KONGRA-GEL: Önder APO’nun özgürlüğüne kilitleneceğiz

KONGRA- GEL Eşbaşkanlık Divanı, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim 1998 uluslararası komplosunun 26. yıl dönümünde “nefretle” kınayarak, komploya karşı yeni mücadele yılında tecridin kırılacağını vurguladı.

9 EKİM KOMPLOSU

Uluslararası komplonun yıldönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan KONGRA-GEL Eşbaşkanlık Divanı, komploya karşı 27’nci mücadele yılında halk ve hareket olarak, dostlarla birlikte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kilitleneceklerini kaydetti. 

Açıklama şöyle: “9 Ekim 1998 uluslararası komplosunun 26. yıldömümünde bu komploda yer alan tüm güçleri nefretle kınıyor, protesto ediyoruz. Komplocular Önder APO’nun şahsında Kürt halkının geleceğini ve özgürlük umutlarını yok etmek istediler. Ancak partimiz PKK ve yurtsever halkımız Önder APO etrafında kenetlenerek bu uğursuz planı boşa çıkardı.

Komplocuların planlarına karşı “Güneşimizi karartamazsınız” şiarı ile Önder APO’nun etrafında ateşten kalkan oluşturarak Önder APO’yu koruyan fedayilerin öncüleri olan Halit Oral, Selamet Menteş, Aynur Artan ve Mehmet Gül arkadaşların şahsında tüm şehitlerimizi sevgi, saygı ve minnetle anıyor, amaçlarına bağlılığımızı bir kez daha yineliyoruz. 

Birinci dünya savaşında Kürdistan coğrafyasını bölüp parçalayan, Lozan anlaşmasında halkımızı yok sayarak Türk devletinin soykırımcı inkar ve imha politikalarına teslim eden ve günümüze kadar da bu desteğini sürdüren güç, kapitalist modernite sisteminin merkezi aklıdır. 

Kapitalist modernitenin bölüp parçaladığı, sömürgeciliğin inkar ve imha politikaları ile yok edilme noktasına getirdiği Kürt halkı, Önder APO’nun destansı mücadelesi ile kendisini “özgür Kürt” kimliğiyle yeniden yarattı, dört parça Kürdistan ve yurt dışında büyük gelişmelere yol açtı. 

Önder APO, kapitalist modernite ve sömürgeci Türk devletinin ortak politikaları ile yok edilmek istenilen Kürt halkını uçurumun kenarından kurtararak halklara ve tüm ezilenlere umut olacak bir yere getirdiği için, Kürt halkının inkar ve imhasına dayalı bölgesel planları bozduğu için modernite güçlerinin boy hedefi haline geldi.  

Bölge halklarının özgürlük taleplerinin bastırılması ve Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile bölgenin yeniden düzenlenmesini amaçlayan planın ilk adımı olarak Önder APO’ya yönelik uluslararası komplo yapıldı.

Bu 9 Ekim komplosunu planlayan ve uygulayan akıl ile Lozan anlaşmasında Kürt halkını soykırım politikalarına terk eden modernitenin aklı ve stratejik merkezi aynıdır.

Önder APO’ya yapılan komplo ile başlatılan bu süreç, Büyük Ortadoğu Projesi, Arap baharı, bölge halklarının başına bela ettikleri DAİŞ ve diğer selefi versiyonlarının yarattığı yıkımlarla, Türkiye’nin her alanda Kürt halkına karşı yürüttüğü savaşla, İsrail- Filistin- İran- Hızbullah savaşı ile üçüncü dünya savaşı çerçevesinde gittikçe yayılıyor.  

Önder APO savunmalarında; “uluslararası komplo kapitalist modernite karşısında gözlerimi açtı, modernite gerçeğini derinlikli görmemi sağladı” diyor. Bu tarihi belirleme, Önder APO’yu alternatif paradigma arayışına götürüyor. Yaşadığı büyük yoğunlaşma ile formüle ettiği demokratik modernite paradigması (demokratik konfederalizm ve demokratik ulus sistemi) ile komploculara yanıt verdi, onların planlarını boşa çıkardı.

