Alman polisinin 16 Mayıs günü Duisburg Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DKTM)ile Dernek üyesi bir Kürt işyerine yönelik gerçekleştirdiği baskına tepkiler sürüyor.
Duisburg’da yaşayan Kurdistanlılar ve dostları baskınları protesto etmek için şehir merkezinde bir araya geldi. Mitinge Duisburg DKTM, ATİF, AGİF ve Kürecik Halk İnisiyatifi katıldı. Eylemde bir açıklama yapıldı.
16 Mayıs günü Duisburg Kürt Derneği'nin ve bir yoldaşlarının evi ve işyerinin saldırgan polis köpekleri ve büyük bir polis birliği tarafından arandığı hatırlatılan açıklamada, “Derneğimizin onursal yönetim kurulu üyesi olan yoldaşımız, StGB §§ 129a/b uyarınca bir terör örgütüne üye olmakla suçlandı. Arama sırasında özel belgelere, cep telefonlarına ve bilgisayarlara el konuldu. Yedi yaşındaki oğlunun "AmedSpor" yazılı bir futbol formasına da delil olarak el konuldu” denildi.
Polis memurlarının aileye karşı orantısız şiddet uyguladığı belirtilen açıklamada, “Bunlar, Almanya gibi demokratik bir anayasal devlette kabul edilemeyecek ve hoş görülemeyecek açık hukuk ihlalleridir. Yoldaşımızın ve derneğimizin kriminalize edilmesini protesto ediyoruz. Ve polisin aileye yönelik tavrını protesto ediyoruz” diye belirtildi.
Bu saldırıların Almanya'daki Kürt toplumunun damgalanmasına yol açmakla kalmadığı, aynı zamanda Almanya'daki en büyük ikinci göçmen grubunun temel demokratik haklarını da büyük ölçüde kısıtladığı ifade edilen açıklamada, “Bu durum Federal Almanya Cumhuriyeti için sadece utanç verici olmakla kalmayıp, demokrasi için de son derece tehlikelidir” denildi.
Açıklamanın sonunda ise şu çağrı yapıldı: “Federal hükümete, Kürt nüfusuna yönelik kriminalizasyon ve baskı politikasına son vermesi çağrısında bulunuyoruz. Buna PKK yasağının gecikmiş olsa bile kaldırılması da dahildir. Almanya'daki Kürt nüfusun Türkiye ya da İran gibi otoriter devletlerdekine benzer baskıcı tedbirlerle karşı karşıya kalması kabul edilemez! Almanya'daki kamuoyunu, federal hükümetin kriminalizasyon politikasına karşı tavır almak üzere bize katılmaya çağırıyoruz. Bu sadece Kürtlerin temel haklarıyla ilgili değil, aynı zamanda Almanya'daki demokrasiyle de ilgilidir! Çünkü PKK yasağının demokratik bir açığı temsil ettiğine inanıyoruz. Ve bu açığın düzeltilmesi bugün her zamankinden daha fazla gereklidir."