Kimyasal saldırılar ve Rojava İsviçre parlamentosunun gündeminde

İsviçre parlamentosuna Türk devletinin gerillaya karşı kimyasal saldırıları ve Rojava’ya yönelik işgal saldırıları ile İran’daki direnişe ilişkin üç önerge sunuldu.

İşgalci Türk devletinin Kobanê başta olmak üzere Rojava’ya dönük saldırıları, gerillaya yönelik kimyasal silah kullanması, Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanması ve İran devletinin Kürtlere yönelik saldırıları İsveç Parlamentosu'nun gündemine taşındı.

Önergeler İsviçreli Yeşiller Partisi Federal Parlamento Milletvekili ve Yeşiller Partisi Dış İlişkiler Sorumlusu Nicolas Walder, Sol Parti Federal Parlamento Milletvekili Fehlmann Rielle Laurence ve Birleşik Sol ( Groupe des VERT-E-S) Federal Parlamento Milletvekili Prezioso Batou Stefania tarafından parlamentoya sunuldu.

YEŞİLLERDEN ÜÇ ÖNERGE

İsviçre Yeşiller Partisi Federal Parlamento Milletvekili ve Yeşiller Partisi'nin Dış İlişkiler Sorumlusu Nicolas Walder, meclise 3 ayrı önerge sundu.

İlk önergede Şebnem Korur Fincancı'nın Erdoğan hükümeti tarafından keyfi olarak tutuklanması parlamentonun gündemine taşınarak; İsviçre Federal Hükümetinin bu konuda ne yaptığı soruldu:

“Tanınmış bir adli tıp uzmanı, Tabipler Birliği Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu üyesi olan Şebnem Korur Fincancı, 22 Ekim'de İstanbul'da siyasi nedenlerle tutuklandı. Tutukluluk koşulları yakınları ve insan hakları aktivistleri için endişe vericidir.

1- Federal Konsey onun serbest bırakılması için herhangi bir adım attı mı?

2- Eğer bir adım atmışsa bunlar nelerdir?

3- Eğer serbest bırakılması için bir çaba içine girilmemişse neden?”

SALDIRILAR DAİŞ’İ CANLANDIRACAK MI?

Yeşiller Partisinden Nicolas Walder ve Sol Parti’den Fehlmann Rielle Laurence ise, işgalci Türk devletinin Rojava’ya dönük saldırılarını Federal Meclis gündemine taşıdı.

Milletvekili Walder'in sunduğu soru önergesinde şu ifadeler yer aldı:

“22 Kasım'dan bu yana Suriye'nin kuzeyinde (Rojava) ve Irak'ın kuzeyinde (Güney Kürdistan) onlarca bölge Türk ordusu tarafından uluslararası hukuk ihlal edilerek bombalandı. Bu saldırılar çok sayıda kurbana yol açmakta ve Suriye'nin kuzeyinde etnik temizliğe eşdeğer bir durum yaratmaktadır.”

Walder, bu saldırılara karşı Federal Meclis'in nasıl bir tepki verdiğini sordu.

Sol Parti Milletvekili Fehlmann Rielle Laurence’ın önergesi ise şöyle:

“Türk Hava Kuvvetleri 22 Kasım 2022 tarihinde Suriye'nin kuzeydoğusu ve Irak'ın kuzeyine bir dizi saldırı düzenledi. Amaç Kürtler tarafından yönetilen Rojava özerk bölgesini zayıflatmak. Hedefler; siviller ve hayati altyapıdır.

-Türk yetkililere uluslararası hukuk ilkelerini hatırlatmak için hangi resmi adımları atmıştır?

- Bölgedeki Kürtlerin IŞİD'in yenilgiye uğratılmasına katkıda bulunduğunu unutabilir miyiz?

-Türkiye'deki saldırılar cihatçı gücün yeniden canlanmasını teşvik etmeyecek mi?

- İsviçre sessiz mi kalacak?”

KİMYASAL SALDIRILAR

Yeşiller Partisi Federal Parlamento Milletvekili ve Yeşiller Partisinin Diş İlişkiler Sorumlusu Nicolas Walder, Türk devletinin gerillalara karşı kimyasal kullandığına dair haberleri soru önergesiyle meclis gündemine taşıdı.

Soru önergesinde şunlar ifade edildi:

“Çeşitli raporlara göre Türk devleti aylardır Kuzey Irak'ta yasaklı kimyasal maddeler kullanıyor. Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler Örgütü (IPPNW) Türkiye'nin Kürdistan'da kimyasal silah kullanımına ilişkin bir rapor yayınladı ve bu silahların Kuzey Irak'ta kullanımına ilişkin uluslararası bir soruşturma başlatılmasını talep etti.

- İsviçre'nin bu talep karşısındaki tutumu nedir?

- İsviçre bu talebi BM organları nezdinde destekleyecek mi? 

DOĞU KURDİSTAN’DAKİ SALDIRILAR

Birleşik Sol Grup Federal Parlamento Milletvekili Prezioso Batou Stefania,  İran’daki direniş ve devletin saldırılarına dikkat çekti.

Stefania’nın soru önergesinde şunlar belirtildi: “İran birkaç haftadır, hakları için mücadele eden kadınların başını çektiği büyük bir halk protestosuyla sarsılıyor. Rejimin acımasız tepkisi yüzlerce göstericinin ölümü, binlerce kişinin yaralanması, 20 binden fazla kişinin tutuklanması, işkence ve tecavüzle sonuçlandı. İsviçre'nin en temel insan haklarının savunulmasındaki rolü göz önüne alındığında, Federal Konsey, Tahran Büyükelçisi'ni istişare için geri çağırmayı düşünüyor mu?”