İsviçre Göçmen Sekretaryası (SEM) 4 yıl önce Maxmûr Mülteci kampından gelerek İsviçre’ye sığınma talebinde bulunan Abdulkerim ve Ahmet Tallı kardeşlerin iltica talebini reddetmişti. Bu kararla yetinmeyen SEM, Talli kardeşleri çocuk yaşta çıkmak zorunda kaldıkları ve aktüel olarak hiçbir bağları olmayan Türkiye’ye gönderilmesine karar vermişti.
Birleşmiş Milletler gözetimindeki Maxmûr Mülteci Kampından gelerek İsviçre’ye sığınma talebinde bulunan onlarca insana kısa sürede sorunsuz bir şekilde iltica hakkı tanıyan SEM’in, Tallı kardeşlere yönelik aldığı karar büyük bir tartışma yaratmıştı. Ülkedeki demokratik cevreler Tallı kardeşlerin Türkiye’ye iade kararının durdurulması için imza kampanyası başlatmıştı.
Tallı Kardeşler ise yol ifadeleri alınmak üzere çağrıldıkları merkezde Türk kökenli bir polisin olduğunu ve ısrarlarına rağmen Kürtçe tercüman çağrılmadığını iddia ederek, bu şahıs tarafından bilgilerinin Türkiye’ye verildiğini ve haklarında verilen ret kararında bunun etkisinin olduğunu öne sürmüştü.
AVUKAT YILMAZ İSVİÇRE’NİN SORUMLULUĞUNU HATIRLATMIŞTI
Türkiye’ye iade edilmesine dönük verilen karardan sonra, Tallı kardeşlerin dosyasını devralan Avukat Hüsnü Yılmaz ise bugüne kadar dosyada yaşanan eksiklikleri işaret etmişti. SEM’in aldığı karardaki hukuksal hatalara dikkat çekerek, SEM’in kararına itiraza hazırlanan Avukat Yılmaz, Tallı kardeşlerin Türkiye’ye gönderilmesi durumunda yaşanacak hak ihlallerinden SEM kadar İsviçre’nin de sorumlu olacağını dile getirmişti.
Mültecilere dönük uluslararası sözleşmeleri hatırlatan Avukat Hüsnü Yılmaz, Tallı kardeşlerin hiçbir kayıtları olmayan Türkiye’ye gönderilmesinin hukuksal acıdan bir facia doğuracağını ifade etmişti. Türkiye’nin Kürt halkına karşı ırkçı uygulamalarına dikkat çeken Yılmaz, SEM Genel Sekreteri ile iletişime geçerek bu hukuksal hatadan geri dönülmesini istemişti.
HAVUZ MEDYASI SEM’İN KARARINI BOŞA ÇIKARDI!
İsviçre’de bu tartışmalar yaşanırken AKP hükümetine yakınlığı ile bilinen Sabah gazetesinin, “İsviçre, PKK’lı terörist kardeşleri Türkiye’ye iade edecek” haberi konuya ilişkin tartışmaları başka bir noktaya taşıdı. Bu haber, bir taraftan Tallı kardeşlerin Türkiye'de yaşayabileceğine kanaat getiren SEM’in yaptığı hukuksal hatanın boyutunu açığa çıkarırken, diğer taraftan Talli kardeşlerin iddialarını doğrulamış oldu. Talli kardeşler, İsviçre'de iltica taleplerine dönük yol ifadelerinin alınması için çağrıldıkları merkezde, Türk kökenli bir yetkilinin (Polis) de olduğunu iddia ederek, bu şahıs tarafından bilgilerinin Türkiye’ye verildiğini öne sürmüştü.
KARAR ŞİMDİ, İSVİÇRE’NİN!
Sabah gazetesinin bu haberi, İsviçre, talep üzerine mi Talli kardeşleri Türkiye'ye iade edecek sorusunu akıllara getirdi. Bu haberle birlikte, aynı zamanda Talli kardeşlerin Türkiye’de can güvenliklerinin olmadığı açıkça kanıtlanmış oldu.
Öte yandan, Türk yetkililerin Bern Büyükelçiliği üzerinden Talli kardeşlerin Türkiye’ye iade edilmesini sağlamaya çalıştığı edinilen bilgiler arasında.
Tüm bunlara rağmen, Talli kardeşleri Türkiye göndermek Avukat Hüsnü Yılmaz’ın da dediği gibi hukuksal açıdan bir facia yaratacağı kadar, İsviçre’yi de büyük bir zan altında bırakacağı da çok açık. Karar şimdi, İsviçre'de!