İşgal ve soykırım saldırılarına karşı Luzern'de eylem

Enternasyonalist kurumlar öncülüğünde gerçekleştirilen eylemde başta İsviçre olmak üzere Avrupa'nın ekonomik çıkarları uğruna faşist saldırılara göz yumduğu belirtilerek, Kurdistan, Kuzey ve Doğu Suriye ve İran halkları ile dayanışma çağrısı yapıldı.

Türk devletinin Kurdistan'a yönelik işgal ve soykırım saldırılarına karşı 

İsviçre'nin Luzern kentinde eylem yapıldı.

Rojava Komitesi ve enternasyonalist kurumlar öncülüğünde Bahnhofplatz'ta bir araya gelen halk, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın posterleri ile PKK flamaları taşıdı.

Kurdistan Devrim Şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşundan sonra kitleye hitaben Luzern Demokratik Kürt Toplum Merkezi Eşbaşkanı Ercan Güneş bir konuşma yaptı.

Güneş, özgürlük paradigmasına dayanan Rojava Devrimi’ne Türk devletinin saldırısını kınayarak, “Rojava Devrimine sahip çıkmalıyız” dedi.

Daha sonra Rojava Komitesi adına hazırlanan açıklama okundu.

Kürt halkına karşı topyekun bir savaş yürütüldüğü belirtilen açıklama, şöyle devam etti: “İran rejimi kendi halkına zulmediyor, Türkiye ise kendi sınırları ötesinde Rojava halkına karşı bir saldırı savaşı yürütüyor. Suriye'nin kuzey ve doğusundaki onlarca köy her gün bombalanıyor, sivil yaşam alanları ve altyapı yok ediliyor, insanları kaçmaya zorlamak için girişimlerde bulunuluyor. Türkiye şimdiden geniş çaplı bir kara harekatı ilan etti ve tüm Rojava bölgesini işgal etme niyetinde. Ve Avrupa sessizliğini sürdürüyor. Kürt halkı bu devletlere Türk rejimiyle işbirliğine son verilmesi çağrıları yapıyor. Ama tam tersine bu devletler Erdoğan rejimiyle olan siyasi, ticari ve ekonomik ilişkilerini daha çok artırma yoluna gidiyor. 

Avrupa ülkeleri Kurdistan'dan, Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşması gereken gaz ve petrole gözünü dikmiş durumda. Türkiye ve İran'ın bölgede farklı çıkarları olabilir ancak özgürlük isteyen halkların ve ilerici hareketlerin bastırılmasında ortak paydaları var. Her iki rejim de sadece dikkatleri kendi iç siyasi krizlerinden ve ülkelerindeki kötü ekonomik durumdan başka yöne çekmek için demokratik güçlere karşı yok etme savaşı yürütüyor.

İran devletinde 500'e yakın ölü, en az 18 bin tutuklama ve saldırılara rağmen direniş sürüyor. Rojava'da da insanlar direnmeye ve evlerini savunmaya hazır. Uluslararası hukuku çiğneyen savaş karşısında bu ülkede sağır edici bir sessizlik var. Diğer birçok Avrupa ülkesi gibi, İsviçre federal hükümeti de siyasi ve ekonomik olarak Türkiye'deki Erdoğan rejimiyle bağlantılıdır. İran, kanlı eylemlerinin sonuçlarının olmamasından da cesaret alıyor. Sessizlikleri öldürüyor, çünkü bu rejimlere destek veriyor.

Sivil toplum örgütleri olarak sesimizi yükseltiyoruz. Kuzeydoğu Suriye ve İran'daki toplumsal özgürleşmede, yerel halka yardım edip dayanışmamız ifade edişimizle haklı olarak yönetenleri ve diktatörleri korkutmaktadır. Bu nedenle feminist, demokratik ve ekolojik düşünen herkesi Kurdistan, Kuzey ve Doğu Suriye ve İran halklarıyla dayanışmaya çağırıyoruz. İsviçre'nin tavır almasını istiyoruz, İsviçreli politikacıların ve şirketlerin rejimi desteklemeyi bırakmasını istiyoruz! Yaşasın uluslararası dayanışma! Jin, Jiyan Azadî!'