Fransa'da 'Bozkurt' yasağı neyi değiştirecek?

Fransız hükümet, Türk devletinin paramiliter örgütü Bozkurt hareketini yasakladı. Yasal bir varlığı olmayan bir grubun yasaklanması, pratikte nasıl işleyecek ve Ankara rejiminin diğer uzantılarına dokunulacak mı?

Bakanlar Kurulu, Çarşamba günü milliyetçi, ırkçı ve aşırı sağcı paramiliter Türk yapılanması Bozkurtları resmen feshetme kararı aldı. Bakanlar Kurulu'ndan çıkan kararnameye göre bu hareket "Kürtler ve Ermenilere karşı ayrımcılığı, hatta şiddeti provoke eden bir ideolojiyi" savunuyor.

Kararnamede, "Bu hareketin ülke topraklarında bir çok merkezi tespit edildi" denilirken, hareketin üyelerinin "eğitim kamplarına" katıldığına dikkat çekiliyor.

Kararnamede özellikle Aralık 2019'da Ardeche bölgesinde organize edilen "silahlı bir gençlik kampına" işaret ediliyor ve Türk grubun bir çok "silahlı gösteri" düzenlediği kaydediliyor.

Kararnamede Bozkurtların aktif bir aktörü olan Ahmet Çetin'in adı da geçiyor. Bu kişinin Twitter üzerinde bir çok kez nefret ve şiddete çağrıda bulunduğu ifade ediliyor.

Alınan karar Türkiye ile Fransa arasında gerilimin tırmandığı bir döneme denk geldi. Rojava'dan Libya ve Doğu Akdeniz'e uzanan gerilimlerin yanısıra, 16 Ekim'de Samuel Paty isimli öğretmenin başı kesilerek katledilmesi ardından Türk devleti Fransa'ya karşı hakaret ve tehdit içerikli açıklamalarda bulundu. 28 Ekim'de bu kez Nice kentinde 3 kişi vahşice katledildi. Aynı gün Türk ırkçıları hem bir otoyolda Ermenilere saldırmış hem de komün merkezinde "Ermeniler sizi öldüreceğiz" şeklinde sloganlarla yürüdü. 31 Ekim-1 Kasım gecesi Lyon bölgesindeki Décines-Charpieu komününde yer alan ve birbirine bir kaç metre mesafede bulunan Soykırım Anıtı ile Ulusal Ermeni Hafızası Merkezine "RTE", "Loups Gris" (Bozkurtlar) ile hakaret içerikli yazılar yazıldı.

Saldırı ve tehditlerin tırmanması üzerine Ankara rejimine bağlı Fransa'daki yapıların yasaklanması yönünde sesler yükseldi.

HİTLER'DEN CIA KAMPLARINA

Peki Bozkurt Hareketi nedir? 1960'lı yıllarda faşist Alparslan Türkeş tarafından kuruldu. Türkeş, bir Hitler taraftarıydı ve 1940'lı yılların sonunda ABD'ye gönderilerek komünizme karşı özel harp eğitimi almıştı. Bu grup Türk gizli servisinin bir milisi olarak, NATO tarafından uygulamaya konulan gizli anti-komünist terör ağı "Stay Behind"a hizmet etti. Bozkurtların kurucusu Türkeş, kendi partisi MHP'yi kurmadan önce Gestapo ile de işbirliği yapmıştı. Türk devletinin, Bozkurtlarla ilişkisi ise bir sır değil. Avrupa topraklarında, Türk devletinin talimatları ile onlarca saldırı düzenledi, korkunç cinayetler işledi. Sadece 1983 yılında Ermenilere karşı Fransa'da en az 11 saldırı gerçekleşti.

Abdullah Çatlı ile Abdi İpekçi cinayeti ve Papa II. Jeap Paul'a suikast girişimine karışan Oral Çelik, Avrupa'da en tanınmış ülkücüler olarak öne çıktı. 1996 yılındaki Susurluk Kazası'nda Çatlı'nın ölmesiyle birlikte devletin kirli işleri de gün yüzüne çıkmıştı. 1970'li yıllarda etnik ve dini farklılıklar ile sola karşı saldırılarında binlerce kişiyi katletti. Bunlar, Kürtler, solcu aktivistler, aydınlar, sendikacılardan oluşuyor. Maraş katliamında da 100'ü aşkın Alevi, devlet-ülkücü aygıtı tarafından katledildi. 2013 yılında 3 Kürt kadın devriminin Paris'te katledilmesinde de aynı anlayışı taşıyan yapıların parmağı vardı.

