GÖRÜNTÜLÜ

Duisburg’da soykırım ve işgal saldırıları protesto edildi

Türk devletinin Tişrîn’e yönelik işgal ve soykırım saldırıları Duisburg’da protesto edildi.

İşgalci Türk devletinin Tişrîn’e yönelik soykırım saldırılarına karşı Avrupa Kürt Kadın Hareketi’nin (TJK-E) çağrısı üzerine Almanya’nın Duisburg şehrinde protesto mitingi düzenlendi.

Duisburg DKTM ve Şehit Asya Yüksel Kadın Meclisi’nin çağrısıyla Duisburg Merkez Tren Garı önünde bir araya gelen Kürdistanlılar ve dostları, işgalci Türk devletinin günlerdir Tişrîn Barajı’nda nöbet tutan halka SİHA ve ağır silahlarla saldırarak dünya kamuoyunun gözü önünde gerçekleştirdiği saldırıları ve onlarca insanı katletmesini protesto etti.

Kürdistan Özgürlük Şehitleri için saygı duruşuyla başlayan mitingde Şehit Asya Yüksel Kadın Meclisi ve Duisburg DKTM adına konuşmalar yapıldı. Yapılan açıklamalarda, “Kuzeydoğu Suriye’nin demokratik ve özerk bölgesi Rojava, giderek Türkiye’nin yoğunlaşan saldırılarının hedefi olmaya devam ediyor” denildi. 

Açıklamada, Türk devletinin sivillere, hayati altyapıya ve stratejik tesislere yönelik sistematik saldırılarının yalnızca masum hayatları değil, bölgedeki kırılgan istikrar ve barışı da tehdit ettiğine işaret edildi.

Açıklamada şunlar belirtildi:

“Günlerdir Rojava halkının yaşam kaynağı olan Tişrîn Barajı çevresinde düzenlenen barışçıl gösteri, insansız hava araçlarıyla gerçekleştirilen saldırılarla kana bulanmış durumda. Bu saldırılarda 10’a yakın sivil hayatını kaybetmiş, aralarında gazetecilerin de bulunduğu onlarca kişi ağır olmak üzere 50’ye yakın kişi yaralanmıştır. Türkiye’nin bu hayati öneme sahip baraja yönelik İHA ve topçu saldırıları, bölgede geniş çaplı bir insani felaket riski doğuruyor. Olası bir baraj hasarı, taşkınlara ve binlerce insanın hayatını tehdit edecek kaynak kayıplarına yol açabilir. Bu saldırılar, uluslararası hukuka ve Cenevre Sözleşmesi’ne açıkça aykırıdır. Türkiye’nin sivilleri ve temel altyapıyı hedef alması, uluslararası insan haklarına yönelik bir ihlalin ötesinde, bölgedeki demokratik yaşam modeline yönelik bir tehdittir. Kürtler, Araplar, Süryaniler ve diğer etnik grupların eşitlik ve barış temelinde bir arada yaşadığı Rojava, Ortadoğu’da bir umut meşalesi olarak parlıyor. Ancak Türkiye, bu kazanımları yok etmeye çalışıyor.”

Uluslararası toplumun sessizliğine de vurgu yapılan konuşmalarda, “Uluslararası sessizlik, Türkiye’ye cesaret veriyor. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi kurumların sorumluluk alarak saldırıları durdurması, sivilleri koruması ve insani yardım sağlaması gerekiyor. Türkiye’nin savaş suçlarına ilişkin bağımsız bir soruşturma başlatılmalı ve sorumlular hesap vermelidir” denildi.

Türk devletinin insanlık ve savaş suçu işlediğine dikkat çekilen konuşmalarda, “Rojava’nın kaybı Kürtlerin kaybıdır” denilerek, Kürt halkının yaşadığı her yerde ayağa kalkması gerektiği belirtildi.

Eylemde sık sık, “Bijî Berxwedana Rojava”, “Bijî Berxwedana YPJ-YPG”, “Bijî Berxwedana QSD”, “Jin Jiyan Azadî”, “Bijî Serok Apo” sloganları atıldı.