Direnişte olanlar Basel’de buluştu: Öcalan’ın paradigması yol gösteriyor

Demokratik Modernite Akademisi konferansında kapitalist modernitenin yarattığı sorunlara karşı ortak mücadele alanları geliştirmenin esas olduğuna vurgu yapılırken, enternasyonal mücadelenin büyütülmesi gerektiği mesajı verildi.

Demokratik Modernite Akademisi’nin “Özgürlük Sanatı-Örgütlenme ve Kolektif Direniş Stratejileri” sloganıyla İsviçre’nin Basel kentinde 17-19 Kasım tarihleri arasında düzenlediği

3 günlük konferans devam ediyor.

Basel Demokratik Kürt Toplum Merkezi’nde düzenlenen konferansa Avrupa, Afrika, Latin Amerika ve Asya’dan çok sayıda örgüt katılıyor.

Kapitalist modernitenin büyüyen krizi, krizden çıkış yolları ve çözüm perspektiflerinin ele alınıp tartışıldığı konferansta, farklı kıtalardaki toplumsal hareketler arasındaki boşlukların doldurulması, ortak perspektiflerin genişletmesi ve stratejik direniş hatlarının birlikte örülmesi amaçlanıyor. Konferansta, “Demokratik modernite güçleri; daha barışçıl, güvenli, ekolojik ve adil bir dünya inşa etmek için hangi örgütlenme ve teori biçimlerini benimsemelidir?” temel sorusu etrafında yapılan tartışmaların merkezinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Demokratik Konfederalizm paradigması yer alıyor. 

Yapılan açılış konuşmalarının ardından konferansta ilk olarak “Ulusların kendi kaderini tayin perspektifleri ve 21. yüzyılda özerklik” başlıklı bir panel düzenlendi. Bu panelde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Avukatlarından Mahmut Şakar, Aratz Estonba Askapena, Sorati Kadir, Orımia ve Adriana Endavant birer sunum gerçekleşti.

ŞAKAR: PKK YENİ SİYASAL BİR GELENEĞİN İNŞASIDIR

İlk olarak söz alan Avukat Mahmut Şakar, “Abdullah Öcalan’ın paradigması üzerinden kendi kaderini tayin hakkını yeniden düşünmek” başlıklı bir sunum yaptı.  Kurdistan tarihini anlatan Şakar, devamla Kurdistan’da yürütülen mücadelelere değindi. PKK’nin var olma sürecine de değinen Şakar, “PKK hareketini var eden temel nokta, Kurdistan meselesinin kavrayış ve çözüm algısını derinden değiştirmesidir. Kendisinden önce gelen isyan dalgasının bir devamı değil yeniden bir çıkış, yeni bir siyasal geleneğin inşasıdır” diye konuştu.

‘SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ DEMOKRATİK ULUS MODELİDİR’

Abdullah Öcalan’ın ulus-devletçi ideolojiler konusundaki yaklaşımına da değinen Şakar, “Abdullah Öcalan, ulusların kendi kaderini tayin hakkının tek yolunun ulus-devlet kurmak olmadığını, demokratik konfederal yaklaşımın da bu hakkın yeni bir kullanım yolu olabileceğini ortaya koymaktadır” dedi.

Demokratik ulus ve ulus-devlet arasındaki farklardan bahseden Şakar, “Ulusal ve toplumsal sorunların çözümünün ulus-devlete bağlanması, mo­dernitenin en zorbaca yönünü̈ teşkil eder. Bizzat sorunların kaynağı olan bir araçtan çözüm beklemek, sorunların çığ̆ gibi büyümesine ve toplumsal kaosa yol açar. Ulus-devlet, toplum tarihi boyunca en çok geliştirilmiş şiddet örgütüdür. Demokratik ulus ise, özgür birey ve toplulukların kendi öz iradeleriyle oluşturdukları ortak top­lumdur. Demokratik ulusta birleştirici güç̧, aynı ulustan olmaya karar veren toplumun birey ve gruplarının özgür iradesidir. Katı siyasi sınırlara, tek dile, kültüre, dine ve tarih yorumuna bağlanmamış̧ demokratik ulus tanımı çoğulcu, özgür ve eşit yurttaşlarla toplulukların bir arada dayanışma içinde yaşam ortaklığını ifade eder. Demokratik toplum ancak bu tür bir ulus modeliyle gerçekleştirilebilir” diye konuştu.

ARATZ ESTONBAH: ORTAK MÜCADELE İNŞA EDİLMELİ

Şakar’ın ardından Askepena örgütünden Aratz Estonbah, “Euskal Herria’da kurtuluş mücadelesi” başlıklı yaptığı sunumda, Bask ülkesi tarihine ve mücadelesine dikkat çekti. Dünyanın birçok yerinden mücadele yürüten örgütlerin kurtuluş için ortak bir stratejilerinin olmadığına vurgu yapan Estonbah, ortak mücadelenin gerekliliğinin altını çizdi. Estonbah, “Kapitalist sistem ve sömürgeci güçler her yerde aynı sorunu yaratıyorsa bizlerin de mücadelesi ortak ve kolektif olmalı. Bu anlamda enternasyonal mücadele büyütülmeli” dedi.