Önder APO savunmalarım neredeyse ben oradayım dedi. Kadın özgürlüğüne dayalı demokratik- ekolojik toplum paradigması Rojava devrimi ile yaşam buldu. Kuzey ve Doğu Suriye halklarının ve inançlarının özgürlük ve eşitlik temelinde yer aldıkları Rojava devrimi, tüm dünyada yankılandı. Uluslararası komplo ile yok edilmek istenilen Önder APO, büyük bir yoğunlaşma ve emek ile oluşturduğu özgürlük paradigmasıyla tüm dünyaya yayıldı.

Önder APO’nun düşüncelerinin yayılması ile İmralı’da uygulanan mutlak tecrit sistemi doğrudan bağlantılıdır. Uluslararası komplonun yarattığı İmralı sistemi, Türk devleti ile modernite güçlerinin Kürt halkına yönelik yürüttükleri ortak politikaların somut ifadesidir.  

Nasıl ki Türkiye’de Kürt halkının varlığı inkar ediliyor ve her türlü hak ve hukuktan mahrum bırakılıyor ise, Kürt halk Önderi Önder APO da İmralı’da her türlü hak ve hukuktan mahrum bırakılıyor. İmralı adası ulusal ve uluslararası hiçbir hukukun uygulanmadığı, tamamen AKP- MHP faşizminin keyfi politikalarına terk ediliyor.

Önder APO’nun yargılanmasının hukuka uygun olmadığını ve yeniden yargılanması gerektiğine dair AİHM kararı ile, yine Önder APO’nun “umut hakkı” olduğuna dair AİHM’in aldığı kararları uygulamayan Türk devletine yönelik AKBK’nin (Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi) geçen on yıllık süre içinde hiçbir yaptırımı olmadığı gibi, gösterilen tolerans nedeniyle de İmralı’da hukukun olmadığı bir sistem oluşturuluyor.

İmralı adasında hukuk olmadığı için yasal olan aile ve avukat görüşleri yapılamıyor. 43 aydan beri Önder APO ve adadaki diğer üç arkadaşımızdan hiçbir haber alınamıyor. 

Bu nedenle de Önder APO’nun dostları tarafından geçen yıl dünyanın her yanında “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarı ile özgürlük hamlesi başlatıldı. Bir yılını dolduran bu hamle halkımız tarafından da desteklenerek önemli gelişmelere yol açtı.

10 yıldan beri AİHM kararlarını uygulatmayan AKBK, geçen eylül ayında yapılan toplantısında AKP- MHP faşist hükümetine yine bir yıl süre tanıdı. Oysaki mahkeme kararlarının hemen uygulanması konusunda somut taleplerde bulunması gerekiyordu.

9 Ekim komplosunun 26. yılı bitiyor, 27. mücadele yılına giriyoruz. Ayni şekilde dostların başlattığı “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” hamlesi de ikinci yılına giriyor.

Ortadoğu coğrafyasının ateş çemberine döndüğü bu süreç hem savaşın hem de çözümün iç içe geliştiği bir süreçtir. Çünkü yürütülen topyekûn savaşın yarattığı ağır ekonomik yıkım ve çöküş nedeniyle, AKP- MHP faşist hükümeti de siyasal olarak çöküş süreci içindedir.

Bu nedenle de 9 Ekim komplosunun 27. mücadele yılı, İmralı tecritini kıracak ve Önder APO’nun özgürlük sürecini başlatacak bir mücadele yılı olacaktır. Halk ve Hareket olarak Özgürlük Hareketi’nin tüm bileşenleri ve dostlarımız ile Önder APO’nun özgürlüğüne kilitleneceğiz. Tüm çalışmalar bu temelde yürütülecektir.

Önder APO’nun “Özgürlük Paradigması”nın yaşamsal kılınması, yani toplumsal alanda örgütsel sisteminin oluşturulması, özgürlük hamlesinin başarısının da temel koşuludur. Bu nedenle de demokratik ulusun boyutları üzerinden yapılacak toplumsal inşa çalışmaları, bu sürecin en temel stratejik çalışmalarıdır. Özgürlük hamlesi ile inşa çalışmalarının birlikte yürütülmesi, başarının anahtarıdır.

Uluslararası komploya karşı bu temelde yürütülecek bir mücadele ile komplonun 27. yılını AKP- MHP faşizmi ile Barzani ihanetinin kaybettiği, özgürlüğün kazandığı bir yıl olması hedefiyle halkımıza ve dostlarımıza başarılar diliyoruz."