İskoçya Parlamentosu önünde saldırılar protesto edildi
İskoçya Parlamentosu önünde bir araya gelen Kürdistanlılar ve dostları, İngiliz polisinin operasyonu ve Türk devletinin Rojava’ya yönelik işgal saldırılarını protesto etti.
İskoçya Parlamentosu önünde bir araya gelen Kürdistanlılar ve dostları, İngiliz polisinin operasyonu ve Türk devletinin Rojava’ya yönelik işgal saldırılarını protesto etti.
İskoçya Parlamentosu önünde bir araya gelen Kürdistanlılar ve dostları, İngiliz polisinin operasyonu ve Türk devletinin Rojava’ya yönelik işgal saldırılarını protesto etti.
İngiliz polisinin 27 Kasım’da Kürtlere yönelik operasyonu ve Türk devletinin çeteler eliyle Rojava’ya yönelik soykırım girişimleri Edinburgh’ta bulunan İskoçya Parlamentosu önünde de protesto edildi. Kürt Halk Meclisi öncülüğünde gelişen eyleme Kürdistanlılar ve dostları katıldı. Sık sık, Hands off Kurds (Kürtlerden elinizi çekin), “Bijî Rojava”, “Jin jiyan azadi” sloganlarının atıldığı eylemde, Önder Apo'nun flamaları ile YPG ve YPJ bayrakları taşındı.
Burada bir açıklama yapan Şoreş Kurdi, Londra Kürt Toplum Merkezi ve Kürt aktivistlere dönük saldırıya tepki göstererek, şunları söyledi:
"Yapılan bu saldırı bir halka yönelik saldırıdır. Aynı zamanda şiddet boyutuyla da insanlık onuruna yöneliktir. Kürt özgürlük mücadelesi tüm halklar açısından bir sembol haline dönüşmüştür. Bugün Rojava’da bir kez daha IŞİD ve türevleri Türk devleti eliyle Kürt halkına saldırılarda bulunuyor. Bu halkı kriminal hale getirmek bir yana bugün onun yanında durma günüdür. İnsanlık onuru için 11 bin şehit verdi bu halk. Ve çekin kirli ellerinizi bu halkın üzerinden."
İngiliz polisinin yapılan saldırılardan dolayı Kürtlerden resmi özür dilemesi gerektiğini de söyleyen Kurdi, İskoçya Parlamentosu’na Kürt halkının yanında durma çağrısında bulundu.
Emperyalizme ve Faşizme Karşı Mücadele İnisiyatifi adına bir konuşma yapan Michael Macgrenor, "Bu yapılan saldırı sadece Kürt halkına değil hepimize yapılmıştır. PKK’nin terör listesinden çıkarılması gerekiyor. Bugün Britanya Kürtleri kriminalize ederken bunu kullanıyor. Kürt halkının barışçıl çözüme kavuşmasını istiyorsanız. Öncelikle bunu yapmanız gerekiyor” dedi. Rojava’ya yönelik saldırılara da dikkat çeken Macgrenor, “Rojava tüm kimlikler içinde barındıran ve barışçıl bir sistemdir. Bizim bu sistemi korumamız, Rojava’yı korumamız ve savunmamız gerekiyor. Bu tüm insanlığın görevidir” dedi.
KÜRDİSTAN DAYANIŞMA AĞI: HALKLAR DİRENECEKTİR
Yine İskoçya Kürdistan Dayanışma Ağı da bir bildiri yayımladı. Kürt aktivistlerin derhal serbest bırakılması gerektiğini vurgulayan Dayanışma Ağı, “Britanya devletinin toplumları ve siyasi hareketleri baskı altına almasını ve kriminalize etmesini kınıyoruz” dedi.
Kürt Toplum Merkezi ve Demokratik Kürt Halk Meclisi’nin adil bir amaç için var olduklarının ifade edildiği bildiride, “Haringey'deki Kürt Toplum Merkezi'nin kapıları, yüzlerce kişinin dil ve kültürel etkinlikler, eğitim ve siyasi bilinç alanlarına katılmak için geçtiği kapılar, Met polisi tarafından getirilen çelik engellemelerle kilitlenmiş durumda. Türkiye Britanya'nın NATO müttefiki, Kürtlere ve Kürdistan özgürlük hareketine karşı uluslararası kampanyaya öncülük ederken, Batılı hükümetler, emperyalist dünya sisteminin liderleri olarak, masum değiller. Bu baskın, Met Polisi veya Britanya'nın genel yapısı için karakteristik dışı değildir; sürekli olarak imajlarını düzeltmeye çalışsalar da” denildi.
Kürt topluluğuna yönelik baskın tarihinin 27 Kasım olmasının tesadüf olmadığına yer verilen bildiride, şunlar kaydedildi:
“Bu tarih PKK'nin kuruluşunun ve özgürlük hareketinin doğuşunun yıl dönümüdür ve geniş çapta kutlanmaktadır. Belçika Yüksek Mahkemesi, 2011'de PKK'nin terör örgütü listesinden çıkarılması gerektiğine karar verdi, çünkü ‘meşru bir iç çatışmanın tarafıdır - yani, bir iç savaşta taraf’tır. Toplumların Kriminalize Edilmesine Karşı Kampanya (CAMPACC), PKK'nin Britanya'da ‘terör örgütü’ olarak listelenmemesi için kampanya yürütmektedir. Britanya devleti, bu dünyanın halklarına ve devrimci hareketlerine karşı işlediği suçlarla gerçek suçludur. Sömürgeci mantık devam ettiği sürece, halklar savaş makinesine karşı direnecektir."
Eylem alkış ve sloganlarla sona erdi.