KCDK-E kampanyayı daha da büyütüyor

Kürtler İçin Adalet İnisiyatifi’nin PKK’nin ‘terör örgütleri listesi’nden çıkarılması kampanyasını sahiplenen KCDK-E, Newroz’la birlikte çalışmasını üst boyuta çıkarıyor.

Kürtler İçin Adalet İnisiyatifi’nin Aralık 2021’te başlattığı PKK yasağının kaldırılması, PKK’nin ‘terör örgütleri listesi’nden çıkarılması kampanyası devam ediyor. Avrupa’daki Kürt kurum ve kuruluşları; dernek, toplum merkezleri ve meclisleri de bu imza kampanyasını sahiplenerek, bunun çalışmasını yürüttü. KCDK-E Eşbaşkanları Fatoş Göksungur ve Yüksel Koç, imza kampanyasıyla ilgili ANF’ye konuştu. 

KCDK-E Eşbaşkanı Fatoş Göksungur, şu anda genel meclislerinin yanı sıra gençlik ve kadın yapısı ile bileşenlerin aktif çalıştığını belirterek, “Almanya başta olmak üzere Avrupa Birliği devletlerinin bu yasağı güncellemeleri, Kürtlerin demokratik meşru zemindeki siyasetini de engelleyen bir tutumdur. Avrupa’da Kürt kurumlarına yönelik kriminalize etme çabalarının tümü PKK ile ilişkilendiriliyor. En demokratik, en meşru zemindeki çalışmalarımız, ‘PKK yasağı’ gerekçesiyle engelleniyor” dedi. 

KCDK-E Eşbaşkanı Göksungur, Avrupa devletlerinin iki yüzlü tutumlarına işaret ederek, şöyle devam etti: “Taliban’a kucak açıp meşru gören Avrupa’nın, PKK’yi yasaklar listesine alması ve her geçen gün bunu derinleştirmesi kabul edilemez. Bu imza kampanyası, aslında Avrupa’nın tavrını mahkum ediyor. Kampanyayı Kürt Halk Önderi’nin paradigmasına, Kürt Özgürlük Hareketi’nin haklı ve meşru mücadelesine inananlar başlattı. Biz de KCDK-E olarak Avrupa’nın her yerinde yoğun bir biçimde dahil oluyoruz, çünkü PKK’nin yasak olması, Kürtlerin yasaklanması demektir.”

TÜRK SALDIRGANLIĞINA GEREKÇE YAPILIYOR

KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç ise dünyada tanınmış şahsiyetlerin öncülüğünde başlatılan kampanyanın tarihi önemde olduğunu söyledi. Türk devletinin, tüm işgal ve imha saldırılarını, Avrupa ve ABD’nin PKK ile ilgili tavrına dayandırdığını kaydeden Koç, hatta bununla yetinmeyip legal Kürt siyasetini de bu yasağa dayanarak kriminalize etmeye kalkıştığını vurguladı. 

Halkın iradesiyle seçilen belediyelere kayyum atanmasından Kürt siyasetçilerin tutuklanmasına kadar bütün terörize pratiğini, bu yasaktan meşruiyet devşirdiğini vurgulayan Koç, “Yani bu liste hem Kürt katliamının hem de Türk işgalciliğinin önü açmaktadır” dedi. 

AB KENDİ YASALARINI DA İHLAL EDİYOR

AB üyesi devletlerin PKK yasağındaki ısrarlarıyla kendi yasalarını da ihlal ettiğini savunan Koç, şöyle konuştu: “Çünkü daha önce Avrupa Adalet Divanı, PKK’nin o listede olmasının hukuki olmadığını ortaya koydu. Belçika Mahkemesi de emsal teşkil eden düzeyde bir karar imza attı; PKK terörist bir hareket değil, savaşın taraflarından biridir, özgürlük mücadelesi yürütüyor ve bir halkı temsil ediyor, şeklindedir. Artık siyasetin kirli biçimde yürütülmesi ve hukuku ele geçirmesi değil; hukukun işletilerek, PKK’nin o listeden çıkarılması gerekiyor. Aksi durum, DAİŞ zihniyeti ile diktatör Erdoğan’nın soykırım siyasetine hizmettir.”

KÜRT SORUNUNUN DEMOKRATİK ÇÖZÜMÜNÜ ENGELLİYOR

Kürdistan’daki soykırım siyasetinin durması için PKK’nin o listeden çıkarılması gerektiğini vurgulayan Koç, “AB, çatışmanın olmadığı, çözümün tartışıldığı diyalogun başladığı bir süreçte bu listeyi, Türk devletinin NATO üzerinden talebiyle devreye koydu. Bu siyasi bir karardır ve Kürt sorununun demokratik barışçıl yollarla çözülmesinin önünde büyük bir engeldir. Zaten insanlık vicdanı, DAİŞ zihniyetine karşı mücadele edip insanlığını onurunu kurtaran PKK’nin bu listede kalmasını mahkum etmiştir. Kadınlar öncülüğünde Rojava Devrimi’ne imza atan Kürt Özgürlük Haraketi’nin böyle bir listede tutulması, demokrasiye, özgürlüğe ve eşitliğe darbedir. Dolayısıyla PKK’nin yeri o liste değil. Bunun için kampanyanın öncülüğünü Kürtler İçin Adalet İnisiyatifi’nde yer alan bin 3  aydın, akademisyen, yazar üstlenmiş durumda. Biz de bu kampanyayı sahiplenerek, tüm alanlarda çalışmasını sürdürüyoruz” şeklinde konuştu. 

ÇALIŞMANIN TEMPOSUNU YÜKSELTİYORUZ

Tüm meclislerinin çalıştığını ama bunun yetmediğinin görüldüğünü kaydeden Koç, şunları ekledi: “Newroz ve 1 Mayıs İşçi Bayramı geliyor. Bütün meclislerimiz, toplum merkezlerimiz, bileşenlerimiz çalışma tempolarını en üst boyuta çıkaracak. Her vicdan sahibi, demokrat, özgürlükçü, eşitlikten yana olanı, bulunduğumuz şehirlerde bu işin öznesi haline getirmemiz gerekiyor. Bulunduğumuz şehirde, ülkede tüm insanlara gitmemiz gerekiyor. Daha önce de Avrupa’da hem fikriyatımız hem gücümüz Rêber Apo için 10 milyonun üzerinde imza topladık. Avrupa’nın bu gücü, kudreti, potansiyeli var.”