Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için Kurdistanlıların Cenevre'deki Birleşmiş Milletler (BM) Ofisi önündeki oturma eylemi devam ediyor.

Eylemde Irak ordusu güçleri tarafından 20 Mayıs'tan bu yana Birleşmiş Milletler (BM) denetimdeki Maxmur Kampı’na (Şehit Rustem Cûdî Mülteci Kampı) yönelik süren kuşatma girişimi protesto edildi. Eylemde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fikirlerinin Ortadoğu halkları için umut ve kurtuluş olduğuna vurgu yapıldı.

Mayıs Ayı Şehitleri şahsında saygı duruşu ile başlayan eylemde konuşan Cenevre Demokratik Kürt Toplum Merkezi (CDK) Eşbaşkanı Tuba Yılmaz, Lozan Antlaşması'nın 100'üncü yılının geride bırakıldığını hatırlatarak, "Bilindiği gibi bu antlaşma sonucunda Kurdistan coğrafyası, 4 işgalci devlet arasında 4 parçaya bölünmüştür. Antlaşmanın imzalandığı tarihten bugüne Kurdistan ve Kürt halkı inkâr edilmiştir. Bu 4 işgalci devlet, bu amaçla ortaklaştı. Ancak gelinen yüzyılda, bu antlaşmayı yapan, sınırları çizen egemen devletler, yeniden sınırlara dokunmaya, yeni sınırlar çizmeye ihtiyaç duymaya başladı. Bu değişimde Kürtlerin söz ve hak sahibi olmaması için başta Türk devleti olmak üzere gözlem yapan devletler harakete geçti. Bu amaçla Türk devleti Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a uyguladığı tecridi derinleştirerek, sürdürüyor" dedi.

'ÖNDER APO'NUN FİKİRLERİ HAYATİ ÖNEMDE'

Önder Apo'nun fikirlerinin Ortadoğu halkları için umut ve hayati önemde olduğunu söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti: "Bu Rojava'da net olarak görüldü. Şengal, Kobanê, bir bütünen bölge halklarının direnişi ve DAİŞ'e karşı savaşında bu gerçek net olarak kanıtlandı. AKP, Türkiye ve Kurdistan'da hegomonyasını sürdürmek için tecridi sürdürüyor. Bu yapılan son seçimde de görüldü, Önder Apo'nun fikir ve görüşleri olmadan başarısızlık kaçınılmaz oluyor. Elbette seçim süreci ve seçim günü birçok engel ile karşılaşıldı ancak malesef Yeşil Sol Parti koyduğu hedefine ulaşamadı. Bunun birçok nedeni var ancak tecrit ile doğrudan bağlantılı. Kurdistan halkları üzerindeki zulme son vermek için öncelikle tecridi kırmak gerekiyor. Bu yüzyılda İran devleti de Kürtler üzerindeki zulmünü sürdürüyor. Jîna Emînî'nin katledilmesi ile başlayan direnişte öncülük edenleri idam etti. Bu idam ve cezalarla kadınlar ve halklar üzerindeki zulümlerini sürdürmeye çalışıyorlar. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar bu direniş sürecek."

Maxmur Kampına yönelik kuşatmaya dikkat çeken Yılmaz, "Halkımızı tecrit altına almaya çalışıyorlar. Görülüyor ki işgalci güçler sorunları çözmek yerine daha da derinleştiriyor. Sorunların üzerini kapatmak istiyorlar. Halkın özgürlük mücadelesini tecrit, idam ve cezalarla kırmaya çalışıyorlar. Bir kez daha söylüyoruz; onlar ne yaparsa yapsın, bizim özgürlük mücadelemiz devam edecek ve mutlaka kazanacağız" diye konuştu.