Türk ordusunun Güney Kürdistan topraklarına yönelik 14 Nisan 2022’den bu yana sürdürdüğü işgal saldırılarında onlarca kez kimyasal silah kullanımına başvurdu. Türk devletinin işlediği savaş suçu Atom Savaşına Karşı Uluslararası Doktorlar Birliği’nin (IPPNW) geçtiğimiz hafta yayınladığı rapor ve ANF’nin geçtiğimiz günlerde kimyasal silahlardan etkilenen gerillalara ilişkin yayınladığı görüntülerle bir kez daha kanıtladı.

Ancak birçok somut kanıt ve sivil toplum örgütlerinin çağrılarına rağmen uluslararası alanda muhatap kurum olan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) sessizliğini koruyor. Açıklama, OPCW yerine bu kez Alman hükümetinden geldi.

19 Ekim 2022 günü Federal Meclis’teki soru-cevap bölümünde IPNNW’nin, Türk devletinin kimyasal silah suçlarına ilişkin raporuna ilişkin Sol Parti Milletvekili Andrej Hunko’nun sorusuna yazılı yanıt veren hükümet, konunun muhatabının kendilerinin değil OPCW olduğunu bildirdi.

‘TÜRKİYE ELİNDE KİMYASALIN OLMADIĞINI BİLDİRDİ’

Alman hükümeti adına Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Katja Keul’ün yazılı verdiği kısa yanıtta, “IPPNW’nin raporu ile Türk Savunma Bakanı’nın göz yaşartıcı bomba kullanıldığına dair açıklaması tarafımızca biliniyor, ancak hükümetin kendi kaynaklarından elde ettiği başka bir bilgi yoktur” denildi.

Türkiye’nin 29 Nisan 1997’de Kimyasal Silahları Yasaklama Anlaşması’nı imzaladığına dikkat çeken Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Katja Keul, devamla şu açıklamada bulundu: “Türkiye anlaşmanın tarafı olduğunda envanterinde herhangi bir kimyasal silah olmadığını deklere etti. Anlaşmaya uyulup uyulmadığına OPCW karar verir ve Türkiye taraf ülke olarak bu organizasyonun izleme mekanizması içindedir.”