Kadın Meclisi: Kadını özne olarak görmeyen politikayı reddediyoruz
DEM Parti Kadın Meclisi, 2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesine ve kadın kazanımlarını hedef alan politikalara karşı Meclis’te bir basın toplantısı düzenledi.
DEM Parti Kadın Meclisi, 2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesine ve kadın kazanımlarını hedef alan politikalara karşı Meclis’te bir basın toplantısı düzenledi.
DEM Parti Kadın Meclisi basın toplantısını, kadın platformları, kadın dernekleri ve bağımsız feministlerle birlikte organize etti.
Toplantıya özellikle Ankara Kadın Dayanışma Vakfı, Halkevci Kadınlar, Emekçi Hareket Partisi, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Eğitim Sen ve ÖHD’liler katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan DEM Parti Milletvekili Özgül Saki, ailenin güçlendirilmesi adı altında kadın kazanımlarının gasp edildiğini söyledi.
EŞİT KİŞİLER OLARAK HAYATINI TAMAMINI İSTİYORUZ
Özgül Saki, “Ailenin güçlendirilmesi politikasının ifade ettiği her politikada bir kez daha kadın hakları ve kazanımları gasp ediliyor. Biz bunun farkındayız. Oysa kadınlar olarak 1792’lere dayanan siyaseten ve toplumsal varoluşumuz söz konusu. Bağımsız, bireysel, özgür ve eşit kişiler olarak hayatın tamamını istiyoruz. Her bir zerresinde biz kadın olarak varız, aile olarak değil. Bu anlamda, özellikle dinci politikalarla güçlenen aile politikaları tüm kazanımlarımızı tehdit ediyor. Biz mücadelemizden vazgeçmiyoruz.” dedi.
Özgül Saki’nin ardından 2025 yılını Kadın Yılı ilan ettiklerini söyleyen kadınlar söz aldı. Kadın Dayanışma Vakfı adına Avukat Candan Dumrul, Halkevci Kadınlardan Çiğdem Serin ve Kadın Cinayetleri Durduracağız Platformundan Esin İzel Uysal kadın gündemine ilişkin görüşlerini dile getirdi.
KADINI ÖZNE OLARAK GÖRMEYEN POLİTİKALARI REDDEDİYORUZ
DEM Parti Milletvekili Adalet Kaya ise, “Kadını özne olarak görmeyen, yaşamın dinamiği olarak görmeyen ve sadece aileye bağlı bir varlık olarak tanımlayan bu politikayı reddediyoruz.” dedi.
Adalet Kaya şunları ekledi: “Biz kadınlar sadece haklarımız ve varoluşumuz için bir mücadele vermiyoruz; bu ülkenin demokratikleşmesi için, bu ülkedeki bütün yurttaşların eşit yurttaşlık haklarını alabilmesi için de öncülük ediyoruz. Alanlarda, meydanlarda mücadeleyi büyütüyoruz. Kadınlar, kadın aktivistler, kadın platformları ve kadın kurumları bütün bu mücadeleyi verirken en önemli mücadeleyi de veriyorlar. Yani barış aktivizmini yürütüyorlar, barış için mücadele veriyorlar. Kadınlar verdikleri mücadeleyle bu ülkenin demokratikleşmesinin ve barışının mücadelesini de veriyorlar. Biliyoruz ki barışın öncülüğünü de yine kadınlar yapacak ve bu ülkenin demokratikleşmesini de kadınların eşit yurttaşlık hakları için verdikleri mücadele sağlayacak.”