Belucistanlı aktivist: Gençler devletlerin zulmüne karşı birleşmeli

Pakistan devletinin zulmünü anlatan Belucistanlı aktivist Abdul Abbas, gençliğin dağlarda ve sokaklarda direnmeyi sürdürdüğünü söyledi, birlik çağrısı yaptı.

Ronahî ve "Youth Writing History" tarafından organize edilen Dünya Gençlik Konferansı ikinci gününde atölye ve kültür programlarıyla Paris’te sürüyor.


Almanya'da yaşayan Belucistanlı aktivist Abdul Abbas, Belucistan'ın tarihine değinerek, şunları anlattı:
"İngiliz sömürüsünden önce Belucistan özgür bir ülkeydi. İkinci Dünya Savaşından sonra işgalci İngiliz devleti bölgeden çıktıktan sonra Belucistan 3 ülkeye bölünmüştü, Pakistan, İran ve Afganistan.
Afganistan’ın işgali altına olan Belucistan parçası İngiliz sömürüsünden sonra 7 ay özgün bir statü olarak kaldı. Bu 7 aydan sonra  Pakistan’ın askeri güçleri Belucistan’a saldırarak, bu sefer Pakistan tarafından sömürü altına girdi. Pakistan işgaline karşı beş sefer isyana kalkan ve direnen Belucistan halkı vahşice Pakistan tarafından katledildi.
Pakistan’ın bu soykırımcı tarih sadece Belucistan’da değil; Ürdün ve Bangladeş’te de milyonlarca insanı acımasızca katletti. 23 sene bu acımasız soykırım yöntemleri halen Belucistan’da devam ediyor. Siyasetçileri, aktivistleri kaçırarak, işkence ederek, hücrelere atarak her türlü adaletsizliği uyguladılar. 2009’da daha vahşi yöntemlerle aktivistleri kaçırtarak senelerce işkence ederek ardından öldürdüler ve cenazeleri yoksun olan Belucistan’ın herhangi bir yerine atarak bıraktılar."

'TÜM TOPLUMU HEDEF ALDILAR'

Abdul Abbas, saldırıların gittikçe ağırlaştığına dikkat çekerek, şöyle devam etti:
"2013’te artık tüm toplum cezalandırılmaya başlandı, halka zarar gelmesin diye Belucistanlı aktivistler ya ülkeden çıkarak yada kendini yeraltında saklayarak halkı korumak istediler. Pakistan devleti  ‘sizleri bulamıyorsak  halka yöneliriz’ dedi. Sadece bir sene sonra 2014’te Belucistan’da bir toplu mezarlık bulundu, 169 insanın cesetleri bu mezarlıktan çıkarıldı. Kimliklerini arka çantalarında bulunan iki tane insan vahşice işkence altında kalarak tanınmayacak duruma gelmişlerdi. Bu toplu mezarlık ortaya çıktından sonra hemen ikinci gün Pakistan askerleri halkın oraya girmesini engelledi. Bugüne kadar bunun dışında farklı toplu mezarlıklar da bulundu. İnsanların yüzüne ateş ederek, işkence ederek ve devletin engellerinden dolayı cenazeler tanınmayacak hale getirildi. Quetta’da (Belucistan’ın başkenti) kimsesizler mezarlığına defnedilerek mevcut durumda 200 kişiden fazla kimliği saptanmamış cenaze bulunuyor, ama kayıp olan, nerede olduğu bilinmeyen binlerce aktiviste de hâlâ ulaşılamamaktadır."

'GENÇLER DİRENMEYE DEVAM EDİYOR'

Belucistanlı aktivist, gençlerin nasıl örgütlendiğine dair şunları söyledi:
"Belucistan tarihine bakarsak 'BSO-Özgürlük Örgütü’ Belucistan sorununu dünyaya tanıttı ve bugün de dağda olsun sokaklarda olsun hâlâ örgütün direnen gençleri vardır. Basitce anlatmak gerekirse politik mücadeleyi ana akım medyaya getirdi. Özellikle söz konusu gençlik ise çoğu üniversite ve eğitim çalışması yürüten kuruluşlarda çalışmalar yürüttü. Belucistan’ın siyasi figürlerine ve siyasi hareketine baktığınız zaman, dağlarda savaştığını, sokaklarda direndiğini göreceksiniz. Şu anda BSO Pakistan’da yasaklanmış durumda ve bu yüzden aynı platformda onlarla birlikte çalışmak epey zor, ancak onlar gençliği temsil ediyor, bizimle aynı mücadeledeler."
Konferansın önemine dikkat çeken Belucistanlı aktivist Abdul Abbas, şöyle dedi:
"Uğruna savaştığımız özgür dünya için değişime inanıyorum. Bu değişim kesinlikle gençlikten gelecektir. Gençlik olarak daha öncü rol oynayabiliriz. Burada bulunmaktan onur duyuyorum. Dünyanın dört bir yanından gelen insanlarla tanışarak birçok şey öğrendim. Ortak mücadele hakkında bilgiler edindim. 'Bu mücadelemizi nasıl büyütürüz, nasıl birlikte mücadele edebiliriz' üzerine fikirler edinme fırsatım oldu.

Bence bu çok önemli çünkü bizi baskılayan sistem aynı sistem. Her ülkede farklı yöntemlerle sistem insanlar üzerinde baskı uyguluyor. Ancak sistem nereye gidersek gidelim aynı sistem.

Hepimiz bir araya gelerek birlik olmalıyız. 'Birisine Dokun, Herkese Dokun’ sloganına sahip çıkmalıyız. Eğer Belucistan bombalanırsa her yerde bunu duyurmalıyız."