KADİR: ÖCALAN’IN PARADİGMASI OROMO HALKI İÇİN BİR ÇÖZÜM OLABİLİR

Estonbah’ın ardından Etiyopya’nın en büyük etnik grubu Oromo halkı mücadelesi ve tarihi üzerine Soreti Kadir bir sunum yaptı. Etiyopya’nın, Oromo halkının özgürlük mücadelesini bastırmak için her türlü girişimde bulunduğunu ifade eden Kadir, “Abdullah Öcalan’ın Demokratik Konfederalizm paradigması sorunun çözümünde önemli bir rol oynayabilir” şeklinde konuştu.

ALENA: ORTAK DİRENİŞ SAHALARI OLUŞTURULMALI

Kadir’in ardından Endevant örgütünden Adriana Alena ise, Katalan halkının özgürlük mücadelesi üzerine bir sunum yaptı. Katalan halkının uzun soluklu özgürlük mücadelesinin kendilerine önemli deneyimler kazandırdığını belirten Alena, “Bugün dünyanın farklı yerlerinde mücadele eden biz örgütler, halk örgütlenmelerini ve ortak enternasyonal mücadeleyi daha güçlü kılmalıyız. İktidarların elinde bulundurduğu bütün imkanlara rağmen, bizler devrimci mücadeleyi her şart altında büyütmeli ve birlikte omuz omuza direniş sahaları inşa etmeliyiz” şeklinde konuştu.

Alena’nın konuşmasının ardından araya gidilen konferansın öğleden sonraki oturumda ise “Toplumsal iktidar ve liberal demokrasi arasında-Tuzaklar ve kurtuluş mücadelesindeki gereklilikler” başlıklı bir panel düzenlendi.

COPPOLA: YENİ DÜNYA İÇİN ALTERNATİF PARADİGMALAR ESAS ALINMALI

Burada ilk olarak İtalya Petera al Poplo örgütünden Maurizio Coppola söz aldı. Avrupa Birliği’yle ulus devletler zayıflamış algısı yaratılsa da, ulus devletlerin sınıf ilişkilerini yapılandırmaya devam ettiğini belirten Coppola, “Ulus devlet ideolojisi ve yapıları, stratejik alanların değişen ölçeğinde belirleyici olmaya devam ediyor. Avrupa’da toplumsal hareketlerin reddedilmesine devam ediliyor” şeklinde konuştu.

ABDULLAH ÖCALAN PARADİGMASI ESAS ALINMALI

Coppola’nın ardından ise Venezuela’da mücadele yürüten Red Nacional del Communeras örgütü adına Atenea Jimenz Lemon ve Sudan Komünist Partisi’nden Shadia Abdelmoneim kendi ülkelerinde yürütülen mücadeleye dikkat çeken sunumlar yaptı. Her iki konuşmacı da dünyada direnişte olan halkların ortak örgütlenme ağlarını daha güçlendirmesi gerektiğini ifade ederek, Abdullah Öcalan’ın haklara sunduğu demokratik konfederalizm paradigmasının sorunların çözümünde esas alınması gerektiğini kaydetti. 

KONFERANS PROGRAMI

Konferansın 2. ve 3. gün programı ise şu şekilde:
18 Kasım Cumartesi
09:30 – 13:00 Atölye çalışmaları
- Tarih ve Direniş: Demokratik modernitenin gizli çiçekleri
-Jineoloji perspektifinden kadınların özgürleşmesi ve demokratik sosyalizm - 21'inci yüzyılda ulus ötesi sınıf mücadelesi
- Demokratik Gençlik Konfederalizmi: Kapitalist moderniteye karşı mücadelede gençlik
-  Yerel Demokrasi ve Ekoloji
16:15 – 18:30 Panel:
Bakur’da demokratik özerkliğin inşası-Deneyimler ve düşünceler
19:00 – 21:30 Kültürel etkinlik

19 Kasım Pazar
09:30 – 11:00 Panel: Sosyalizm fikri - Bir yenilenmeye doğru
- 21. Yüzyıl: Kadın Devrimi Çağı
- Sosyalizmde ısrar etmek, insanlıkta ısrar etmek demektir
11:30 – 15:30 Örgütlenme ve enternasyonalizm
- Dokuma alternatifleri deneyimi
- Kolombiyaʼda halkın gücünü inşa etmek
- Filipinler'de devrimci örgütlenme perspektifleri
- Kurdistan Özgürlük Hareketinden kazanımlar, zorluklar ve perspektifler