Ceylan: 3 Ocak’ta Kürtlerin duruşunu göstermeliyiz
Adalet Nöbeti sırasında bir halk toplantısıyla süreç hakkında bilgi verildikten sonra Ahmet Kaya Kültür Merkezi’nin bulunduğu sokak, Paris Şehitlerinin anısına baştan sona mumlarla aydınlatıldı.
Adalet Nöbeti sırasında bir halk toplantısıyla süreç hakkında bilgi verildikten sonra Ahmet Kaya Kültür Merkezi’nin bulunduğu sokak, Paris Şehitlerinin anısına baştan sona mumlarla aydınlatıldı.
2. Paris Katliamı’nın gerçekleştiği Ahmet Kaya Kültür Merkezi’nde KCDK-E Divan üyesi Murat Ceylan ve KNK üyesi Nilüfer Koç’un katılımıyla bir halk toplantısı gerçekleştirildi.
İlk sözü alan Ceylan, 7 Ocak’ta gerçekleştirilecek eylemin hazırlıklarında Evîn Goyî’nin yer aldığını hatırlattı, şunları belirtti: “7 Ocak eylemi hazırlığı deyince Evin arkadaş aklımıza geliyor. Onun iki slogan önerisi vardı. Birincisi, “Devlet sırrını kaldırın, 10 yıllık utancı bitirin” ama Fransa devleti yeni bir utanç ekledi. İkinci slogan önerisini kadın hareketiyle de tartışmıştı. Israrla “Jin Jiyan Azadî bütün karanlıkları bitirecek” olsun dedi. Artık 7 Ocak çalışması bizim üzerimizdedir. Bugün, Evîn arkadaş için onun bize açtığı ışıklı yolda gideceğimizi sembolize eden bir eylem yapacağız. Ahmet Kaya Kültür Merkezi’nin bulunduğu sokak baştan başa mumlarla aydınlatacağız.”
‘3 OCAK’TA KÜRTLERİN DURUŞUNU GÖSTERMELİYİZ’
3 Ocak günü Paris Şehitlerini ülkeye uğurlayacaklarını söyleyen Ceylan, şu çağrıyı yaptı: “3 Ocak’ta şehitlerimize söz vereceğiz. O gün bütün halkımız yaşamı durdurup Paris’e akmalıdır. Esnaflarımız dükkanlarının üstüne bu katliamı kınamak için ‘dükkanımı kapatıyorum’ diye yazarak o gün hayatı durdurmalıdır. Her dostumuza bu çağrıyı ulaştırmalıyız. Dosta da düşmana da Kürtlerin duruşunu göstermeliyiz. Komutan Evîn, Kobanê’de her yeri direniş alanına çevirdi. Reqa’da gerici DAİŞ’in yenilmesinde önemli bir rol aldı. Böylesi bir komutanı layıkıyla uğurlayacağız.
‘KÜRDİSTAN’IN, ÖNDER APO’NUN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ İSTEYECEĞİZ’
Bir diğer çağrımız 7 Ocak’a ilişkindir. Her arkadaşımız, dostumuz 7 Ocak’ta Paris’te olmalıdır. Bu alçakça saldırıları kınamak için orada olmalıyız. Düşmanlarımıza hodri meydan diyoruz. Nerede katlediliyorsak orayı direniş alanına çevireceğiz. 7 Ocak’ta düşmanlarımıza diyeceğiz ki ‘Biz Apocu Kürtler, biz PKK’li Kürtler şehitlerimizin davasını asla yarıda bırakmayacağız, şehitlerimize sahip çıkacağız. O gün orada yemin edeceğiz. Yeminimiz Önder Apo’nun özgürlüğü, Kürdistan’ın özgürlüğü olacaktır.”
