Köln sokakları 'Öcalan’a özgürlük' sloganıyla yankılandı

9 Ekim Uluslararası komployu kınamak ve “10 Ekim Dünya Öcalan’a Özgürlük Günü” vesilesiyle Köln kentinde bir araya gelen bini aşkın kişi birçok dilde “Yaşasın Öcalan’ sloganını haykırdı.

Almanya’nın Köln kentinde “10 Ekim Dünya Öcalan’a Özgürlük Günü” yürüyüşü düzenlendi.

Kürdistanlılar ve dostları Chlodwigplatz’ta bir araya geldi. Toplanma alanında FED-MED eşbaşkanı Engin Sever ile TJK-E adına Aytan Kaplan birer konuşma yaptı.

Sever “Bugün 10 Ekim Dünya Öcalan’a Özgürlük Günü. Dünyanın dört bir yanından halkımız ve dostlarımız Öcalan’ın özgürlüğünü talep ediyor. Bizde FED-MED olarak bu duruşu selamlıyor ve İmralı’ya bin selam gönderiyoruz.

Bugün aynı zamanda Ankara’da çeteler eliyle 103 insanımızın katledilişin yıl dönümü. Onları bir kez daha saygıyla anıyorum ve onların bize bıraktığı mirasa sahip çıkma sözünü veriyoruz.

Ortadoğu’nun özgürleşmesi ve huzura kavuşmasının tek yolu Önder Apo’nun felsefesinden geçiyor” dedi.

Kaplan ise 9 Ekim uluslararası komploya dikkat çekerek şunları söyledi: “9 Ekim komplosu Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek isteyen güçlerin eliyle yapıldı. Amaçları Kürtleri statüsüz bırakmaktı. Bu güçler hala bu planlarından vazgeçmiş değil. Rojava’da Kürtler bütün dünya halkları için mücadele verdiği halde Türk devletinin saldırısına maruz bırakıldı. Dünya devletleri yaşananlar karşısında sustu. Buna artık dur demeliyiz. Öcalan’ı özgürleştirme zamanı geldi.”

Konuşmaların ardından halk “Abdullah Öcalan’ı özgürleştirme zamanı geldi”, “Bi hevre serhildan”, “Öcalan’a özgürlük, Kürdistan’a statü” yazılı pankart ve Kürt Halk Önderi Öcalan’ın yüzlerce posteri eşliğinde yürüyüşe geçti.

Yürüyüş boyunca Almanca Öcalan’ın içinde bulunduğu ağır tecrit koşularına dikkat çekilirken, birçok dilde “Öcalan’a özgürlük” sloganı atıldı.

Yürüyüşe CİK, TEV-ÇAND, FEDA, Türkiyeli ve Alman sol örgütleri de kendi bayrakları ve renkleriyle katıldı. Halk, Köln Rudolfplatz’a da ise bir miting düzenledi.

Sık sık, “Biji serok Apo” sloganlarının atıldığı mitingde Kürt siyasetçi Hatip Dicle bir konuşma yaptı.

Kürdistan devrim şehitlerini anarak konuşmasına başlayan Dicle şunları söyledi: “Dün 9 Ekim komplonun yıl dönümüydü. 22. yıllını geride bıraktı. Bugün 10 Ekim. Bizim açımızdan bu iki tarih çok önemli. Türk devletinin DAİŞ eliyle katliamın yıl dönümü. Onları saygıyla anıyorum. Bugün aynı zamanda ‘10 Ekim Dünya Öcalan’a Özgürlük Günü’. Bu vesileyle İmralı’da Önder Öcalan ve direnen bütün arkadaşlarını selamlıyorum. Önder Öcalan’ın tarih sahnesine çıktığı yıllar Kürtlerin ölüm döşeğinde olduğu yıllardı. Kürtlerin ve Kürdistan’ın sömürgeci zincirlerinden kurtarılıp özgürleştirmesi gerektiğine vardıktan sonra bütün yaşamının her saniyesini, her nefesini Kürtler, Türkler ve Ortadoğu halkların özgürlüğü için mücadele etmek olmuştur. Eğer günümüzde Kürt halkı Ortadoğu’n en devrimci ve demokratik halkı haline gelmişse, bunda Önder Öcalan’ın büyük bir emeği olduğu tartışmasızdır.

Benzer şekilde kadın özgürlük çizgisinde gelişen Kürdistan devrimi, bugün Kürtleri dünyada itibarlı ve saygın bir halk konumuna getirmiştir. Önder Öcalan’ın yaratığı bu Kürt gerçekliği günümüzde Kürdün en büyük ve yenilmez gücüdür. İşte tam bu nedenlerle Türk devletinin Başkan Öcalan’a olan düşmanlığı çok derin ve köklüdür.

Çünkü o Türk devletinin stratejik amacı olan Kürt soykırımını gerçekleştirme hedefini boşa çıkartmıştır. İradesi kırılan Kürt halkını ayağa kaldırmış, onuru ve özgürlüğü için mücadeleye seferber etmiştir. Sayın Öcalan’da İmralı’daki ağır baskı, mutlak tecrit ve işkence sistemini açıklarken şöyle derdi: “Kürt aşkını talepli kıldım. Haklarına sahip çıkar getirdiğim için bana büyük bir düşmanlık edilmekte.’

Bu gerçeklik karşısında sayın Öcalan’ın özgürlüğü ancak devlet zihniyetinde Kürt sorunun demokratik çözümüne yönelik köklü bir çözümle mümkündür. Her türlü meşru mücadele biçimini pratikte sürdüren, güçlü, kararlı ve keskin hamlelerle sağlamlaşabilir. Başkan Öcalan’ı tam özgürlüğüne kavuşturabilmek için Kürt halkı ve dostları olarak çok kararlı ve keskin Bir iradeye sahibiz. Çünkü çok iyi biliyoruz ki tüm ömrünü halkının özgürlük mücadelesine adanmış önderlerine sahiplenmeyen bir hareket, bir halk, güçlü özgürlük mücadelesi veremez. Her halk, her toplum gibi bizim içinde başarının en temel kanunu budur. Bu nedenle önder Öcalan’ı sahiplenmek toplumsal ve siyasal bir sorumluluktur” dedi.

Konuşmaların ardından miting TEV-ÇAND sanatçıların müzik dinletisiyle devam etti.