bir saldırıya ait paylaştığı video görüntülerde “Mini Akıllı Mühimmat” anlamına gelen MAM-L isimli füzeler dikkat çekti.

Türk ordusunun haberlerini yapan “savunma sanayii” isimli internet sitesi de “Pençe-Kilit” adı verilen son işgal saldırısında bu füzeleri överek anlattı. Peki, Türk devleti bu füzelere nasıl sahip oldu?

KİRLİ İŞBİRLİĞİNİN ÜRÜNÜ

Üstün teknolojiyle üretilen ve “at güncelle” özelliğine sahip olan bu füzeler, son yıllarda Almanya ile Türk devletinin askeri teknoloji konusunda zirveye çıkardığı kirli işbirliğinin de açık belgesi konumunda. Zira her ne kadar Türk ordusuna roket/füze üreten Roketsan tarafından üretildiği söylense de MAM-L’lar, Alman devletinin onayıyla Alman silah firması TDW tarafından Erdoğan’ın aile şirketi Bayraktar’ın SİHA’ları için özel olarak tasarlandı.

Kürdistan dışında Libya, Yemen, Ermenistan ve son olarak da geçtiğimiz Ocak ayından itibaren Etiyopya’da onlarca sivilin ölümüne yol açan ve bundan dolayı da “katil füzeler” olarak adlandırılan 22 kilogram ağırlığındaki bu füzeleri tasarlayan ve lisans hakkını Roketsan’a veren ise, Alman silah firması TDW.

Avrupa merkezli bir füze sistemi geliştiricisi olan, Fransız ve İtalyan ortakları bulunan MBDA şirketinin Almanya’daki yan firması olan TDW, 2010 yılından bu yana füzeler konusunda Türk devletiyle işbirliği yapıyor.

LİSANS VE TEKNOLOJİSİ ALMANYA’DAN

2018 yılına kadar Türk ordusunun envanterinde bulunan LRAT ve MRAT füzeleri için “harp başlığı” satan TDW, daha sonra ise bu füzeleri yeniden tasarlayarak SİHA’ların taşıyabileceği hale getirdi. 2020 yılında Sol Parti ve Yeşiller Partisi’nin verdiği soru önergelerini yanıtlayan dönemin Merkel hükümeti, “harp başlığı” satışlarının yapıldığını ve 2018’de TDW’nin 290 bin Euro karşılığında üretim için Roketsan’a lisans hakkı verdiğini kabul etti.

2020 yazında ise SİHA’ların Rojava ve Güney Kürdistan’da sık sık sivilleri katletmesi üzerine bu ölüm makinelerinde Alman teknolojisinin payını araştıran televizyon kanalı ARD’nin “Monitor” programı, söz konusu lisansın MAM-L füzelerinin teknolojisini kapsadığına dikkat çekti. Almanya-Türkiye arasında “Know how-transfer” (bilgi transferi) yöntemiyle üretildiği belirtilen bu füzeleri, AKP-MHP iktidarının, lisans hakkı anlaşması gereği başka ülkelere satmaması gerekiyor.

Ancak MAM-L füzeleri, Erdoğan’ın aile şirketi Bayraktar’ın ürettiği SİHA’larla birlikte son yıllarda Pakistan, Tunus, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Azerbaycan, Malezya, Katar ve Türkmenistan gibi ülkelere satıldı. Ne Alman devleti ne de TDW firması bu satışlara sesini çıkarmazken, silahlanma karşıtı uzmanlar ve sivil toplum örgütleri ise Almanya’nın yasaları hiçe sayılarak yapılan her satıştan Türkiye'nin pay verme olasılığına dikkat çekiyor.

‘FÜZELERDE NATO KODU VAR’

2020’de Ermenistan-Azerbaycan arasında yaşanan savaşta da Türk devletinin SİHA’ları sıkça gündeme gelmişti.

Savaşın ardından geçtiğimiz yıl Mayıs ayında Ermenistan’da yayın yapan internet sitesi Hetq, düşürülen bir SİHA’nın parçaları ile patlamamış bir MAM-L füzesinin fotoğrafı ile bilgilerini yayınladı.

Sitenin paylaştığı bilgilere göre Alman TDW firmasının dışında Fransız ASB Aerospatiale şirketinin de MAM-L’ların üretiminde payı var. MAM-L füzelerini taşıyan baterilerin Fransız üretimi olduğu ve NATO kodu taşıdığı ifade edildi.