'BU YÜZYILDA TÜRK DEVLETİYLE YÜRÜYEMEYECEĞİMİZ NETLEŞMİŞTİR'
Murat Ceylan, daha sonra sözü KNK Üyesi Nilüfer Koç’a bıraktı. Şehit ailelerine başsağlığı dileyen Koç, Türk devletinin yıl sonunda gerçekleştirdiği böyle bir katliamla savaş ilan etmesine karşılık yılın her gününde mücadeleyi yükselteceklerini belirtti. Avrupa’da büyük bir direniş gösterilmediği taktirde bu saldırıların devam edeceğine işaret eden Nilüfer Koç, “Çünkü Türk devleti Kürtlerin soykırımı için ant içmiştir. Bunu gece gündüz dile getiriyorlar. Nasıl ki Ermenilerin kökünü kuruttuysa Kürtleri de öyle yapmak istiyor” dedi.
Nilüfer Koç, devamla şu değerlendirmelerde bulundu: Savaş sadece Kürdistan’da; Zap, Metîna, Avaşîn’de yoktur, faşizm sadece Bakur’da, işgal saldırıları sadece Başûr ve Rojava’da yoktur; savaş farklı yöntem ve araçlarla yapılıyor. 2015’ten sonra savaş, Avrupa’daki Kürtlere karşı da geliştirildi. Biz bunun farkında değiliz çünkü bizim savaş kavramına karşı yaklaşımımız yüzeyseldir. 2015’ten bu yana ajanlarının sayısını çoğalttı, halk içerisinde inançsızlık yaratmak istedi, eylemlere katılan halkımızı fişlemeye çalışıyor, sarı kırmızı yeşil renk taşıyan annelerimizi fişliyor, psikolojik savaşı geliştiriyor. Kürt siyasetçileri tasfiye etmek için ajanlarını gönderiyor. Bu nedenle 2015’ten bu yana Özgürlük Hareketinin cevabı; sıkı örgütlenme oldu. Etrafımızda ne olup bitiyor, iyi bilelim. Özellikle Kürtlerin içinde bulunduğumuz yüzyılda çok önemli bir aşamayı yaşıyor. Özgürlüğü elde etmek için fırsatlar fazlalaşmıştır. Fırsatlar arttıkça, direnişimiz yükseldikçe Türk devletinin bize yönelik saldırısı da artıyor. Bu yüzyılda Türk devletiyle yürüyemeyeceğimiz artık netleşmiştir; birimizin kırılması gerekiyor. Bu nedenle çetin bir savaş yaşanıyor. Artık müttefiklerini bile karşısına alıyor, tehdit ediyor Erdoğan.
‘KİMSE KÜRTLERİN KAPISINDAN GEÇMEDEN EDEMİYOR, BÜYÜK BİR GÜÇTÜR’
Lozan’ın 100. yılından bahsediyoruz. Lozan’ın Kürtlere getirdiği felaket sadece Kurdistan’ı dört parçaya bölmesi değildi; bizi dünya haritasından çıkardı. “Kürt yoktur” dedi. Bu nedenle herkes gelip bizi öldürüyor. Türk devleti kimyasal silah kullandığında bir mahkemeye bile başvuramamamızın nedeni budur. Çünkü “biz yokuz.” Rêber Apo’nun paradigması ve mücadelesi, gerillanın direnişi öncülüğünde “isimsizleştirilmeye” son vermek açısından önemli bir aşamaya geldik, bölgede önemli bir güç haline geldik. Fransa, Almanya, İngiltere Türk devletiyle pazarlığa girdiğinde üçüncü güç olan bizi hesaba katmadan hareket edemiyor. Ortadoğu’da siyaset yapan Kürtlerin kapısından geçmeden edemiyor. Bu da büyük bir güç açığa çıkarıyor. Bu da yürütülen 50 yıllık Özgürlük Mücadelesinin sonucudur. Gücümüz açığa çıktıkça Türk devletinin saldırganlığı da o kadar genişliyor. Bu nedenle göğüs göğüse, kıyasıya bir savaş içindeyiz. Önümüzdeki 6 ay önemlidir. 2022’nin ilk ayından son ayına kadar bakarsak; Türk devletinin elindeki her şeyi kullandığını ancak sonuç alamadığını görürüz.”
Toplantı ardından halk, Ahmet Kaya Kültür Merkezi’nin bulunduğu sokağı baştan sona mumlarla aydınlattı.