'Şebnem Korur Fincancı'nın sözlerine imza atıyoruz'

Avrupa Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi, "Şebnem Korur Fincancı serbest bırakılmalı. Sözlerinin altına imza atıyoruz" dedi.

Avrupa Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi, Türk devletinin gerilla alanlarına yönelik kimyasal silah saldırılarının araştırılmasını istediği için tutuklanan Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı için açıklama yaptı.

'BİR PANİK HALİNİN DIŞAVURUMU'

'Şebnem Korur Fincancı serbest bırakılmalı, insan hakları savunucuları üzerindeki devlet terörüne karşı durulmalıdır' denilen yazılı açıklamada şöyle denildi:
"Türk Tabipler Birliği başkanı, insan hakları savunucusu Şebnem Korur Fincancı’nın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kürdistan Federe Cumhuriyeti’ndeki askeri operasyonlar sırasında kimyasal silah kullandığı iddialarının araştırılması gerektiğini ifade etmesinin ardından tutuklanmasını demokrasi, insan hakları ve özgürlüklere yönelik büyük bir saldırı olarak değerlendiriyor, kınıyoruz. Öfkeliyiz, üzgünüz.
Şebnem Hoca'ya yöneltilen linç kampanyası ve tutuklama haksızdır, hukuksuzdur, vicdansızdır.
İnsan hakları, savaş hukuku ihlali iddialarına ilişkin düşünce açıklamasının, hukuk çiğnenerek kaba kuvvetle bastırılmak istenmesi faşizan bir yaklaşımdır.

'ŞEBNEM HOCA'NIN SÖZLERİNİN ALTINA İMZA ATIYORUZ'

Bizim açımızdan bu tutuklama tam bir panik halinin açığa vurulmasıdır. Kimyasal silah kullanıldığı iddialarının araştırılmasını biz de istiyoruz. Bu anlamıyla Şebnem Hocamızın söylediği şeylerin altına imzamızı atıyoruz
Kimyasal silah kullanımı gibi vahim iddiaların ardından olması gereken iddiaya muhatap olanların kendine dokunulmazlık ya da kutsallık atfederek, genellemelere giderek suçlamalara yanıt vermemesi, iddiada bulunanların ya da araştırma talep edenlerin baskı altına alınması, tutuklanması değil Şebnem Fincancı’nın talep ettiği gibi bilimsel ve hukuki araştırmalar yapılması olmalıdır.
Genellemelerle karar verme yaklaşımı ayrıca sicilinde darbeler, darbe girişimleri, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül işkenceleri ve idamları, Dersim, Maraş, Sivas vd. katliamları, cezaevlerindeki, gözaltı merkezlerindeki işkence ve ölümlerdeki sorumlulukları, faili meçhul olayları, Yeşilyurt köyü ve Roboski ile burada sayılamayacak diğer yaşanmışlıkları bulunan Türk Silahlı Kuvvetlerini zora sokacak niteliktedir.
Bizler cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı ölüm orucu ve açlık grevi direnişlerinde yer alan, bu nedenle sağlıklarını kaybeden ve Şebnem Fincancı gibi insan hakları savunucularının emeği, bilgisi ve duyarlılığı ile yeniden yaşama tutunan eski mahpuslar olarak bu gerçekleri dile getirme ve hocamızı sahiplenme sorumluluğunu taşıyoruz.
Şebnem Fincancı yaşamın her alanındaki hak ihlallerine dünyanın en ağır baskı mekanizmalarından birine sahip olan Türk devletinin tehdit ve uygulamalarına rağmen cesaretle, duyarlılıkla karşı çıkmıştır.
Şebnem Fincancı dürüstçe ve cesaretle hakları ihlal edilenlerin yanında olmuştur.
Onu bu zulmün, haksızlığın zincirlerinden, duvarlarından çıkarmak her demokratın, hak ve özgürlük mücadelesi veren herkesin yüreğinde hissettiği bir sorumluluk olmalıdır."