Avrupa Kürdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi (KCDK-E) tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Halkların inkarına dayalı tekçi Türk devleti Kürt halkını jenoside uğratmak için tüm kirli savaş yöntemlerini kullanmaya devam ediyor. Kanlı bir tarihi olan Türk devleti, zehirli ve kimyasal gazlarla 1938’de Dersim’de, Zilan’da Kürt halkına karşı kullanarak binlerce insanı katletti. Soykırımcı Türk devleti bölgeyi himaye altına almak için Neo Osmanlı devleti projesiyle 1920 yılında ilan ettikleri Misak-i Milli topraklarını da kapsayan tüm Kürdistan ve bölgenin işgalini hedefliyor. Bunun için kirli yöntemlerle tüm Kürdistan'da savaşı sürdürüyor" denildi.

'ÇARESİZ KALIP KİMYASALLA SALDIRDI'

Açıklamada şunlar da kaydedildi:

"Sürdürdüğü işgal saldırılarına karşı tarihsel bir direnişle cevap veren Kürt özgürlük gerillası karşısında çaresiz ve güçsüz kalan Türk ordusu uluslararası hukuka göre yasaklanan ve insanlık suçu sayılan kimyasal silah kullanarak sonuç almak istemektedir."

Kimyasala karşı açıklama yapan akademisyenlerden gazetecilere kadar herkesin hedef alındığına dikkat çekilen açıklamada, "Uluslararası yasalarla yasaklanan ve insanlık suçu diye adlandırılan kimyasalın Kürdistan’da  kullanılmasına ses çıkarmamak bu kirli politikalara ortak olmak anlamına gelmektedir" denildi.

'AYAĞA KALKMAK SONUÇ GETİRİR'

KCDK-E, şunları da ifade etti:

"Biliyoruz ki TC’nin geliştirip büyüttüğü DAİŞ çeteleri Kobanê ve Şengal’e saldırdıkları ve katliamları gerçekleştirdikleri dönemde de ilgili kurumlar ve uluslararası güçler sessizce izlediler. Ne zaman Kürdistan halkı ve dostları tüm dünyada ayağa kalktı ve yaptıkları eylemlerle kamuoyunu etkiledi; bu güçler harekete geçti.

Bugün de Kürdistan ve bölge halklarının değerlerini ve geleceğini koruyan özgürlük gerillasına saldırı aslında bizi nefessiz ve geleceksiz bırakmaya dönüktür. Özgürlük ve eşitlik değerlerini yok etmek isteyenlere karşı OPCW ve ilgili kurumları harekete geçirmek, tıpkı Kobanê’de oldugu gibi halkımız ve dostlarımızın kararlı mücadelesiyle olacaktır.

Bunun için sonuç alana kadar yaşlı, çocuk, kadın genç Bakurlu, Başûrlu, Rojavalı, Rojhilatlı, Êzidî, Müslüman , Alevi, Hıristiyan herkes ulusal birlik ruhu ile her yeri serhildana dönüştürerek seferber olmalıdır. Dostlar, ilerici, demokrat kesimleri harekete geçirerek sonuç alana kadar mücadele kararlılığını sürdüreceğiz.

'MERKEZİ YÜRÜYÜŞE KATILALIM'

Gün, onurunu ve geleceğini sahiplenme günüdür. Gün, herkesin bulunduğu yerden TC'nin kimyasal silah kullanımına karşı Zap, Avaşin ruhu ile mücadeleyi sahiplenmesi, seferberliği ile direnişi yükselterek TC’nin kimyasal gaz kullanımını durdurma günüdür.

KCDK-E olarak başta Kürdistan halkı olmak üzere tüm vicdan sahibi herkesi 12 Kasım'da Düsseldorf’ta yapılacak merkezi yürüyüşe katılmaya çağırıyoruz."