BİR ÇOK ÜLKEDE PARAVAN İSİMLERLE VARLIK GÖSTERİYORLAR

Bozkurtlar bugün Avrupa'nın hemen her yerinde varlık gösteriyorlar. Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, İsviçre öne çıkan ülkeler olarak dikkat çekiyor.

Fransa'nın her yerinde varlar ancak temel olarak Lyon, Dijon, Strasbourg ve Grenoble gibi kentlerde Fransa Türk Federasyonu çatısı altında varlık gösteriyorlar. Bu federasyon Ülkü Ocakları'nın paravan ismi.

Fransız medyasına göre federasyonun üyeleri, genellikle Türk Diyaneti'nin temsilcisi DITIB'in yardımı ile kongreler ve tartışmalar da organize ediyor. Bugün Ülkü Ocaklar ve Türk devleti ile bağlantılı diğer tüm yapılar arasında birbirinden koparılamaz bir ilişki var. Sadece Ahmet Çetin'in ilişki ağına bakıldığında bile bu durum açık bir şekilde kendisini gösteriyor.

İÇ İÇELER

Fesih kararnamesinde adı geçen Ahmet Çetin, 2017 yılında Ain bölgesinde Eşitlik Adalet Partisi (Parti Égalité Justice-PEJ) listesinden genel seçimlere girdi. PEJ, AKP'nin yurtdışındaki kolu COJEP'in bir uzantısı olarak öne çıkıyor. Ahmet Çetin, sanal ağlarda nefrete teşvikten yargılanıyor. Instagram üzerinde yayınladığı bir görüntüde, "(Türk) Hükümet bana bir silah versin ve 2 bin euro, Fransa'nın neresinde olursa olsun yapılması gerekeni yapacağım" demişti.

Irkçı ve milliyetçi Türk oluşumları Avrupa'da daha çok kültürel örgütlenmeler adı altında Türkçülük yapıyorlar.

TÜRKİYE 'HAYAL ÜRÜNÜ' ÖRGÜTÜ ÜSTLENDİ

Diğer bir ifadeyle Bozkurt Hareketi Türkiye'de yasal olsa da Fransa'da yasal bir varlığa sahip değiller. Türk Dışişleri Bakanlığı da "hayal ürünü oluşumun" yasaklanmasına tepki göstererek, "var olmayan" bir hareketi üstlendi. Bakanlık, "Bu karara karşı en sert şekilde mukabele edeceğimizi vurguluyoruz" dedi.

ARTIK BOZKURTLAR ADINA TÜM EYLEM VE ETKİNLİKLER YASAK

O halde resmi varlığı olmayan bir hareketin yasaklanması kararı, pratikte nasıl bir karşılık bulacak?

Esas çekirdek yapısı Lyon'da olan bu grup, kararnamede "son derece agresif fiili bir grup" olarak tanımlanıyor. Yasaklama kararı, Bozkurtlar asında gelecekte yapılacak tüm eylem ve etkinlikleri cezalandırmanın önünü açmış oldu. Örneğin Lyon'da artık bir aktivitede bulunma hakları yok. Eylem yapmaları yasak. Eğer bu hareket, derneksel bir yapıya dönüşmek isterse suç sayılacak. Yasa 3 yıl hapis ve 45 bin euro para cezası öngörüyor. Bundan böyle kendisini Bozkurt olarak tanıtan veya kamusal alanda ya da sanal ağlarda aidiyetlerinin sembolü olan kurt işareti yapan herkese karşı yargı yoluna gidilebilecek.

RTL radyosunda konuşan İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, "Dernek statüleri yok ama düzenli bir şekilde toplanan, kendi aralarında ilişkileri olan ve organize bir grupmuş gibi hareket eden bir çok insan var" dedi.

