Britanya’da aralarında 1,3 milyon üyesi ile en büyük sendikaya sahip Unite The Union’un bulunduğu ve 14 büyük sendika tarafından yürütülen “Freedom for Öcalan” (Abdullah Öcalan’a özgürlük) kampanyası, belediyelerin gasp edilmesine ve DEM Milletvekili Ömer Öcalan’ın Önder Apo ile görüşmesine dair yaptığı açıklama ile çağrıda bulundu.
Açıklamada, “Öcalan’ın mesajı, akıl ve diyalog çağrısıdır; bu çağrı hem Türkiye hem de uluslararası toplum tarafından dikkate alınmalıdır” denildi.
“Öcalan’a Özgürlük Birleşik Krallık Sendikaları Kampanyası, Kürt Halkıyla Dayanışma İçindedir ve Türkiye’nin Yerel Demokrasiye Yönelik Saldırılarının Sonlandırılmasını Talep Ediyor” başlıklı açıklamanın tamamı şöyle:
“Birleşik Krallık sendikaları, dünya çapında ezilen halklarla dayanışma içinde olma ve adalet için mücadele etme konusunda uzun bir tarihe sahiptir. Yıllardır, 2016 yılında UNITE ve GMB tarafından başlatılan ve şu an 14 büyük sendika ile Sendikalar Konfederasyonu (TUC) tarafından desteklenen Öcalan’a Özgürlük kampanyasında aktif bir şekilde yer almaktadır. Bu kampanya aracılığıyla, sürekli olarak Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve Kürt meselesine barışçıl, demokratik bir çözüm bulunması çağrısında bulunduk.
Türk hükümeti, Kürt topluluklarına ve onların demokratik kurumlarına karşı sistematik bir baskı politikası izlemeye devam etmektedir. Son dönemde, seçilmiş Kürt belediye başkanlarının zorla görevden alınması ve kayyumların atanması, demokratik hakları baskı altına alma ve yerel yönetimleri zayıflatma çabalarının açık örnekleridir.
Türk hükümeti, geçtiğimiz hafta Mardin, Batman ve Halfeti’deki seçilmiş belediye başkanlarını devlet tarafından atanan kayyumlarla değiştirdi. Bu eylemler, yerel demokrasiyi sistematik olarak hiçe sayma ve otoriter kontrolü dayatma yolundaki daha geniş bir örüntünün parçasıdır. Birçoğu ezici bir destekle seçilen bu yetkililerin görevden alınması, Türkiye'nin Kürt siyasi hareketini bastırma yönündeki devam eden çabalarını gözler önüne sermektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve müttefiki Devlet Bahçeli de dahil olmak üzere Türk liderleri yakın zamanda Kürt sorununu çözmek için olası bir diyalog açıklığı önermiş olsalar da, bu yaklaşım, masum sivilleri ve yerel halklara kaynak sağlayan daha geniş altyapı ağını hedef almaya devam eden Rojava'daki (Kuzey Suriye) Türk askeri operasyonlarıyla çelişiyor. Türk askeri faaliyetleri, devletin barışa yönelik söylemsel bağlılığı ile gerçek diyalog veya barışçıl bir çözüm için her türlü umudu baltalayan eylemleri arasında çarpıcı bir çelişkiyi ortaya koyuyor.
'ÖCALAN ÖNEMLİ BİR ROL OYNAMAYA HAZIR'
Ancak, son bir gelişme bir umut ışığı sunuyor. 23 Ekim’de Abdullah Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan, yıllar sonra amcasıyla cezaevinde bir görüşme gerçekleştirdi. Ziyaret sırasında Öcalan, barışçıl bir çözüm için hazır olduğunu ve Kürt meselesini yasal ve siyasi çerçevede çözme konusundaki kararlılığını vurgulayarak diyaloğa hazır olduğuna dair net bir mesaj verdi. Bu mesaj göz ardı edilmemelidir: Öcalan, Türkiye’nin çerçevesi içinde barışçıl bir çözümü sürekli olarak savundu ve böyle bir süreçte önemli bir rol oynamaya hazır.
'MESAJI, AKIL VE DİYALOG ÇAĞRISIDIR'
Öcalan’ın mesajı, akıl ve diyalog çağrısıdır; hem Türkiye hem de uluslararası toplum tarafından dikkate alınması gereken bir çağrıdır. Şiddet ve askeri baskı yerine yasal ve siyasi çerçevelere dayalı bir çözümde ısrar etmesi, Türkiye’deki ve ötesindeki milyonlarca Kürt için bir umut sunmaktadır. Yıllarca süren izolasyona rağmen Öcalan, Kürt sorununun barışçıl bir şekilde çözülmesinde kararlıdır.
Türk hükümeti, diyaloga olan bağlılığını göstermek için askeri saldırıları durdurmalı, seçilmiş yetkililerin görevden alınmasına son vermeli ve Kürt halkının demokratik haklarına saygı göstererek diyaloğa olan bağlılığını göstermelidir. Birleşik Krallık, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere uluslararası toplum, Türkiye’de Kürt sorununa barışçıl ve demokratik bir çözüm getirme çabalarını desteklemelidir.
'DERHAL SERBEST BIRAKILMALI'
Öcalan’a Özgürlük Birleşik Krallık Sendikaları Kampanyası olarak şunları talep ediyoruz:
1. Mardin, Batman, Halfeti ve etkilenen diğer belediyelerde seçilmiş Kürt belediye başkanlarının derhal yeniden göreve getirilmesi ve halkın demokratik iradesini hiçe sayan kayyum atamalarının sonlandırılması.
2. Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sona erdirilerek derhal serbest bırakılması, gelecekteki herhangi bir barış sürecinde merkezi bir rol oynamasına ve Kürt sorununu çözmek için müzakerelere katkıda bulunmasına olanak sağlanması.
3. Türkiye’nin Rojava’daki askeri operasyonlarının durdurulması ve Suriye’deki Kürt liderliğindeki güçlere ve sivil nüfusa yönelik şiddetin durdurulması.
4. Türkiye ve bölgedeki Kürt halkının, temsilcilerini seçme ve barışçıl siyasi faaliyetlerde bulunma hakkı da dahil olmak üzere demokratik haklarının saygı görmesi ve tutuklanma ya da baskı korkusu olmadan bu haklarını kullanabilmesi.
5. Türkiye'ye Kürt temsilcileri ve diğer siyasi gruplarla anlamlı bir diyalog kurarak Kürt sorununa barışçıl, demokratik ve sürdürülebilir bir çözüm bulması için uluslararası baskı yapılması.