Almanya’nın Freiburg kentinde, Nuda Kadın Meclisi ve Freiburg Halk Meclisi tarafından organize edilen geniş katılımlı bir halk buluşması gerçekleştirildi.
Kürdistan Ulusal Kongresi temsilcisi Nilüfer Koç ve Siyasetçi Musa Farisoğulları’nın katılımıyla gerçekleştirilen buluşmaya çok sayıda Kürdistanlı ve Kürt dostu katıldı.
Kürdistan Özgürlük Şehitleri anısına saygı duruşuyla başlayan buluşmada Nilüfer Koç, Kürtlerin yakın tarihine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Seyîd Rıza, Şêx Saîd ve Şêx Berzenci direnişlerini Nilüfer Koç, Kürtlerin tarih boyunca kimliklerinden dolayı baskıya maruz kaldıklarını dile getirdi. Kürt halkının birlik olamamasının temel sebebinin parçalanmışlık olduğunu belirten Nilüfer Koç, bu direnişlerin günümüzü anlamak açısından kritik öneme sahip olduğunu ifade etti.
NİLÜFER KOÇ: KÜRTLER HATAYA DÜŞMEYECEKTİR
Nilüfer Koç, Kürtlerin tarihsel süreç içerisinde üstlendiği rollere değinerek, son olarak İmralı’da yapılan görüşmelere dikkat çekti. Türkiye’nin elinin zayıfladığını, bu nedenle Önder Apo’nun ayağına gittiğini belirten Nilüfer Koç, Türk devletinin, kendi talepleri doğrultusunda hareket ettiğine işaret etti. Kürtlerin çizgisinin ve taleplerinin net olduğunu belirten Nilüfer Koç, Türk devletinin bu talepler karşısında ciddi adımlar atması gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca Türk devletinin Kürtlerden başka dayanacak bir gücünün kalmadığını ifade etti.
Nilüfer Koç, Kürt halkının artık eski hatalara düşmeyeceğini belirterek, tarihten ders çıkarıldığını ve Kürtlerin daha güçlü bir mücadele yürüttüğünü söyledi.
15 Şubat 2025’te Strasbourg’da gerçekleştirilecek büyük yürüyüşün önemine değinen Nilüfer Koç, tüm halkı bu etkinliğe katılmaya çağırırken, Önder Apo’nun üzerindeki tecridin kaldırılması için bu tarihin kritik bir eşik olduğunu ve 26 yıldır devam eden tecridin kırılmasıyla birlikte yeni bir özgürlük sürecinin başlayabileceğini ifade etti.
FARİSOĞULLARI: MÜCADELEYİ BÜYÜTMELİYİZ
Musa Farisoğulları da halkı selamlayarak sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İçinden geçilen dönemin oldukça kritik olduğunu vurgulayan Farisoğulları, mücadelenin büyütülmesi ve halkın bu sürece daha güçlü şekilde dahil olması gerektiğini söyledi.
Halkın yoğun katılım gösterdiği toplantıda, katılımcılar sorularını yöneltti ve konuklar sorulara yanıt verdi. Etkinlik, Kürt halkının mücadelesine yönelik güçlü bir birliktelik ve kararlılık mesajlarıyla ve sloganlarla sona erdi.
DARMSTADT
Darmstadt’taki halk buluşması da Özgürlük Şehitleri için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Çok sayıda Kürdistanlının katıldığı buluşma Avrupa Kürdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt ve Önder Apo’nun avukatı Ömer Güneş’in katılımıyla gerçekleştirildi.
Zübeyde Zümrüt, Önder Apo üzerindeki tecrit, işkence ve soykırım sisteminin 26 yıldır devam ettiğine dikkat çekerek, buna karşı yaklaşık bir buçuk yıldır “Önder Apo’ya Özgürlük, Kürdistan’a Statü” hamlesinin başlatıldığını hatırlattı.
Yaklaşık dört yıldır Önder Apo ile hiçbir görüşme yapılmadığını belirten Zübeyde Zümrüt, en son yeğeni Ömer Öcalan’ın ve DEM Parti heyetinin iki kez görüştüğünü, sonuçlarının ise kamuoyu ile paylaşıldığını söyledi.
Zübeyde Zümrüt, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Öcalan örgütü tasfiye etsin, mecliste konuşsun” çağrısının aslında derin devletin bir stratejisi olduğunu vurguladı.
Avukat Ömer Güneş ise, Rojava’daki durumun yalnızca Suriye rejiminin değişmesiyle ilgili olmadığını, aynı zamanda Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesiyle bağlantılı olduğunu ifade etti.
Güneş, 2012 yılında yaptıkları görüşmelerde Önder Apo’nun “BAAS rejiminin dostu olunmaması ancak muhalefetin de parçası olunmaması gerektiği” şeklindeki sözlerini hatırlatarak, Kürt kimliğinin tanınması ve üçüncü bir demokratik çizginin inşa edilmesi gerektiğini kaydetti.
Güneş, MHP’nin bugün sürece dahil olmasının aslında derin devletin stratejik bir hamlesi olduğunu belirterek, artık Öcalan’ın özgürleşmesi ve siyasette aktif bir rol almasının zamanının geldiğini söyledi.
Toplantı, “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok Jiyan Nabe” ve “Jin, Jiyan, Azadî” sloganlarıyla sona ererken, son olarak, 15 Şubat’ta Fransa’nın Strasbourg kentinde gerçekleştirilecek yürüyüşe herkesin katılması yönünde çağrı yapıldı. Bu yürüyüşün yalnızca komplonun protesto edilmesi için değil, aynı zamanda Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürt halkının statüsü için düzenlendiği belirtildi.