GÖZLER MİLLİ GÖRÜŞ'E ÇEVRİLDİ

Bozkurtların feshi ile gözler diğer Türk oluşumlarına çevrildi. Fransa'daki son yasak kararının ne tür gelişmelere yol açacağını zaman gösterecek. Ancak genel anlamda Avrupa hükümetleri, ırkçı, cihatçı ve milliyetçi Ankara uzantılarına karşı henüz ciddi bir tedbir geliştirmedi.

Bozkurtlar, AKP-MHP koalisyonu ile birlikte yeniden daha aktif hale gelse de, Erdoğan rejimi özellikle tarikatlar, camiler, okullar ve konsolosluklar üzerinde Avrupa siyasi ve toplumsal yaşamına nüfuz etmeye, muhaliflerini de susturmaya çalışıyor.

İsimleri Bozkurt olmasa da, aynı devlete hizmet ediyor ve suçlarına ortak oluyor. Bugün Türklerin Avrupa'daki etkisi özellikle Milli Görüş'ün örgütlenmesine dayanıyor. Bu örgüt, 1970'li yılların başında Almanya'da kuruldu. Fransa'da başta Strasbourg kenti olmak üzere Alsace bölgesinde yayıldı. DITIB'in Srasbourg'da kurduğu büyük bir cami ve Marmara Üniversitesi'ne bağlı olarak bir teoloji fakültesi kurma projesi olan Yunus Emre okulu sayesinde daha gelişti. Mili Görüş, başta Almanya'da olmak üzere Batı Avrupa'da en az 500 camiyi kontrol ediyor. Fransa'da bu örgütün kontrolündeki cami sayısı 71 olarak belirtiliyor. Halen önlerince bir çok kentte cami kurma projesi var.

Milli Görüş, bugün doğrudan Türk hükümeti tarafından yürütülen politikaların hizmetinde bulunuyor. Bunun için Diyanet'in Fransa versiyonu DITIB ile birlikte çalışıyor. Bir devlet kurumu olan DITIB, tıpkı Türkiye'deki gibi imamların maaşlarını veriyor ve 250 Türk camisini kontrol ediyor. Türk devleti Fransa'da toplamda 400 cami ve ibadet salonunu denetiminde bulunduruyor.

FRANSA'DAKİ İMAMLARIN YARISI TÜRKİYE'DEN GELİYOR

Fransa'da bulunan 290 yabancı imamdan 140'ı Türkiye tarafından gönderiliyor. Türkiye resmi olarak inkar etse de DITIB Fransa'daki çok sayıda camiyi finanse ediyor.

Türk devletinin Fransa siyasetine etki çabalarının bir örneği de PEJ partisi olarak dikkat çekiyor. 2015 yılında kurulan bu parti, 2017 seçimlerinde yüzde 1 oranında oy aldı, ancak Erdoğan'a bağlı bir partinin kurulması bile Fransa'daki etkinin boyutlarını göstermeye yetiyor.

Kuşkusuz Türk devletinin uzantıları sadece bunlarla sınırlı değil. Kendisi de bir Müslüman Kardeş olan Erdoğan özellikle bu örgüt üzerinde de hem siyasi hem de toplumsal yaşama nüfuz etmeye çalışırken, cihatçı gruplarla da dünyanın bir çok yerine terör ihraç ediyor.

İSLAMCI AYRILIKÇILIK YASASI

Fransız hükümet henüz bu yapıları doğrudan hedef almasa da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "İslamcı ayrılıkçılık" yasa tasarısı, Türk hükümetin son derece rahatsız etmiş görünüyor. Tasarı 9 Aralık'ta Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Ekim ayı başında bu tasarıdan "ayrılıkçılık" kavramı çıkarılarak, "Laiklik ve Cumhuriyet ilkelerini güçlendiren yasa tasarısı" adı benimsenmişti. Yasa tasarısının hedefinde radikal islamla mücadele var. Ama tasarı tüm diğer inançlar ve sekter hareketlere de siyasi ve dini tarafsızlığı dayatıyor. Cumhuriyet değerlerine saygıyı dayatan tasarı, Erdoğan rejimini Türk imamlar ordusundan ve kamu okullarında Türkçe dilli öğretmenler gibi temel kaldıraçlarından mahrum bırakabilir.