Basel ve Freiburg’da halk toplantıları

Kürdistan’da son süreçte yaşanan özellikle Türk devletinin işgalci saldırıları ve gerilla direnişi temelindeki siyasal gelişmeler Basel ve Freiburg’da gerçekleşen halk toplantılarıyla tartışıldı.

BASEL

İsviçre’nin Basel kentindeki Demokratik Kürt Toplum merkezinde bir halk toplantısı gerçekleştirildi. 

Toplantıya Kongra-Gel Eşbaşkanı Remzi Kartal konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda konuşan Kartal başta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın direnişi olmak üzere gerillanın mücadelesinin devamlılığının Türk devletini çöküş noktasına getirdiğini ifade etti.

Güncel gelişmeleri değerlendiren Kartal, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki yoğunlaştırılmış tecridin ve gerillaya karşı Türk devletinin kimyasal kullanmasının Kürtlerin temel gündemi olduğunu vurguladı. Özgürlük mücadelesinin 50. yılına girdiğini ve 50. yılında Önderliğin esaretinin devam etmesinin sebebinin yetersiz mücadele olduğunu ifade etti.  

Kartal konuşmasını şöyle sürdürdü. "Mücadelenin 50. yılında Önderliğin esaretiyle karşılıyoruz. Bu esaretin sebebi biziz. Eğer biz yeterli mücadeleyi yürütmüş olsaydık, Önderlik bugün özgür olacaktı. Avrupa'daki mücadele bir seviyeye gelmiş ancak uluslararası güçlere adım attıracak noktaya hala gelmiş durumda değiliz. 

AVRUPA KONSEYİ TÜRKİYE’Yİ TOLERE EDİYOR

Yaşanan sürecin yakıcılığına vurgu yapan Kartal hem Kürt Özgürlük Mücadelesi açısından hem de Türk devleti açısından yaşananların zirve noktası olduğunu, bu zirve noktasında Kürt halkının mutlaka kazanması gerektiğine vurgu yaptı. Kartal "Türk devleti, Kürt inkarı üzerinde kuruldu. Derin devlet, uluslararası güçlerden destek alarak kendini yaşatmak istiyor. NATO'nun izniyle gerillaya karşı taktik nükleer silahlar, termobarik silahlar deniyor. Ancak her şeye rağmen gerilla direniş devam ediyor. Devlet bu direnişi kıramadığı için çöküş noktasına gelmiştir. Süreç artık zirve noktasına gelmiş durumda. Bu zirvede bizim mutlaka kazanmamız gerekir. Devlet son yıllarda yeni bir savaş konsepti geliştirdi. Güney'in işgal edilmesi, Rojava'ya yönelik saldırılar, Kuzey'de HDP'ye yönelik dokunmazlıkların kaldırılıp vekillerin ve siyasetçilerin tutuklanması bu savaş konseptiyle alakalıdır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi de bu konseptin zirvesidir".

Kürt sonununun demokratik yollarla çözülmemesinin beraberinde savaşı getirdiğine vurgu yapan Kartal, Türkiye'nin bu savaşı finanse etmek için satıldığını ifade etti. Kartal "40 yıllık savaşın Türkiye'ye maliyeti yaklaşık 5 trilyon dolardır. Türkiye bu savaşı sürdürmekte ekonomik olarak zorlanıyor. Savaşı finanse etmek için satmadık kamu malı kalmadı. Türkiye'yi satacak ne varsa sattılar ama o da yetmedi. Nerede getirirsen getir mantığıyla kara para aklama ülkesine döndü. Tekçi devletin kurucusu olan CHP'nin genel başkanı bile bunu dile getirdi. Türk devleti artık bir çete devletine dönüşmüştür" dedi.

KÜRDİSTAN’I BOŞALTIYORLAR

Devletin Kürdistan'ı boşaltarak yeni bir konsept uyguladığını dile getiren Kartal insan kaçakçıları uçaklarla insanları getirdiğine burada elde edilen gelirin de savaşın finansmanında kullandığına dikkati çekti. Kartal "Devlet  Kürdistan'ı boşaltmak istiyor. Bunu da insan kaçakçıları eliyle yapıyor. Eskiden Egedeniz ve Meriç üzerinde bunu yapıyorlardı. Şimdi artık uçaklarla insanları Avrupa'ya taşıyorlar. Burada elde ettikleri gelirin bir bölümü de savaşın finansmanında kullandığını biliyoruz" dedi

Kürtlerin temel gündeminin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü olduğuna vurgu yapan Kartal, 'Umut Hakkı' için mücadelenin sürdüğüne vurgu yaparak, Avrupalı kurumların sessizliğini eleştirdi. Kartal "Önderliğin özgürlüğü temel gündemimizdir. Yakın zamanda özgür olacağına inanıyorum. AİHM'in umut hakkı konusunda alınan kararları var. Bu kararların uygulamasında temel görev Avrupa Konseyi'ne (AK) düşüyor. Ancak AK'nin çıkarları gereği  Türk devletine sesini çıkarmıyor. Yine CPT, İmralı'yı ziyaret etti ama durumu açıklamıyorlar. Bütün bu kurumların sessizliğinin nedeni Türkiye ile olan çıkar ilişkileridir. Bizler, bütün bu ülkeleri harekete geçirerek bir mücadele geliştirmeliyiz. Avrupa'da ki yapımıza büyük bir yük düşüyor. Kendimizde başlayarak bütün halkımız duyarlı kılarak mücadeleyi daha da geliştirmeliyiz" dedi.

FREIBURG

Freiburg’da bulunan Demokratik Toplum Merkezi’nde siyasetçi Ahmet Yıldırım’ın katılımıyla düzenlenen halk toplantısı bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.

 

Ahmet Yıldırım, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride değinerek herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.

Yıldırım’dan sonra konuşan Freiburg Dernek Eşbaşkanı konuşmasında kimyasal saldırılara dikkat çekerek “bizler sustukça yoldaşlarımız katledilecek, Medya savunma alanlarına karşı yapılan saldırılara ses olmalıyız, arkadaşlarımıza nefes olmalıyız.. Medya savunma alanlarında yaşananların sorumlusu KDP dir. KDP kürt halkına ihanet etmiştir, etmeye devam etmektedir. Tüm devletlerin sessizliği ise bu suça ortaklarının olduğunun kanıtıdır” dedi.